Avukat Özgün Öztunç, bürosuna yapılan polis baskınının hukuksuzluğuna dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yaptığı başvuru sonuçlandı.
Mahkemenin bugün açıkladığı kararla, Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Özel ve aile hayatına saygı hakkı” başlıklı 8. maddesini ihlal ettiğine hükmetti ve avukat Öztunç’a 2 bin Euro manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
“Suç örgütü kurmak” suçlamasından beraat etti
Avukat Öztunç’un İstanbul’daki bürosu, 13 Ocak 2004’te, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi’nden polislerce basıldı ve ofiste arama yapıldı. Öztunç da gözaltına alındı.
Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı kapatılmadan önce, Savcı Ömer Suha Aldan, bazı davalarda şüphelilerin yargı sürecini etkilemeye çalışmasına dair soruşturma yürütüyordu. Soruşturmayı devralan Savcı Mehmet Bozkurt, şüpheli avukatlara dava açtı.
İddianamede, TMSF-Bank Ekspres-Garanti Bankası arasındaki dava dosyasının Yargıtay'daki temyiz incelemesi sırasında, Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ali Can Verdi’nin talimatı ile bankanın eski avukatlarından Özgün Öztunç'un, onama kararı için Prof. Attila Özer ile irtibat kurduğu öne sürüldü. Özer'in, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanı ile irtibatının bulunduğu, kararın istenilen doğrultuda çıkmasını sağlayabileceğini belirttiği, bunun karşılığında 195 bin dolar alacağı, paranın 100 bin dolarının Yargıtay görevlilerine verileceğinin konuşulduğu ileri sürüldü.
İddianamede, Öztunç’un da aralarında bulunduğu üç kişi hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) “hakimler üzerinde nüfuz kullanma” suçunu düzenleyen 232. maddesi uyarınca 6'şar aydan az olmamak üzere hapis cezası istendi.
Öztunç’a ayrıca “çıkar amaçlı suç örgütü oluşturmak” suçundan da dava açıldı. Bu davanın görüldüğü Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Öztunç’un aralarında olduğu 19 sanığın “çıkar amaçlı suç örgütü oluşturmak” suçundan beraatına hükmetti, “memuriyet ve mevki nüfusunu suiistimalden” ise görevsizlik kararı verdi.
“Hakimler üzerinde nüfuz kullanma” yargılamasının sürdüğü Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi de 16 Mayıs 2007’de karar verdi. Öztunç ve diğer iki avukata, “davalarda bir tarafın lehine karar verilmesini sağlamak için nüfuz kullandıkları” gerekçesiyle her bir dava için 2 yıl 6’şar ay hapis cezası verildi.
“Avukatlık ofisinin basılması ve aranması hukuksuz”
AİHM’in bugünkü kararında, Öztunç’un ofisinin “suç örgütü oluşturmak” suçlamasına istinaden basıldığı, bu suçlamadan da 10 Mayıs 2005’te beraat ettiği ifade edildi.
Mahkeme ayrıca, Öztunç’un bununla ilgili Adalet Bakanlığına tazminat başvurusu yaptığını, başvurusunun reddedildiğini hatırlattı. İtirazları da reddedilen Öztunç, AİHM’e başvurmuştu.
AİHM, Öztunç’un başvurusundaki “özel ve aile yaşamına saygı ile mekan ve yazışmaların mahremiyeti hakkının ihlal edildiğine” dair başvurusunu haklı buldu.
Öztunç, avukatlık yaptığı ofisinin basılmasıyla, müvekkillerinin bilgi ve belgelerine de el konulmasının yasadışı ve hukuksuz olduğunu ifade etmiş, buna karşın itiraz için etkili hukuk yolu bulunmadığını belirtmişti. Öztunç’u haklı bulan AİHM, 2 bin Euro tazminata hükmetti.
Avukatlık Kanunu’nun 58. Maddesi şöyle: “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz.” (AS)