Haberin İngilizcesi için tıklayın
Konya'nın Meram ilçesinde 30 Temmuz'da Yaşar Dedeoğulları, İpek Dedeoğulları, Serap Dedeoğulları, Serpil Dedeoğulları, Sibel Dedeoğulları, Metin Dedeoğulları ve Barış Dedeoğulları'nın katledilmesiyle ilgili davanın ilk duruşması 14 Aralık’ta Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Saldırgan Mehmet Altun ile birlikte Keleş ve Çalık ailesinden 11 kişinin yargılandığı davada, tutuksuz sanıkların tutuklanma talebi, Türkiye Barolar Birliği ve İnsan Hakları Derneği'nin müdahilllik talebi reddedildi.
Ayrıca avukatların "en önemli talep" olarak ifade ettikleri 12 Mayıs ve 30 Temmuz saldırılarının dosyalarının birleştirilmesi de reddedilen talepler arasında yer aldı.
14 Aralık'taki duruşmaya, reddedilen taleplere ve hazırlanan iddianameye lişkin bianet’e konuşan Dedeoğulları Ailesinin Avukatı Abdurrahman Karabulut, “saldırının organize ve arkasında paramiliter güçler” olduğunu söyledi.
TIKLAYIN-Konya'da ırkçı saldırı: 7 kişi evlerinde öldürüldü
"Davaların birleştirilme talebi reddildi"
Aileye yönelik 12 Mayıs’ta gerçekleşen saldırıya değinen Karabalut, “12 Mayıs saldırısı bir başlangıçtı, 30 Temmuz katliamı ise sanıklar açısından arzu edilen bir sonuçtu. 12 Mayıs saldırısında daha sonra katledilen 7 müvekkilim de ağır şekilde yaralanmıştı.
Biz 14 Aralık’ta görülen duruşmada 12 Mayıs ve 30 Temmuz saldırılarının davalarının birleştirilmesini talep ettik. Çünkü her iki saldırının da Mehmet Altun hariç sanıkları aynıdır. Her ikisi olay arasında hukuki ve fiili irtibat olduğu tartışılmaz açık ve nettir CMK’nın ilgili hükümleri, yasalar bunu söylüyor. Fakat bu talebimiz reddedildi” dedi.
TIKLAYIN-Av. Karabulut: Saldırı Whatsapp'ta tasarlanmış organize bir katliam
"Yeni tutuklamaların önü kesiliyor"
Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 12 Mayıs saldırında sanıkların “adam öldürmeye teşebbüsten” yargılandığını hatırlatan Karabulut, “Eğer dosyalar birleştirilecek olsaydı, sanıklar 30 Temmuz dosyasından tutuklanması gerekiyordu. Reddedilmesinin bize göre tek nedeni yeni tutuklamaların önünü kesmek amaçlıdır. 12 Mayıs saldırısı sonrasında saldırganlara ceza verilmedi ve tek tek tahliye edildiler, bu anlayış 30 Temmuz saldırısında da uygulanmak isteniyor” diye konuştu.
TIKLAYIN-Konya'daki ırkçı saldırının katil zanlısı 6 gün sonra yakalandı
"Saldırılar ayrı görülemez"
Davaların birleştirme talebinin bozulması gerektiğini belirten Karabulut, konuşmasına şöyle devam etti: “Biz dosyaların birleştirilmesi talebinin reddedilmesini kabul etmiyoruz, bununla ilgili hukuki girişimlerimiz devam edecek, bu kararın İstinaf veya Yargıtay’da bozulacağına inanıyoruz.
Ayrıca 14 Ocak'ta görülecek 12 Mayıs davasında da tutuklama talep edeceğiz. Tutuklama olması için yeni bir delil çıkması gerekiyor, mümkün olmayabilir. Fakat dosyaların ayrı yürütülmesi zaten başlı başına hukuka aykırı bir durum. Her iki saldırıyı ayrı olaylar şeklinde görmek ve topluma böyle yansıtmak kabul edilemez.”
TIKLAYIN-Konya'daki saldırının görüntüleri yayınlandı
"Eylem birliği olduğu çok açık"
Karabulut, savcılık aşamasında da talepte bulunduklarını söyledi ve ekledi: “Savcılık aşamasında tutuklama taleplerimiz vardı, bunlar kabul edilmediği gibi ret de edilmedi, cevap verilmedi. Zaten iddianame de tutuklu sanığın tahliye talebi dilekçesi gibi. Çok zayıf, isteksiz ve adeta sanıkların tutuklanmaması üzerine kurulmuş bir iddianame.
Yanı sıra yeni tutuklama taleplerimiz vardı. WhatSaap grubunu kuran sanığın yazışmaları var. ‘Aracıyı gönder, umarım korkup, yola gelirler şikayetinden vazgeçerler’ diyor.
Buradaki yazışma ile katil Mehmet Altun’un ifadesinde verdiği ‘ben şikayetlerinden vazgeçirmek, korkutmak için gittim’ sözleri arasında bir fikir ve eylem birliği olduğu çok açık ve net biçimde anlaşılıyor. Ancak bu sanıklar tutuklanmıyor. Bu somut gerekçelerden dolayı tutuklama talep ettik, ancak mahkeme dosyadaki delil durumundan kaynaklı tutuklamaları reddetti.”
TIKLAYIN-"Burayı terk etmezseniz sizi öldüreceğiz diyorlardı"
"TTB ve İHD'nin müdahilliğine ret"
Mahkemenin 14 Aralık’ta görülen duruşmada Türkiye Barolar Birliği ve İnsan Hakları Derneği’nin davaya katılma taleplerini de reddettiğini vurgulayan Karabulut, mahkemenin reddetme gerekçesinin ise; “Suçtan doğrudan zarar görmedikleri” nedeniyle olduğunu söyledi.
“Bunun hukuken bir karşılığı yok, çünkü bu adli bir vaka değil” diyen Karabulut, “Irkçı saiklerle işlendiğini somut delillerle ortaya koyduk. Daha önce ailenin korunması için taleplerde bulunduk ve korunmadı.
Bu nedenle yaşam hakkının ihlali söz konusu. Barolar ve İnsan Hakları Derneğinin davaya katılması kabul edilmeliydi. Bu saldırı sadece aileyi değil toplumu ilgilendiren kamuoyunu ilgilendiren bir dava olduğu için katılmaları gerekiyordu. Bu davalarda suçtan zarar gören toplumdur” dedi.
TIKLAYIN-Konya'daki ırkçı saldırıyla ilgili 10 kişi tutuklandı
"Hesabında ciddi para akışı var"
Mahkemenin saldırgan Mehmet Altun ile ilgili talepleri de kabul ettiğini belirtti: “İşsiz çalışmayan bir insandan söz ediyoruz, hesabında ciddi para akışı var, 25 bin TL’lik araç kiralıyor. Lüks otellerde kalıyor. Saldırganın arkasında kimler var, gibi ortaya çıkartılması gereken hususlar bunlar.
Altun'un telefonun tekrar dinlenmesi, dijital materyallerin tekrar incelenmesi, olay öncesi konakladığı otellere dair gerekli yazışmalar yapılacak. Diğer sanıkların sosyal medya hesaplarının veri tabanlarının incelenmesi için direk ABD’ye müzekkere yazılmasını istedik, kabul edildi. Ama önemli üç talebimiz kabul edilmedi.
Saldırının arkasında başkalarının olduğunu en baştan beri söylüyoruz. Hesabında ciddi para akışları var, işsiz olduğu halde saldırıdan önce birçok şehirde dolaşıyor ve lüks otellerde kalıyor. Bunların incelenmesini ve araştırılmasını istedik.”
Ne olmuştu?
Konya'nın Meram ilçesi Hasanköy Mahallesi'nde yaşayan Dedeoğulları ailesi 30 Temmuz'da kendi evlerinde silahlı saldırıya uğramıştı. Saldırgan yedi kişiyi öldürdü ve evi ateşe verip kaçmıştı.
Olay yerine ihbar üzerine giden polis, Yaşar Dedeoğulları, eşi İpek Dedeoğulları, çocukları Barış, Serap, Metin ve Sibel Dedeoğuları'nın cansız bedenlerini bulmuştu.
Saldırgan Mehmet Altun ise, olaydan 6 gün sonra Bozkır ilçesi kırsalında yakalandı.
Saldırgan Mehmet Altun verdiği ifadede, 12 Mayıs saldırısından sonra yaşananlardan ötürü ailesinin çok büyük bir üzüntü içinde olduğunu, saldırılarla ilgili mağdur olduklarını, bundan dolayı uyuyamadığını, Dedeoğulları ailesinin şikayetten vazgeçmesi için ikna etmeye gittiğini söylemişti. Altun, ailenin kendisine saldırdığını, bunun üzerine kendini korumak için ateş ettiğini iddia etmişti.
Zanlıyla beraber, annesi, babası ve eşinin de aralarında olduğu 13 kişi tutuklanmış, ilerleyen haftalarda, Altun dışındaki tüm şüpheliler serbest bırakılmıştı.
İddianamede dokuz kişi için yedi kez azmettirme suçundan ağırlaştırılmış müebbet, davada tek tutuklu bulunan katil zanlısı Mehmet Altun için de canavarca hisle tasarlayarak öldürme suçundan yedi kez ağırlaştırılmış müebbet cezası istendi.
Katil zanlısı Mehmet Altun ile birlikte Keleş ve Çalık ailesinden 11 kişinin yargılandığı dava 8 Şubat'a ertelendi.
12 Mayıs saldırısı
24 yıldır yaşayan aynı mahallede yaşayan Dedeoğulları ailesi 12 Mayıs'ta yaklaşık 60 kişilik ırkçı bir grubun saldırısına maruz kalmıştı.
Saldırıyı "Biz ülkücüyüz, sizi burada yaşatmayacağız" tehditleriyle düzenleyen grup, yedi kişilik aileyi ağır yaralamıştı. Saldırının ardından tutuklanan yedi kişiden beşi tahliye edilmişti. (RT)