"Anarşist Kadınlar", 1 Mayıs'ta tüm kadınları kendileriyle birlikte yürümeye davet ediyor. "Kadının ruhunu sokaklara taşımak" için yola çıkan kadınların, 1 Mayıs'ta Taksim meydanındaki yürüyüş için yaptıkları çağrı şöyle:
* Küresel kapitalizmin ataerkil düzeni meşrulaştırarak kadınlar üzerinde çifte baskı uyguladığı bir düzende, iktidarların, yasaların, sözde eşitlik, adalet ya da hak aldatmacalarının karşısında olan anarşist kadınlar olarak yeni bir örgütlenme pratiğini hayata geçirdik.
* Bu mücadelenin öznesi olan kadınların çalıştıkları fabrikalarından, ofislerinden, mağaza tezgahlarından, evlerinden ya da kasiyer koltuklarından, yani kafa, kol ya da duygusal emeklerinin sömürüldüğü her yerden ayaklanarak özgürlüğü sokaklarda araması gerektiğine inanıyoruz.
* "Birlikte tüketerek" gelişebilen tüketim arkadaşlıklarına karşı, üreterek paylaşmanın değerini göstermek istiyoruz. "Erk'ek" dünyanın kadına yönelik uyguladığı her türlü meşru şiddetin, yaşamlarımızı kontrol eden kuklaları olmayı reddediyoruz. Şiddete ve tacize karşı mücadelemizi sokaklarda verdik, yine sokaklarda mücadele etmeye devam edeceğiz.
* Sistemin kadınlara dayattığı "güzellik anlayışının" kapitalizmin en meşru silahlarından biri olduğunu, gün ve gün tahakkümü altına alındığımız bu güzellik çıkmazının, modern kültürün kadını eve, 36 bedene ve yarattığı "modern hapishaneye" kapatmak için bir baskı aracı olduğunu söylüyoruz.
"Kadın ruhunu sokağa taşıyacağız"
* Seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu için kendini özgür sanan kadının, iki kilo fazlası olduğu için denize bile giremediği bir dünyada yaşamak istemiyoruz.
* Bizler evde, işte ve yaşamda sömürülen kadınlarız, sadece fabrikada kol gücüyle değil görünmeyen emeğiyle de yaşamı var eden işçileriz, militarist tahakküm altında ezilen erkeğiz, okulları hapishanelere çevirenlere başkaldıran anarşist liselileriz, doğaya karşı vahşi insanmerkezciliği ilke edinenlere inat yaşam için direnen Karadeniz'liyiz, Munzur'luyuz, ulus-devlet anlayışı altında yok sayılan Kürt'üz, topraklarından katledilerek sürülen Ermeni'yiz, Cumartesi Annesiyiz, homofobi ve heteroseksist anlayış tarafından aşağılanan eşcinseliz, transeksueliz, dayak yiyerek öldürülen fail-i meçhul bir göçmeniz, Gazze'de taş atan çocuğuz.
* 1 Mayıs'ta da örgütlü bir anarşist mücadelenin içinde, kadının ruhunu sokaklara taşımak için kara mor bayraklarımızla alanda yerimizi alacağız. Anarşist kadınlar pankartının altında buluşmak üzere, kara kızıl ve kara pembe bayrakların arasındaki kara mor bayraklarla direnişi paylaşarak büyütmek isteyen bütün kadın dostlarımızı aramıza bekliyoruz. (AS)