Türkiye'deki önemli sivil itaatsizlik eylemleri arasında sayılan Düşünceye Özgürlük kitaplarının yayımcıları arasında da yer alan Şanar Yurdatapan, sosyal patlamanın önlenmesi için düzenlenen bir seminerin adının "Sivil İtaatsizlik" olmasını anlaşılamaz bulduğunu belirtti.
Gözden düşürme çabası
Yurdatapan, sosyal patlama ve sivil itaatsizlik kavramlarının karıştırılmamasını istedi:
" Sivil itaatsizlik eylemlerinde ilkelerden bir tanesi de eylemcinin hiç kimseye mümkünse kendisine bile zarar vermemesidir . Oysa sosyal patlamalarda insanlar güçlerini bilinçsizce kullanırlar.
"Sosyal patlama ardından tahribat gelir . MİT, DGM ve Emniyet kadrolarına verilen seminerin adının "Sivil İtaatsizlik" olması çok garip ve hatalı. Sivil toplumun yanında olan bazı kurumları gözden düşürmeye çalışıyorlar sanırım . Ayrıca, bu eğitimin psikiyatrlar tarafından değil olsa olsa sosyologlar tarafından verilmesi gerekir."
Sosyal patlamayı hazırlayan koşulların ortadan kaldırılması yerine bastırılması için seminer düzenlenmesini de eleştiren Yurdatapan şöyle konuştu:
* Sivil itaatsizlik, karşı olunan bir yasal duruma sonuçlarını da göze alarak karşı çıkmaktır.Sivil itaatsizlik eylemlerinde amaç, temel ve aslında meşru bir hakkı yasal olarak geçerli kılabilmektir. Sistemi değiştirmeyi amaçlayan eylemler değil, sistemdeki bir yanlışın düzeltilmesini hedef alan eylemlerdir.
Sivil itiatsizlik şiddete dayalı değildir
* Sivil itaatsizler, eylemlerinin sonuçlarını üstlenmekten kaçınmazlar, böylece hem eylemlerinin meşruluk tabanı kuvvetlenir hem de kamuoyunun dikkatini çekebilirler. Bu eylemler hiçbir zaman şiddete dayalı değildir . Pasif direniş biçimleridir.
* Demokrasi ve hukukun egemen olduğu ülkelerde , vatandaşların yasadışı sivil itaatsizlik eylemleri şiddete dayalı baskı politikasıyla karşılaşmaz . Bu eylemler, demokrasinin ve hukuk devletinin gelişmesinde önemli bir role sahiplerdir.
BB/NU)