Nerede bir baskı, nerede bir zulüm varsa, insanlar içlerini şarkılara, türkülere dökmüşler. Bir yandan seslerini insanlığa duyurmaya çalışırken, öte yandan yaşadıklarının öyküsünü gelecek kuşaklara iletmenin, sonsuza kadar yaşatmanın çaresini bulmuşlar şarkılarda, türkülerde.
Küba bağımsızlığının sembolü Jose Marti’nin satırları bizlere Amerikalı Pete Seeger’in sesinden ulaşıyor, Guantanamera ile. Şili diktatörü Pinochet bugün artık yok. Ama bir daha gitar çalamasın diye önce parmakları kırılan sonra da işkence ile öldürülen Victor Jara’ının sesi Venceremos ile çınlıyor dünyanın her yerinde. Theodorakis’in müziğiyle tarihe bir daha yazılıyor Nazi soykırımının, Yunanistan Albaylar Cuntasının zulmü.
Onlara kurşun işleyemiyor.
Tabii ki yasaklanıyorlar, söyleyen de dinleyen de kendini ya zindanda buluyor, ya mezarda.
Ama şarkılar ölmüyor.
Fısıltıdan mırıltıya, tek bir kişinin sesinden koskocaman ve güçlü bir koroya, elden ele, dilden dile devredilerek yaşıyor; insanlara umut, cesaret ve direnç aşılıyor.
Kendi geçmişimizde böyle örnekler sayılmayacak kadar çok.
Bir elde silah, diğer elde saz, Köroğlu, Pir Sultan, Dadaloğlu yanı başımızda.
Eğer onlara seslenmeselerdi, Bolu beyinin, Hızır paşanın adını kim hatırlardı bugün?
Daha yakın geçmişimizden, Nazım’ın, Sabahattin Ali’nin dizeleri, onları seslere döken sanatçılar eliyle bir daha dillere dolanmadı mı?
Bu dizeleri yazanlar gibi, seslere dökenler, seslendirenler de benzer acılara mahkum edildi.
Besteledikleri, seslendirdikleri şarkılarla yetinmeyip tüm yapıtlarını, hatta seslerini ve isimlerini bile yasakladılar. Büyük bir kültür mirasını bizlere ulaştıran sevgili Ruhi Su yaşamının büyük bir bölümünde açlığa mahkum edildi.
12 Eylül Cuntası Cem Karaca’yı, Melike Demirağ’ı, Şivan’ı yurttaşlıktan attı. Aynen Yılmaz Güney’in tüm filmleri gibi, onların da tüm şarkıları, sesleri yasaklandı.
Ama dedik ya, şarkılara kurşun işlemiyor.
Ne yaparsanız yapın, yaşıyorlar, kuşaktan kuşağa ulaşıyorlar.
Hiç kuşkunuz olmasın, şarkılar, türküler, bugün yaşananların öyküsünü de yarınlara iletecek.
Kim ne derse desin, dünya dönüyor. (ŞY/EKN)