Alataş, "Davayı titizlikle izleyen Avrupa Parlamentosu gündemine acilen DEP konusunda bir karar tasarısı gelecek" dedi.
Davanın yeniden görülmeye başlamasından bu yana, "mahkemenin bağımsız ve tarafsız olmadığını, önyargılı davrandığını" söylediklerini hatırlatan Alataş, kararın da bu kanıyı doğruladığını belirtti. Alataş, "Sonuç benim için sürpriz olmadı, şaşırmadım" dedi.
Deliller gözden geçirilmedi
Yusuf Alataş, 1 Nolu DGM'de görülen davada başından beri savunmanın delillerin gözden geçirilmesi talebinin reddedildiğini vurgulayarak "Ne savcı ne mahkeme delilleri hiç tartışmadı bile" diye konuştu.
"Hangi delillere göre mahkum ediyorsunuz? Hangi delillere göre bu insanlar suçlu olarak gösterildi?" diyen Yusuf Alataş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sadece şekli anlamda Avrupa İnsan hakları Mahkemesi (AİHM) kararında değinilen hususların yerine getirildiğini ve kararın değiştirilmesini gerektiren bir durum olmadığını belirten mahkeme eski kararı uyguladı."
"Bana göre bu karar 1994'deki karardan daha adaletsiz ve ağır bir karardır. Çünkü o zaman elimizde AİHM kararı yoktu ve Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşme hükümlerini tam bilmiyordu. Ama bu defa, hem AİHM kararı var, hem de sözleşme hükümleri bilinerek karar alındı. Artı bu 10 yıllık süreçte Kürt meselesinde birçok tabuların kırıldığını gördük. Ama karar, 1994 den bu yana DGM olarak mahkemenin bakış açısında hiçbir değişiklik olmadığını ortaya çıkardı. 1994 ve 2004 mahkeme heyetleri farklı olsa bile bakış açıları aynı."
Yargılama yapılmadı.
"Adil bir yargılama yapılmadı demek aslında durumu tam yansıtmıyor. Daha doğrusu mahkemenin yargılama yapma diye bir kaygısı yoktu. Sadece göstermelik sanal bir yargılama yapıldı."
Delillerin gözden geçirilmesi talebinin reddedilmesi yanında herşeyden önce davanın yeniden görülmeye başlandığı zaman DEP milletvekillerinin serbest kalması gerektiğini vurgulayan avukat Alataş sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir insanı yeniden yargılıyorsanız, bu insana baştan suçlu diyemezsiniz demektir. Bu bakımdan Mart 2003 Mart'ında yargılamanın yenilenmesine karar verilir verilmez DEP milletvekillerini serbest bırakılması gerekiyordu."
Hükümete eleştiri
Avukat Yusuf Alataş yargının sorunları olduğunu ve DGM'lerin adil bir yargılama sistemi olmadığını hükümetin de bildiğini, Anayasa değişiklikleri paketinde buna ilişkin madde de bulunduğunu vurgulayarak, "Ama hükümet işine geldiği zaman 'yargı bağımsızdır' diyor ve yargı bağımsızdır bahanesini kendi amaçları için kullanıyor" dedi.
"Yargılama süresince başta Adalet Bakanlığı olmak üzere pek çok açıklama yapıldı ve DEP milletvekillerinin suçlu olduğu mesajı verildi."
"Türkiye'de bağımsız yargı oluşturmayan bir hükümetin, bağımsız yargıyı ileri sürerek uluslar arası yükümlülüklerinden ve AİHM kararlarını uygulamaktan kaçınması kabul edilecek şey değil.
Ancak bu davada siyasi nedenlerle bu tavrı takınan hükümet çok daha olağanüstü yöntemlere başvurarak bu sorunu çözmek zorunda kalacak. Avrupa Parlamentosu yarın bu kararla ilgili bir karar tasarısı oylayacak."
Bundan sonraki aşama
Temyiz dilekçesini veren Avukat Yusuf Alataş gerekçeli kararın yazılmasından sonra dosyanın Yargıtay'a gideceğini, Yargıtay'dan da sonuç alamadıkları taktirde AİHM'ne başvuracaklarını anlattı:
"AİHM'de açılacak yeni bir davada 1994 kararına göre çok daha güçlü argümanlara sahibiz."
DEP milletvekillerinden Orhan Doğan ve Hatip Dicle'nin gelecek yıl 2 Haziran'da, Leyla Zana'nın 4 Haziran'da, Selim Sadak'ın 1 Ekim'de tahliye olması gerekiyor. (YS/BB)