Cumhuriyet yazarları Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya’nın Charlie Hebdo’nun 12 çalışanının öldürülmesinin ardından çıkan özel sayısının kapağını köşelerinde bastıkları için "halkın bir kesiminin dini değerlerini aşağılama" gerekçesiyle 2 yıl hapse cezalandırıldıkları davanın gerekçeli kararı açıklandı.
Kararın islam dininin inançları doğrultusunda gerekçelendirilmesini değerlendiren Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı olan avukat Akın Atalay “Bu karar laik hukuk açısından bir eşik. Şayet karar bozulmazsa, aynı Anayasa’nın askıya alınması gibi laik hukuk da askıya alınmış, islami hukuk yürürlüğe konmuş olacak” diye konuştu.
Mahkeme: Muhammed peygamber resmedilemez
İstanbul 2. Asliye Mahkemesi’nin gerekçeli kararda uzun uzun din, kin ve tahrik sözcüklerinin tanımı yapıldıktan sonra Muhammed peygamberin resmedilmesinin “mümkün olmadığı” ifade edildi.
Mahkemenin gerekçeli kararında yer alan ifade şu şekilde:
“…Çünkü islami inanışa göre iman bir gayb ve kalb meselesidir. Yani gözünüzle görmediğinize inanmak vardır. Yine inanışa göre müslüman olmak yaradana, meleklere, ahirete inanmakla vücut bulmaktadır. Peki hangisinin resmi vardır? Diğer yandan islami inanışa göre Hz.Muhammed'i resmetmek mümkün değildir. Çünkü o ne resimlere sığar ne de hayallere sanıkların eyleminin neden tahrik oluşturduğu yolunda Hz. Muhammed'in figüratif olarak yer almasının neden müslümanları rencide ettiğinin açıklanabilmesi önemlidir…”
Atalay: Bu karar ancak teokrasilerde olur
Avukat Atalay ise kararı “Anayasa’ya göre değil, bir dinin gereklerine, duyarlılıklarına göre verilmiş bir karar” olarak nitelendirdi. Atalay şöyle konuştu:
“Anayasa’da ‘Türkiye Cumhuriyeti laik, sosyal, hukuk devletidir’ diye yazmasına rağmen TCK ve Anayasa’ya göre verilmiş bir karar. Bu ancak teokrasilerde, din devletlerinde olur.
Laik sistemler dini değil, dini görüşü açıklamayı, eleştirmeyi güvence altına alır. Bu karar ifade özgürlüğü ve dinsel görüşü açıklama ve eleştirme özgürlüğünü zedeliyor.”
Sivas katliamı, Rahip Santaro cinayeti hatırlatıldı
Kuran’dan ayetlere de yer verilen mahkeme kararında, “Dinsel kökenli (mezhepsel yaklaşımlar da bu çerçevede değerlendirilebilir) ani toplumsal reaksiyonlar bize çok yabancı değildir” denerek Sivas Katliamı, Rahip Santaro cinayeti, Zirve Yayınevi Katliamı hatırlatıldı.
“Yakın geçmişte ateist olduğunu gizlemeyen yazar Aziz Nesin’in İslam dinine yönelik bazı hakaret içerikli sözler söylediğinden bahisle Sivas’ta toplu halde harekete geçen insanlar, Aziz Nesin’in kaldığı bildirilen oteli galeyana gelerek ateşe vermiştir. Olayda çok sayıda yazar, ozan ölmüştür. Nesin bu olaydan kurtulmuştur. Üstelik bu sözleri tam olarak nasıl söylediği bile belli değildir. Oysa anında bir reaksiyonla, insanlar, kendi kutsallarına yönelik hakaret yönünden toplu halde ve sonunu düşünmeden harekete geçmişlerdir” diye devam eden kararda “Mahkememiz, içinde yaşanılan toplumda büyük kesimi oluşturan İslami dinsel topluluğunun inançlarına, doğrularına saygı duymakla yükümlü olup, bu realiteyi de görebilecek yeterliliktedir” ifadeleri yer aldı.
Karar sosyal medyada da gazeteciler tarafından eleştirildi.
Şeriat getirmeye ne hacet.. Alın siz gerekçeli karar.. https://t.co/upnAhtwvsg @cumhuriyetgzt
— Ceyda Karan (@ceydak) May 26, 2016
İstanbul 2. Şeri Ceza Mahkemesi'nin kurulduğundan haberiniz yoksa bir okuyun. https://t.co/x8LgM91JAN
— Ali Ergin Demirhan (@ali_ergind) May 26, 2016
Bu gerekçenin her satırı laik hukuk devletine 1 tokat.Cezanın dayandığı hukuk anlayışı tamamen dinsel. Gerisi bahane https://t.co/mt5r4VL9qu
— Emin Çapa (@EminCapa) May 27, 2016
Cumhuriyet'ten @ceydak ve @hikmetcetinkaya için verilen mahkeme kararı Laiklik karşıtı bir karardır. Bu karara karşı mücadele edeceğiz..
— Eren Erdem (@erenerdemnet) May 27, 2016
Şeriat mahkemesinin hakimleri olsa bu kadar coşabilirdi. @ceydak ve @hikmetcetinkaya nın kellelerini almamış şükür https://t.co/tlEwvpcjZO
— Ertugrul Mavioglu (@emavioglu) May 27, 2016
Aziz Nesin’i gerekçe yaptılar @cumhuriyetgzt https://t.co/L9XQ6XsVgR
— Hikmet Çetinkaya (@hikmetcetinkaya) May 27, 2016
Ne olmuştu?
12 kişinin öldüğü Charlie Hebdo saldırısının ardından derginin saldırı sonrası ilk sayısını Türkçe olarak yayımlama kararı alan Cumhuriyet gazetesi hedef gösterilmiş ve tehdit edilmişti. Gazete yeni sayının tümünü yayımlamak yerine seçki yayımlamaya karar vermiş, gazetenin iki köşe yazarı Çetinkaya ile Karan ise köşe yazılarında derginin Muhammed peygamber olduğu iddia edilen çizimli kapağını yayımlamıştı.
İki yazar da sosyal medyada hedef gösterildi ve tehdit edildi. Cumhuriyet ise daha matbaa çıkışında engellenmeye çalışılmış, dağıtım aracına polis baskını yapılmış ancak daha sonra dağıtımına izin verilmişti.
9 yıl hapis istenmişti
Gazeteciler Çetinkaya ve Karan hakkında dava açılmış, iki gazeteci “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamak" ve "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçlarından ayrı ayrı 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapisle cezası ile cezalandırılması istenmişti.
Erdoğanlar müdahil olmak istemişti
Davaya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, kızları Sümeyye Erdoğan ile Esra Albayrak, damadı ve AKP İstabul Milletvekili Berat Albayrak ile Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Varank da avukatları aracılığıyla davaya müdahil olmak istemişti. (EA)