İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına karşı yürütmenin durdurulması ve kararın iptali talebiyle Danıştay 10. Dairesi'ndeki dava görüldü.
Kadınlar, Cumhurbaşkanlığı'nın İstanbul Sözleşmesi'nin iptali yönündeki kararının durdurulması için Danıştay'a başvurmuştu. Davaların bir kısmı önceki tarihjlerde görüldü. Danıştay İstanbul Sözleşmesi'nin iptali yönündeki kararı iptal etmemişti.
Bugün ise Kadının İnsan Hakları Vakfı, Mor Çatı, Mardin Barosu, Muş Barosu, Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği, Kadın Dayanışma Vakfı, Kadının İnsan Hakları Derneği gibi en az 24 kurumun Danıştay'a yaptığı "İstanbul Sözleşmesi'nin iptali iptal edildin" yönünde başvurularına dair dava görüldü.
Duruşmadan detaylar
Mor Çatı adına davayı takip eden avukat Selin Nakıpoğlu bianet’e şu bilgileri verdi:
“Uzmanımız Gülsüm Kanat’ın konuşmasını istedik. Fakat bu talebimiz kabul edilmedi. Bunun üzerine hakim ‘bunu da bozma talebi’ yaparsınız dedi. Bu da açıkça karar alındığını gösteriyor. Henüz bir yargılama yapılmadan eski kararın yineleneceğini düşündük. Oysa burada yargılama yapıyoruz. Beş duruşmadır buradayız."
"Onlarca savunma yapıldı. Bu söylenen gerçekten bizler açısından kabul edilemez. Tarafsızlığı tartışılır hale gelen, bunu hukuka uygun olmayan yorumlarıyla red kararlarına da geçiren mahkeme üyelerinin İstanbul Sözleşmesi davasından çekilmesi ve hakimin reddi yönünde talepler de dile getirildi..”
"6284 No'lu yasa var İstanbul Sözleşmesi'ne gerek yok diyemeyiz"
Yine Mor Çatı avukatlarından Funda Ekin de şu bilgiyi verdi:
"Reddi hakim talebimiz vardı ancak bu talebe dair bir değerlendirme bu aşamada yapılmadı. Biz hem heyette daha onceki davalarda red karari veren hakimler olmasi hem de durusmada uzmna dinletma talebimize heyet başkanının 'bunu da bozma gerekcesi yaparsınız 'demesi ihsasi rey olduğu için reddi hakim istedik."
"Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yayınlanan fesih kararı gerekçesiz ve yetki bakımından da anayasaya aykırı olduğundan norm denetimi için aym ne ginderilmesi talebimiz de oldu."
“Yine biz Mor Çatı’nın danışanlarının da müdahil olarak davaya katılması taleplerimiz de oldu.. Ancak bu talebimiz de bu asamada henuz karara baglanmadı. Bizim için İstanbul Sözleşmesi çok önemli. 6284 No’lu yasaya da dayanak olan uluslararasi bir sözlesme."
"Bu nedenle idarenin savunmasında ve daha önce verilen red kararlarına gerekçe yapıldığı sekliyle 6284 no’lu yasa var İstanbul Sözleşmesi’ne gerek yok diyemeyiz. Yasa akut durumlarda tedbir maddelerine sahip ama ana politika belgesi ayrimcilik ve kadina yonelik siddetle mucadele konusunda bütünlüklü bie yaklasıma sahip olan sözleşmedir.”
Bulduk: En başından beri reddi hakim istiyoruz
Sosyal Haklar Derneği'nden avukatlar da Antalya Kadın Dayanışma'nın avukatları da reddi hakim talebinde bulundu. bianet'e konuşan avukat Nagihan Bulduk şöyle dedi:
"Davaya konu cumhurbaşkanı kararnamesinin sebebi 21.03.2021 tarihinde İletişim
Başkanlığı tarafından şöyle açıklanmıştır:
“İstanbul Sözleşmesi Türkiye’nin toplumsal ve ailevi değerleri ile bağdaşmayan eş
cinselliği normalleştirmeye çalışan bir kesim tarafından manipüle edilmiştir. Türkiye’nin sözleşmeden çekilme kararı alması bu nedene dayanmaktadır. Biz bu iddianın gerçekçi olmadığını biliyoruz, bu nedenle en başından beri reddi hakim talebinde bulunuyoruz."
Gülbahar: Taleplerimizi yineledik
Duruşma sonrasında açıklama yapan Eşitlik İçin Kadın Patformu-EŞİK'ten avukat Hülya Gülbahar, şu açıklamayı yaptı:
"Daha önce red kararı veren üyelerin çekilmesini, çekilme teklifimiz uygun görülmezse red talebimizin hemen bugün değerlendirilmesini istiyoruz. Anayasaya aykırılık itirazımızı, yürütmeyi durdurma ve üç uzman tanığın dinlenmesi taleplerimizi yineliyor ve tekrar değerlendirilmelerini istiyoruz."
"Anayasa’ya, AİHS’ne, AİHM kararlarına aykırı, devletin pozitif ve negatif yükümlülüklerini ihlal eden ve ayrımcılık içeren böyle sebebe dayanılarak çıkarılan kararnamelerin daha önceki davalarda hukuka uygun olduğunun söylenmesi reddettiğimiz hakimlerin hukuka aykırı davrandıklarını gözler önüne sermektedir."
"Bangolar Yargı Etiği İlkelerinden “Hâkim; ırk, renk, cinsiyet, din, ulusal köken, sosyal sınıf, engellilik, yaş, evlilik durumu, cinsel yönelim, sosyal ve ekonomik statü ve benzeri diğer hususlar (“davaya mesnet olmayan sebepler”) dâhil olmak üzere, ancak bunlarla sınırlı kalmamak kaydıyla, çeşitli unsurlara dayanan farklılıkların ve toplumdaki çeşitliliğin bilincinde olmalı ve bunları anlamalıdır.” eşitlik ilkesine aykırı davrandığının da en büyük kanıtıdır."
Danıştay’ın kararını önümüzdeki günlerde açıklaması bekleniyor.
“Mücadeleye devam edeceğiz”
Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği, Kadın Dayanışma Vakfı, Kadının İnsan Hakları Derneği ile Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'nın İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanı kararıyla çıkılmasına karşı Danıştay'a yaptığı iptal başvurusunun duruşması öncesi dört kurum açıklama yaptı.
“Cinsiyet eşitliği karşıtlığı her alana yayıldı”
Açıklamada, 20 Mart 2021'de Türkiye'nin ilk imzacısı ve tarafı olduğu İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece yarısı ve tek adam kararıyla çekildiği hatırlatıldı. Sözleşme'nin iç hukukun bir parçası haline geldiği ve sözleşmeden çekilme kararının hukuksuz olduğu vurgulanan açıklamada, şöyle denildi:
"İlk günden bu yana İstanbul Sözleşmesi'nden imza çekmenin kadına yönelik şiddetle mücadeleye siyasi iradi olmadığının açık göstergesi olduğunu dile getiriyoruz. Bu iddiamız ise devletin "şiddete sıfır toleransı" olduğu iddiası ve kendi yasalarımız varken uluslararası sözleşmelere ihtiyaç duymadığımız gerekçesiyle yalanlanıyor."
"Fakat 6284 sayılı Kanun'a, Medeni Kanun'a, Anayasa'ya yöneltilmiş saldırılar bizlere haklı olduğumuzu bir kez daha gösteriyor"
"Kadınlara yönelik ayrımcılığı körükleyerek erkeklere hizmet eden yasalara ve karar mekanizmalarına itiraz ediyoruz. Buradayız çünkü kadınların maruz kaldığı ayrımcılık ve şiddetin en çok kendi hayatlarımızdan tanığıyız ve kadınlar lehine bu hukuk düzenini dönüştürmek için mücadeleye her yerde devam edeceğiz.”
#İstanbulSözleşmesindenVazgeçmiyoruz #28KasımdaDanıştaydayız pic.twitter.com/SCa6jhCAAb
— Eşitlik İçin Kadın Platformu (@esik_platform) November 28, 2023
Ne olmuştu?
Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 20 Mart 2021 Cumartesi İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı olarak feshedildiğini duyurdu. Fesih kararı 23 Mart 2021 Pazartesi günü Avrupa Konseyi’ne de bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada “Fesih kararının” nedeni olarak “Sözleşme’nin eşcinselliği meşrulaştırıyor olması” iddia edildi.
Kadınlar, 20 Mart’tan beri Türkiye’nin birçok ilinde İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya devam ediyor.
İstanbul Sözleşmesi hakkında
Tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açıldı ve ilk imzalayan ülke Türkiye oldu. Sözleşme 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girdi.
Sözleşme, ''kadına yönelik şiddet'', ''aile içi şiddet'', ''kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet'', ''kadın'' kavramlarını tanımlıyor.
Uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyan sözleşme şunları içeriyor:
İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini kapsıyor.
Sözleşme çerçevesinde eviçi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde kadının korunmasını esas alıyor.
Kadınları konumlandırırken "aile" olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmiyor.
Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.
Devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü de devlete ait.
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi'nin tüm maddeleri...
TIKLAYIN - 7 Soru, 7 Yanıt: İstanbul Sözleşmesi Nedir, Ne Getiriyor?
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi nedir, ne değildir?
TIKLAYIN - “İstanbul Sözleşmesi 4 partinin de ortak fikriydi”
(EMK)