Fotoğraflar: Burcu Özkaya Günaydın
Ortadoğu coğrafyasında kültürlerin iç içe geçtiğini, halkların birlikte kutladığı bayramlardan bir kez daha anlıyoruz. Antakya da bu iç içeliğin yaşandığı önemli coğrafyalardan.
Hristiyan ve Alevilerin birçok ortak bayramı var. Bunlardan biri de Azize Barbara Bayramı ve günü… Arapçası Eid il-Burbara ya da Antakyalıların deyimiyle Bırbara Bayramı.
Antakya, Suriye, Lübnan Hristiyanlarının 4 Aralık’ta kutladığı bugünü Antakya’daki Arap Aleviler 16-19 Aralık arasında kutluyor.
7 çeşit bakliyat içi içe pişirilir
Yıl bereketli geçsin diye buğday, nohut, mercimek gibi temel bakliyatlar bir arada pişirilerek bir yemek yapılıyor. O gün evinde hangi bakliyat varsa bu bakliyatlardan yapabilir. İmkânı varsa 7 çeşit bakliyat makbul olanı. Birbara yemeğinde bereketi simgeleyen nar da çok kullanılıyor. İsteyen lokma tatlısı yapıp dağıtabilir. Aslında akrabaların, eş dost tanıdıkların bir araya gelerek, yapılan yemeklerin yendiği bir paylaşma günü de diyebiliriz. Bu yemeklerde kurdun kuşun hakkı da düşünülür, onlar için de yapılan yemeklerden bahçelere saçılır.
Azize Barbara sadece Ortadoğu halkları tarafından kutlanan bir gün değil, Avrupa Hristiyanları için de önemli bir gün. “Kadın Noeli” olarak bilinir.
Suriye ve Lübnan Hristiyanları Barbara’yı Noel ve Cadılar Bayramı kadar coşkulu kutluyor. Kiliselerde topluca yemekler yeniliyor, değişik kostümler giyerek, Azize Barbara için şarkılar söylenip, dualar ediliyor.
Pagan’ın kızı halkların bereket sembolü oldu
Peki bereketin simgesi Azize Barbara kimdir? Rivayete göre; İzmit’te doğan Azize Barbara zengin bir paganın kızıdır. Hıristiyan olur ama babası kabul etmez, onu yöneticilere teslim ederek ölüm cezası almasını sağlar. Barbara’nın başının babası tarafından kesildiği söylenir.
Barbara’nın sevenleri bir gün onu ziyarete gittiğinde kabrinin üstünde her çeşit bitki yetiştiğini görür ve bu bitkiler aynı anda olmayan farklı mevsimlerin yemişleridir. O günden sonra her sene Barbara’nın ölüm yıldönümünde bu bakliyatlardan yemek yapılır, hep berber yenir.
Bir başka inanca göre ise; Azize Barbara zulümden kaçarken yolunu kapatmak için anında büyüyen yeni ekilmiş buğday tarlalarına doğru koşar.
Bunu anmak için pamuğa buğday nohut, arpa taneleri, mercimek ekilerek sembolik olarak kutlanır. Barbara’nın kaçarken kendisini farklı karakterlerde gizlediğine de inanıldığı için insanlar kılık değiştirip, kostüm giyerek kutlama yapar.
Alevilere Hristiyanlardan geçti
Barbara’nın doğduğu ayın başında kutlama yaptıklarını söyleyen Samandağlı Arap Alevi Melda Dede, Barbara’nın Hicri Takvime göre kutlandığını söyledi. Hicri Takvime göre Aralık 14’ten sonra yeni aya geçiliyor, 14’ünde sonra ayın başı olarak görülüyor.
Bu tarihten itibaren Barbara için kutlama yapıldığını belirten Dede, “Hangi gün yapmak istiyorsan o günden bir gün önce bakliyatlar suya konulur. Ertesi gün pişirirsin ya da ezersin. Soğan da kavurursun üstüne, öyle yenir. Elinde olanla yapılır, aşure mantığı gibi. Evin bolluğu bereketi artsın diye yaparız biz. 3 gün bunlar tüketilir. 3 gün sonunda hrisi (buğday ve etin dövülerek yağıldığı bir çeşit yemek) yapılır. ”
Azize Barbara esasında bir Hıristiyan bayramı. Alevilere de Hristiyanlardan geçen bir bayram. Melda Dede, günümüzde kutlamaların azalsa da özellikle yaşlıların hala devam ettirdiğini belirtti.
“Bu yemek ilk Nuh tufanında yapıldı”
Sosyal medyada Hatay’ın Serinyol ilçesinde Barbara yemeği yapan bir Arap Alevi teyze, yemeği yaparken Arapça şunları söylüyor:
“Bu yemeğin adı Barbara. Bu yemek Nuh tufanı olduğunda Nuh’un gemisinde kıtlık baş gösterdiğinde gemide bulunan 7 çeşit bakliyatı birbirine karıştırıp pişirdiler. Gemideki tüm canlılar aç kalmasın diye bundan yedirdi. O günden bugüne yapılır ve insanlara dağıtılır.”
(BÖG/EMK)