Haberin Kürtçesi için tıklayın
Yönetmenliğini Erol Mintaş’ın üstlendiği “Annemin Şarkısı” filminde başrol oynayan Zübeyde Ronahi hayatını kaybetti.
İstanbul’da dün (19 Mart) hayatını kaybeden Ronahi, Diyarbakır'ın Çınar ilçesine bağlı Aktepe köyünde bugün (20 Mart) toprağa verilecek.
Şimdi haberini aldım...
— Fehim Işık (@Fehim_Isik) 19 Mart 2018
Kaç gündür hastanede yoğun bakımdaydı. Ne yazık ki bu sabah erken saatlerde kaybetmişiz...
Hepimiz sabır isteyen günlerden geçiyoruz...
Sabredeceğiz...
Başka şansımız yok. pic.twitter.com/PONsDAI7xF
Zübeyde Ronahi’nin gazeteci ve yazar oğlu Fehim Işık, Twitter’dan yayınladığı mesajında “Şimdi haberini aldım... Kaç gündür hastanede yoğun bakımdaydı. Ne yazık ki bu sabah erken saatlerde kaybetmişiz... Hepimiz sabır isteyen günlerden geçiyoruz... Sabredeceğiz... Başka şansımız yok.” dedi.
Klama Dayika Min / Annemin Şarkısı’ndaki Nigar Ana rolüyle birçok insanın tanıdığı Zübeyde Ronahi Hanım’ı bu sabah kaybettik.
— Annemin Şarkısı Film (@AnneminSarkisi) 19 Mart 2018
Hepimizin başı sağ olsun. Onu hep o güzel gülüşü ile hatırlayacağız.
..
Mintaş Film pic.twitter.com/OCQCJALLxn
Annemin Şarkısı filminin Twitter hesabından da “Onu hep o güzel gülüşü ile hatırlayacağız” açıklaması yaptı.
“Sahici performans”
2014 tarihli "Annemin Şarkısı" Rohani'nin ilk ve tek film deneyimiydi.
Sevilay Çelenk, film ile ilgili bianet’te yayınlanan yazısında filmi şöyle aktarmıştı:
Zorunlu göç sonucunda İstanbul’a gelen, bir yandan öğretmenlik yapan, bir yandan da Kürtçe öyküler yazıp yayınlayan Ali (Feyyaz Duman) ile annesi Nigar’ın (Zübeyde Ronahi) hikâyesini anlatıyor. Bu Ana oğul ile karşılaştığımız ilk sahne de yine bir göç sahnesi. Bu kez de Tarlabaşı’ndaki evlerini kentsel dönüşüm projesi nedeniyle boşaltmak ve iyiden iyiye sıkışıp kalacakları bir apartman dairesine taşınmak üzere eşyalarını toplarken tanışıyoruz onlarla. Duvara asılı bir fotoğraf dışında kimse anlatmasa da Nigar’ın bir oğlunun da kayıp olduğunu, bir “kayıp” annesi olduğunu anlıyoruz. Nigar Anne tam da eşyalarını toplamaya çalışırken yeni bir “kayıp” icat ediyor. Seydoye Silo isimli bir dengbejin kasetini aramaya başlıyor eşyalar arasında. Ali’yi de bu arayışın içine çekiyor.
Zübeyde Ronahi’nin oyunculuğu için ise “Amatör oyuncu Zübeyde Ronahi ilk kez rol aldığı bir filmde, ‘oyunculuk başarısı’ olarak tanımlayıp geçemeyeceğimiz türden çok sahici bir performans, unutulmaz bir Nigar Anne karakteri çıkarıyor” demişti.
"Zirvede başladı ve bitirdi"
Oğlu Fehim Işık, Evrensel'de yayınlanan yazısında Rohani'nin filmde yer alma süreci ile ilgili şunları yazmıştı:
"Kolay değil, 70'inde bir kadını nihayetinde 'artiz' yapıyoruz. İtiraf edeyim ki benim 2 dakikalık çekimim neredeyse 3 saati buldu. Zübeyde anam ise bana mısın demeden oynuyordu. Kürtçe metinleri okuyor, birkaç dakika içinde doğaçlıyor, kameranın karşısına geçiyor, birkaç tekrardan sonra sahneyi kotarıyordu.
"Anam için ilk ve son oldu; kendi deyimiyle, 'zirvede başladı ve orada bitirdi.' Şimdi çok mutlu, devletin zulmüyle çocuklarına miras bırakamamanın acısını yaşıyordu; Kilama Dayîka Min ile geleceğe miras bıraktı."
“Festivale beyaz yazmamla gittim”
Film, 20. Saraybosna Film Festivali’nden En İyi Film ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini kazanan Annemin Şarkısı, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden En İyi İlk Film dahil olmak üzere dört ve Malatya Film Festivali’nden üç ödülle dönmüştü. Film 35. Nantes 3 Continents Film Festivali’nden de Seyirci Ödülü dahil olmak üzere iki ödüle layık görülmüştü.
Zübeyde Ronahi, KHK ile kapatılan Jin Haber Ajansı’ndan (JİNHA) şu anda tutuklu olan gazeteci Zehra Doğan'a verdiği bir röportajda Saraybosna Film Festivali’nde ödüle layık görülen “Annemin Şarkısı” filmiyle ilgili şunları söylemişti:
“Festivalde ben hep kendimi Kürt olarak tanıttım. Festivalde de bana Türk diyorlardı. İngilizce bilmiyorum ama Türk kelimesinin geçtiği her cümleyi kesip, ben Kürdüm diyordum. Sırf film için ve Kürtlerin isimleri duyulsun diye notere gidip, Işık olan soyadımı Ronahi yaptım. Festivale beyaz yazmamla gittim.” (BK)