Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği'nin (Ka.Der) eski/yeni yöneticilerinden bir grup kadın yaz sıcağında, deniz kenarında, hem de Büyükada'da toplanmayı başardık. Herkes tatilde ve başarılı bir organizasyon için en kötü zaman...
İstanbul İsveç Başkonsolosluğu'nda sekiz yıldır müthiş işler başarmış olan Konsolos Annika Svahnström artık emekli oluyor. Ağustos başında aramızdan ayrılmadan ona bir veda toplantısı yaparak, Ka.Der'e verdiği desteğe de teşekkür etmek istiyoruz.
İsveç'te Gotland adasına yerleşecek olan Annika'ya Ada'dan veda etmek anlamlı da oldu. Ka.Der eski Genel Başkanı Ayşe Bilge Dicleli ve Ka.Der Danışma Kurulu üyesi gazeteci-yazar İpek Çalışlar, Büyükadalılar olarak bu fikri geliştirmiş oldular. Adalılar grubunun bir başka Ka.Derlisi bianet'ten gazeteci Nadire Mater de Annika'ya güle güle demek için Su Sporları Klübü'nde biraraya gelenler arasındaydı.
Adalar'ın yeni seçilen belediye başkanı Mustafa Farsakoğlu'nun eşi Hatice Farsakoğlu doğrusu bir belediye başkanını aratmayacak kadar adaların sorunlarına ve yapılacak işlere vakıf. Öğretmen olan Hatice Farsakoğlu aynı zamanda da iyi bir yüzücü. Onun da bu veda toplantısında bulunması çok hoş oldu. Büyükada, Stockholm'un Nacka Belediyesiyle kardeş kent ilişkisi kurmuş, yani adaların İsveç bağlantısı sağlam.
Veda toplantısına katılan Ka.Der'in eski yöneticilerinden Fezal Gülfidan ve Çiğdem Aydın siyasete biraz ara vermişler. Fezal Doğru Yol Partisi'ndeki (DYP) yöneticilik görevini son seçimlerle bırakmış. Çiğdem de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği uzmanlığını yeni bir Ka.Der projesinde sürdürüyor. Bilge Dicleli dönemi yöneticilerinden Ada'ya gelen bir diğer isim de Ka.Der'in Annika öncesi siyaset okullarının başarılı koordinatörü İlkin Kılıç Tekceer.
Ada'daki veda toplantısında tabii ki Ka.Der Genel Başkanı Hülya Gülbahar, Genel Sekreter Aysun Sayın, siyaset okulları için "Her Zaman, Her Yerde Siyaset - Türkiye'de Siyasi Kültür, Siyasal Sistem ve Kadın" adlı Ka.Der yayınının yazarlarından siyaset bilimci Büşra Ersanlı, Ka.Der'in ünlü "bıyık" kampanyası mimarlarından gazeteci Semiha Öztürk Pişirici, son dönem siyaset okullarının gene çok başarılı koordinatörü, iletişimci Sibel Yalın ve hem Dicleli döneminde hem de, iki yıl aradan sonra bugün de Ka.Der yönetiminde olan gazeteci Şirin Mine Kılıç da vardı.
Bu arada Mine'nin çok acımasız bir sigara düşmanı olarak yasaktan sonra ne denli mutlu olduğunu belirtmemiz gerekir.
Annika'ya bir de sürpriz yapabildik bu toplantıda. Geçtiğimiz Haziran ayında İsveç'teki seminerimizde bizlere mükemmel Türkçesi ve İsveçcesiyle çevirmenlik yapmış olan Shelley Rothschild ve gene İsveç'te yaşayan Gönenç Ertem güzel bir raslantı sonucu bizlerle beraber oldu. Onların sayesinde Annika'ya İsveç usulü güle güle bile diyebildik.
Son dakika haber verebilmemize -birçok arkadaşımıza son dakikada bile haber veremedik- rağmen hemen kabul edip Annika için Ada'ya gelen Siyaset Okulu katılımcılarından ve son İsveç seminerinde de bulunmuş olan genç siyasetçilerden Aydan Ürküt ve Sultan Baytürk de aramızdaydı.
Annika'nın gazeteci arkadaşı Milliyet'ten İpek Yezdani ve veda toplantısının tek erkek misafiri, Milliyet foto muhabiri Ozan Güzelce'nin katılımları ise hem Annika'yı hem de Ka.Der'lileri çok mutlu etti. Artık güzel çirkin bilemeyiz ama bol bol resim de çektirmiş olduk.
Ka.Der Genel Merkezi'nden Tülin Semayiş de fotoğrafçılık konusunda iddialı. Bu arada Annika'ya armağan ettiği bir buket çiçeğin mor-beyaz güzelliğinden söz etmeden geçmemek gerekir.
Annika'yla tanışıklık
Fark yaratan diplomatlar vardır. Kendi ülkelerine en iyi hizmeti verirken, atandıkları ülkeye de yararları olur. Annika bu tür, nadir bulunan diplomatlardan. İstanbul'daki görevi süresinde hepimize İsveç'i ve İsveçlileri sevdirdi. Ve bu sekiz yıl boyunca Ka.Der onun gündeminden hiç çıkmadı.
Ben Annika'yı 25 yıl önce Ankara'daki İsveç Büyükelçiliği'ne genç bir diplomat olarak geldiği yıllarda tanıdım. Demokratik Sol Parti'yi (DSP) temsilen İsveç Sosyal Demokratlarının Kongresine gidebilmek için vizemi Annika'dan almıştım.
Daha sonra Ankara'daki Turkish Daily News gazetesindeki gazetecilik yıllarımda bir çok diplomat tanıdım, hem bizim Dışişlerinden hem de diğer ülkelerden. Annika'nın çok özel bir diplomat olduğunu söylerken yanıldığımı hiç sanmıyorum.
Annika İstanbul'a gelir gelmez buluştuk. Zaten İsveç Enstitüsü Müdürü Elizabeth Özdalga bana onun geleceğini söylemişti. Artık İstanbul'da ve Ka.Der'de olduğumu söyleyince, hemen işe koyulduk. Hemen bir seminer düzenlememiz, bir grup siyaset yapmaya kararlı kadını İsveç'e götürüp orada kendi siyasi eğilimlerindeki kadın politikacılarla tanışmalarını sağlamamız gerekir diye düşündük. Annika'nın gayretleriyle bu seminer gerçekleşti. Ka.Der'liler İsveç siyasi partilerini ve o partilerdeki birçok kadın politikacıyı böylece tanımış oldular.
Kadınlar İçin Siyaset Okulu
Esasen, İsveç Başkonsolosluğu ile ilişkiler 12 yıl önce, daha Annika buraya atanmadan, Ka.Der'in kuruluşuyla başlamış. Ka.Der, Türkiye'de siyasette ve bütün karar mercilerinde, neredeyse yok olan kadın temsilinin erkeklerle eşitlenmesi için mücadeleyi başlatan bir dernek ve İsveç de özellikle siyasette ve Parlamentosunda neredeyse erkeklerle eşit sayıda kadın milletvekiline sahip bir ülke.
Daha sonra da Kadınlar İçin Siyaset Okulu projemizi destekliyerek, Türkiye'nin bir çok ilinde İstanbul'dan Van'a, Trabzon'dan Hatay'a, İzmir'den Kars'a, Mersin'e, Eskişehir'e, Tunceli'ye, Kayseri'ye, Ankara'ya, ve daha birçok ilde Annika'nın desteği ile Ka.Der okullarını sürdürebildik.
O okullara katılmış olanlar arasından da gruplar oluşturarak İsveç'te seminerlere katıldık. Bu seminerler, İsveçli kadın siyasetçilerden ve kadın hareketinin temsilcilerinden birçok şey öğrenmemizi, onlarla bağlar kurmamızı sağladı. Hiç şüphesiz onlar da bizden, Türkiye'yle ilgili çok şey öğrendiler.
İlk seminerin hazırlığı için iki üç kişilik bir grup ön görüşmeler ve nasıl bir seminer düzenliyeceğimizi planlamak için gittiğimizde, İsveçli politikacılar da İsveç Enstitüsü görevlileri de Türkiye'yi insan hakkı ihlalleri, işkenceler ve demokrasiden bir türlü nasibini almak istemeyen bir ülke olarak görüyorlardı.
Oysa başlı başına Ka.Der, kadınlar, demokrasi için mücadele verildiğinin bir göstergesiydi. Aradan geçen sekiz senede İsveçli politikacılar da bunu gördü. İnsan haklarına ve demokrasinin dünyada yaygınlaşmasına samimiyetle katkı vermenin yolunun önyargısız davranmak olduğunu anladılar.
Ayşe Bilge Dicleli'nin Ka.Der başkanlığı döneminde başlayan seminerler, bir sonraki yönetim döneminde Kadınlar için Siyaset Okulu projesiyle sürdü. Annika dört yıla yayılan süreçte Ka.Der'e Türkiye'nin çeşitli illerinde 20-25'er kadından oluşan gruplara bu eğitimin verilmesini sağladı.
Kendisinin de katıldığı eğitimlerde Türkiye de kadınların gücünü gördü, onlara inancı her eğitimle kuvvetlendi. Hiçbir müdahalede bulunmadı, böyle ya da şöyle yapmanız gerekir demedi. Siyasette kadın kotasının gereğine inanmıyordu başında, sonra kabul etti.
Kota konusunda İsveç'ten uzmanlar davet etti, seminerler düzenledi. İsveç Konsolosluğu'nun bahçesindeki Araştırma Enstitüsü'nün toplantı salonunda bir çok Ka.Der toplantısı, seminerler yapabildik. Ka.Der açısından son derece verimli geçen bu sekiz yılda Annika'nın gayretlerini hep hatırlayacağız ve tabiki onun her zaman arkasında duran eski İsveç Başkonsolosu Ingmar Karlsson'u da.
Gerçekten Annika sadece Ka.Der değil Türkiye'de bir çok kuruluşla, gazetecilerle, yazarlarla, üniversite çevreleriyle, fotoğrafçılarla, film yapımcılarıyla ve diğer kadın kuruluşlarıyla birçok çalışmalar yaptı, projelere destek verdi, çok dost edindi.
Annika, Bağımsız İletişim Ağı'nın (BİA) yerel gazeteciler için düzenlediği "kadın odaklı habercilik" seminerlerinin de destekçisiydi. Hem gazeteci kökenli olması, hem de kadın olması medyada "kadın" meselesini onun için daha da önemli kılıyordu. Şimdi elimizde BİA yayınları arasında yer alan ve türünde ilk olan Kadın Odaklı Habercilik kitabı da Annika'nın desteklemekten mutluluk duyduğu çalışmalar arasındaydı. Bu arada Türkçe'yi de gayet iyi öğrendi.
Değişim ve devamlılık
Annika Türkiye'de çok şey öğrendiğini söylüyor. Sekiz sene kısa bir süre değil. Bu dönemde hepimiz çok şey öğrendik. Hem Türkiye'de hem dünyada değişim ve dönüşümü hep birlikte yaşadık, yaşıyoruz. Türkiye'de iktidar değişti, İsveç'te Sosyal Demokratlar uzun yıllar süren iktidarlarını liberal-muhafazakar bir koalisyona bıraktı.
Şimdi İstanbul İşveç Başkonsolosu Torkel Stiernlöf, genç bir diplomat. Karlsson da emekli olarak ayrılmıştı Türkiye'den. Annika'nın yerine ise gene bir kadın diplomat geliyor, Amelie Heimsjö. Eminim Ka.Der'le o da başarılı çalışmalar sürdürecektir. İsveç hala dünya parlamentolarında kadın temsilinin en yüksek olduğu ülkelerin başında. Ka.Der de kadınsız demokrasi gerçek demokrasi olmuyor demeye devam ediyor.
Bu arada İsveç Başkonsolosluğu da baştan sona yenilenmekte. Değişim fiziki düzeyde de sürüyor. Türkiye'deki yabancı misyonlarda Turkish Daily News gazetesinin yanında Today's Zaman da yerini aldı. Artık dış dünya Türkiye'den farklı yaklaşımları da izliyebiliyor. Daha önce Ka.Der'in iki güne bile sığdırılamayan Toplumsal Cinsiyet ve Siyaset eğitimi bugün modül olarak bir saatte verilebiliyor.
Annika emeklilik döneminde de boş durmuyor. Çok sevdiği İstanbul'dan da tam olarak kopmayacak. İstanbul'daki İsveç Araştırma Enstitüsü dergisinin editörü olarak zaman zaman buraya geldiğinde dostlarını da arayacağını biliyoruz. Tükenmeyen enerjisi ile artık mükemmel diyebileceğimiz Türk-İsveç ilişkilerine daha çok katkı sağlayacağını da biliyoruz. Başarılar, güzel sağlıklı bir yeni dönem diliyoruz Annika'ya.(SE/EÜ)