Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu (FDG), Genel Başkan Yaşar Kaya, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den, Zazacanın "zorunlu ikinci dil" olarak okutulmasının yasal güvenceye kavuşturulmasını talep etti.
"Demokratik Açılım" girişiminin ülke çapında bir iyimserliğe neden olduğuna işaret eden Kaya, "İnsan hakları, demokrasi ve hukuk devleti yönünde atacağınız adımlar yalnızca Türkiye'de değil, aynı zamanda dünyada takdirle karşılanıyor" dedi.
"Tarihle yüzleşmek devletleri saygın kılar"
Devletin 1938'de giriştiği Dersim Harekatı nedeniyle "Dersim insanının küskün, kırgın ve buruk" olduğunu belirten Kaya, "Halkımız 71 yıldır devletten bir özür bekliyor. Bu özür, barış güllerinin açılmasına hizmet edecektir. Tarihle yüzleşmek devletleri ve toplumları küçük düşürmez, aksine saygınlık kazandırır" diye kaydetti.
Kaya, Tunceli ve bölgesindeki yaşam koşullarının son derece ağır olduğuna işaret eden bir tespitte de bulundu:
"Dersim halkının anadili olan Kırmancki/Zazaca UNESCO'nun da belirttiği gibi ölü bir dil haline gelmek üzere. Halkımızın inancı baskıya ve ayrımcılığa maruz kalmıştır. Köylerimiz yıkılmış veya boşaltılmıştır. Sürekli olarak silahlı çatışmalar ortamında tutulan Dersim'de normal yaşam koşulları ortadan kaldırılmıştır."
Kaya, mektubunda FDG'nin taplerini şu şekilde sıraladı:
- 1. Her bölgede, bölge halkının çoğunluğunun anadili eğitimde zorunlu ikinci dil olarak okutulması; başka konuşulan diller var ise bu dillerin en azından seçmeli ders olarak okutulmasının yasal güvence altına alınması.
- 2. Kamu görevlerine getirilecek olan personelin, görev yapacağı bölgede çoğunluk tarafından konuşulan ana dili bilenlere öncelik tanınması.
- 3. Açılacak yeni bir TRT kanalında ihtiyaca cevap verecek düzeyde Kırmancki/Zazaca yayın yapılması. Çünkü bu lisan ülkemizde Türkçe ve Kürtçeden sonra en çok konuşulan üçüncü dildir.
- 4. Üniversitelerde Kırmancki/Zazaca üzerine kürsülerin kurulması.
- 5. Dersim de dahil olmak üzere ismi değiştirilen bütün yerleşim yerlerine eski isimlerinin geri verilmesi.
- 6. Alevi / Kızılbaş inancının temsilcileri olan ocakların tarihsel ve kültürel misyonlarının tanınması, bu kuruluşların özerkliğinin yasal güvence altına alınması. Yaşam felsefemizi oluşturan Alevi / Kızılbaşlık üzerine üniversitelerde kürsülerin kurulması.
- 7. Köylerin yeniden inşası için uzun vadeli bir kalkınma programının uygulanması, geriye dönüşlerin sağlanabilmesi için gerekli ekonomik, siyasi ve güvenlik koşulları yaratılması, tarım ve hayvancılığın önündeki bütün engellerin kaldırılması.
- 8. Mayınlı bölgelerin temizlenmesi ve "yasak bölge" uygulamasına son verilmesi.
"Dersimli yetimlerin listesi açıklansın"
- 9. Munzur, Harçik ve Peri Vadilerinde yapımı planlanan baraj inşaatlarının durdurulması. Faunası ve Florası ile olağanüstü doğal zenginliğe sahip olduğu için Munzur Vadisi 1972 yılında "Milli Park" ilan edilmişti. Dersim halkı bu barajları kendisine, kültürüne ve inancına yapılmış haksız bir yönelim olarak görmekte ve istememektedir.
10. 15 Kasım 1937'de Elazığ Buğday Meydanı'nda idam edilen Seyid Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri aradan 72 yıl geçmesine rağmen hâlâ açıklanmadı. Mezar yerleri açıklanmalı ve naaşların aile mezarlığına defnedilmesine izin verilmelidir. Bu insani bir görevdir.
1938'de evlatlık verilen, çocuk esirgeme yurtlarına verilen ya da dönemin yetkililerince kendi üzerlerine kaydedilen Dersimli yetim çocukların tam listesi açıklanmalı. Batı illerine sürülen Dersimlilerin tam listesi açıklanmalı. 71 yıl sonra, yüzlerce insanımız kendi akrabalarını aramaktadırlar, hayatlarının son dönemini yaşayan bu mağdurların acıları dindirilmelidir. (EÖ)
Fotoğraf: dersim.biz sitesi