Hollanda'nın Amsterdam kentinde bu sene 30. kez düzenlenmiş olan uluslararası belgesel film festivali IDFA'da Amsterdam İnsan Hakları Ödülüne Piripkura adlı yapım layık görüldü.
15-26 Kasım tarihleri arasında devam eden etkinlikte söz konusu ödül bugün düzenlenecek törenle filmin yönetmenleri Renata Terra, Bruno Jorge ve Mariana Oliva'ya verilecek.
Brezilya'nın yağmur ormanlarında yaşayan Piripkura kabilesinden son iki göçebeye kamerasını yönelten yönetmenler, tehlike altındaki değerlere dikkat çekiyor.
81 dakikalık Brezilya yapımı belgeselde Mato Grosso bölgesinde açılan yollar, kesilen ağaçlar, çevrede kurulan çiftlikler yüzünden yaşam alanları iyice daralmış Pakyî ve Tamandua'ya odaklanıyoruz.
Beyaz insanın daha önce katletmekten geri durmamış olduğu yerlilerin asırlardır yaşadıkları alanda yaşamaya devam etmeleri iki açıdan önemli.
Korumacı Jair Candor'un yetkililere Piripkuralar'ın halen ormanda yaşadığını kanıtlaması hem kahramanlarımızın geleneksel hayatlarını sürdürebilmelerine hem de bölgenin orman talanına uğramamasına yarayacaktır. Sanayiye teslim edilmek istenen doğal hazine günbegün daralırken son iki Piripkura'yı bulmak için sürdürülen mücadeleye biz de katılıyoruz. Rehberlerimizden biri uzun zaman önce ormanı terk etmiş olan akrabaları Rita. Belgeselin idealleri gayet yüksek olsa da konusu bu kadar öngörülür ve basit, fakat Pakyî ve Tamandua'yı tanıdıktan sonra bize hakim olan saf enerjinin olağanüstü olduğu yadsınamaz.
Amca yeğen olan iki adamın beyaz insana karşı duyduğu tedirginlik, birbirlerine kenetlenme halleri, akabinde yabancılara güvenip bir çocuk gibi etrafa mutluluk saçmaları görülmeye değer.
Tabiatla içi içe geçirilmekte olan bir hayatın tüm artılarını ruhlarında taşıyıp beyaz perdeye yansıtırlarken, filmde acımasız beyaz insanın karşısında ne kadar zayıf oldukları da ele alınıyor.
Birbirlerine olan sevgilerini ifade etmekten hiç çekinmedikleri sahneler bir yana, "medeni" insanların olmazsa olmazlarından el temizliği konusundaki hassasiyetleri de uzun uzun aktarılırken yönetmenler bize ayna tutmakta gayet başarılı.
Onları muayeneye gelen kadın doktora karşı çekingenlikleri de filmin en muhteşem anlarından...
Birkaç gün içinde misyon tamamlanır, kahramanlarımız neşe içinde yuvaları olan ormanlarına sevinç ve heyecanla geri dönerler. İnsanın içindeki iyilik duygusunu coşturan, içimizde ümit kıvılcımları patlatan Piripkuralar ve dünyanın diğer "yerliler"i daha ne kadar direnebilecek acaba!
Dünyanın en kapsamlı belgesel etkinliklerinden IDFA 2017 tüm hızıyla devam ediyor… (MT/EKN)