Amerikalılar şaşırtıyor...
Daha dün, başkent Ankara'da, Irak saldırısına karşı sokakları dolduran binlerce kişinin arasındaydım. Sıradan insancıklar o akşam, Türk parlamentosunun Amerikan askerlerinin Türkiye'den geçmesini ve üslerin kullanılmasını reddeden kararını büyük bir coşkuyla kutladılar. Orada, Ankara sokaklarında bu sevinci paylaştığımız insanlar, birkaç milyar dolar karşılığında Irak'lı komşularımızın katledilişini seyretmek utancından kurtulduğumuz için mutluydular. Ülkemizde demokrasinin bir biçimde işleyişinden de gurur duyduk.
Biliyorum, bu sözlerim kiminizi şaşırtacaktır. Daha birkaç ay önce HRW (İnsan Hakları İzleme) kuruluşunun konuğu olarak ülkenizdeydim. New York, Washington, Los Angeles ve San Franciscoda insanlarla konuştum, sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle ve basın mensuplarıyla görüştüm. Beni şoke eden şey Amerikalıların bir çoğunun, Bush yönetimi ve medyanın iddialarını soruşturmaya gerek duymayışı ve savaşın kaçınılmazlığını kabul edişi oldu.
Canavarları Amerika yarattı...
Saddam'ın canavar olduğu bir gerçektir. Onun sivil Kürtleri zehirli gazla nasıl yok ettiğini unutmadık. Ama bu canavarı -İran'a saldırsın diye silahlandırarak- yaratanın bizzat Amerika olduğunu da unutmadık. Bin Laden de bir canavardır. 12 Eylül'de New York'un trajik görüntüleri aklımızdan silinmedi. Ama Bin Laden'e Afganistan'da Ruslara karşı savaşsın diye para ve silah verenin bizzat Amerika olduğunu da unutmadık.
Başka canavarları da hatırlıyoruz: Ülkelerinde kendi halklarına işkence eden ve öldüren canavarlar. Yunanistan'da general Papadapulous, Şili'de general Pinochet ve yurdumuzda general Evren gibi. Bu canavarların hepsi de aynı devlet tarafından desteklendi. Bugün de, Amerika'nın terör(!)le mücadelesindeki kimi müttefikleri, Güney Amerika'da, Afrika'da, Asya ve Ortadoğu'daki zalim diktatörlüklerdir. Bu ülkelerde demokrasiden söz edilemez.
İkinci Vietnamı durdurun
Kısaca, "Sakın devlet ve medya bizi yanlış yönlendiriyor olmasın?" sorusunu kendinize sormanızı öneriyorum. Dilerim, bölgedeki en eski müttefikiniz Türkiye'den gelen bu uyarı, sizi gördüğünüz rüyadan -çok geç olup bu rüya bir kabusa dönüşmeden- uyandırabilsin.
Bakın, 1 Mart'ta Arap Birliği, "Savaşın çözüm olmadığına inanıyoruz" dedi. Bu bölgede Kuveyt ve Arap Emirlikleri dışında bu savaşı açıkça destekleyen başka bir komşu yok.
Küremizin bu yanından bakıldığında, bay Bush'un, uluslararası hukuku hiçe saymak pahasına, karşı konulmaz gücünü dünyaya göstermekte kesin kararlı olduğu görülüyor. Ama onun da göz ardı edemeyeceği bir şey var. Bu şey SİZ 'siniz. Siz Amerikan kamuoyu, yani seçmenler. Umarız ki çok geç olmadan, birçok masum insan hayatını kaybetmeden bu ikinci Vietnam'ı durdurabilesiniz. Kendinizi Türkiye'deki dostlarınızın, Irak'ta savaşın acısını çekecek basit insanların yerine koyun.
Barış için hala bir şans var, sevgili Amerikan yurttaşları. Bu şans SİZ 'siniz.
Sevgilerimle,
Şanar Yurdatapan
Besteci, T.C. yurttaşı
(HRW İnsan Hakları İzleme örgütü'nün) İnsan hakları gözlemcisi
Nacak Sok. 21/11, TR- 34 674 Istanbul; Tel.:+90 216 531 7080, +90 216 492 0504 E-Mail: antenna@superonline .com
.