Arjantin’de Plaza de Mayo Büyükanneleri’nden Estela Carlotto*, 35 sene sonra torununu buldu. Türkiye'de gözaltında kayıplara karşı mücadelesinin simgesi Cumartesi oturmaları 489. haftasına girerken devlet sessizliğini koruyor.
Arjantin’de 1976-1983 arasında 30 bin kişi zorla kaybedilmiş, zorla kaybedilenlere ait 500’e yakın bebek kaçırılmıştı. Zorla kaybetmelere karşı 1977’den bu yana uluslararası bir mücadele yürüten Plaza de Mayo Büyükanneleri, kaçırılan çocukların bulunması için bir Gen Bankası kurulmasını sağlamıştı. |
Carlotto, yapılan DNA testi sonucu 36 yaşındaki Ignacio Hurban isimli erkeğin torunu olduğunun belirlendiğini açıkladı. Ignacio Hurban, diktatörlük döneminde kaçırıldıktan sonra bulunan 114. çocuk oldu.
Carlotto ve Rosa Tarkovsky Roisinblit birlikte Plaza de Mayo (Mayıs Alanı) Anne ve Büyükanneleri Derneği başkanı olarak ikinci başkanı olarak Mayıs 1998’de İstanbul'a Cumartesi Anneleri/İnsanları ile dayanışma için gelmişlerdi.
Cumartesi Anneleri/İnsanları ile Galatasaray'da Türkiye'de kaybedilenler için oturdular, Sultanahmet meydanında Arjantin ve dünyanın pek çok yerinde kaybedilenler için döndüler.
Büyükanneleri İstanbul'da karşılayanlardan Nimet Tanrıkulu, “Gözaltında kaybetmeler, tüm dünyanın ortak utancı diyebileceğimiz bir insanlık suçu. İnsanlık suçlarının yaşattığı acılar, dünyanın neresinde olursa olsun ortak. Bunu yaşatan devletlerin amaçları da ortak” dedi.
Uluslararası bir mesele oldu
bianet’e Plaza de Mayo Büyükanneleriyle İstanbul’daki buluşmalarını anlatan Tanrıkulu, Arjantin’de Plaza de Mayo Büyükanneleri’nin çok özel bir mücadele yürüterek, zorla kaybetmeleri uluslararası bir mesele haline getirmeyi başardıklarını vurguladı.
“Arjantin’de iki farklı mücadele var: insanlar hem kayıplarını hem de kaçırılan çocukları arıyor. Diktatörlük döneminde kaybedilenleri bulamıyorlar, çünkü çoğu Büyük Okyanus’a atıldı. Plaza de Mayo Büyükanneleri, kendi çocuklarına ulaşamasalar da torunlarını arama mücadelesini çok etkin yürüttüler. Bu sorunu tüm dünyada tartışılır hale getirdiler.
“Estela Türkiye’ye geldiğinde hep şunu söyledi: İnsanın bir daha dönmeyecek dediği çocuğunun bir parçasının yani torunumun hala yaşadığın bilmek çok farklı bir şey.”
Carlotto: Cumhurbaşkanıyla birlikte ağladık
Carlotto 35 yıllık mücadelenin ardından o parçayı buldu. Diktatörlük döneminde kaçırılan çocuklardan 114.’nün bulunması tüm ülkede coşkuyla karşılandı.
Cumhurbaşkanı Cristina Kirchner, bizzat Carlotto’yu arayarak tebrik etti. Carlotto telefon görüşmesini Telegraph’a şöyle anlattı: “Cristina ağlayarak beni aradı. Ona ‘Evet Cristina, haber doğru’. O da ‘ne büyük mutluluk’ diye cevapladı. Birlikte ağladık.”
Estela Carlotto’nun kızı Laura Carlotto, 1977’de cunta tarafından kaçırıldığında üç aylık hamileydi. 26 Haziran 1978’de çocuğunu doğurduktan iki ay sonra öldürüldü. Diğer 500 çocuğa olduğu gibi, Laura Carlotto’nun çocuğunu da askerler aldı.
Kaybedilen insanları bulmak için kurulan ulusal komisyona bir ay önce gönüllü olarak başvuran Ignacio Hurban’ın Carlotto’nun çocuğu olduğu ortaya çıktı. Buenos Aires’e 350 km uzaklıktaki Olavarria kentinde yaşayan Hurban’ın bir müzik okulu işlettiği, piyanist ve kompozitör olduğu belirtildi.
Rosa'nın sevinci
Rosa torunu Rudolfo'ya 2002'de kavuştuğunda 84 yaşındaydı ve Rudolfo bulunan 70. ''bebekti''. Rosa şimdi 96 yaşında. Yol arkadaşı Estela'nın sevincini paylaşma şansını yakaladı.
Acılar da mücadele de ortak
* Tanrıkulu ve Carlotto, 1998, İstanbul
Tanrıkulu, Plaza de Mayo Büyükanneleri’nin İstanbul'a gelmesiyle ilgili “Torunlarını arama programlarını erteleyip, buradaki kayıp yakınlarının acılarına ortak olmak ve mücadele birliği yürütmek için gelmeleri bizi çok etkilemişti,'' diyor.
“Kayıp mücadelesinin ortak yürütülmesi gerektiğini, devletlerle ancak bu şekilde başa çıkılabileceğini söylediler.
“Darbelerin yaşandığı tüm ülkelerde gözaltında kaybetmeler var. Şu anda Türkiye’de Cumartesi Anneleri 500. haftaya çok yaklaştı. Ancak devletin kayıplar meselesine yaklaşımı, sistemin kaybetme politikalarından farklı değil.” (ÇT)
* Estela Carlotto ve RosaTarkovsky de Roisinblit İstanbul'a Cumartesi Anneleri/İnsanları ile dayanışmak üzere geldiklerinde Pazartesi (Kadınlara Mahsus Gazete'nin Temmuz 1998, 40. saysında Müge Gürsoy Sökmen'in çevirmenliğinde Filiz Koçali'nin yaptığı ''Annem bu işin peşini peşini bırakmaz'' başlıklı söyleşiyi, derginin PDF formatlı internet edisyonunun 27-28 sayfalarında okuyabilirsiniz.