Üç aylık feminist dergi Amargi'nin 15. sayısının dosya adı "Son Kurtarıcı: Anne".
Nükhet Sirman, "Cuma, Cumartesi ve Pazar Anneleri" yazısında bir yandan bir temsil olarak Anne'nin anneliği ne kadar zorlu, suçluluk ve yetersizlik duygusuyla yoğrulmuş bir deneyim haline getirdiğini anlatıyor.
Zeynep Direk, "tuhaf" bir iktidar konumu olarak anneliği sorgularken, Handan Çağlayan ve Esra Gedik, "demokratik açılım"ı odaklarına alarak anneliği tartışıyorlar.
Çağlayan, bu gelişmelerin tarihsel arka planını ve bu "açılım"ın içinde barındırdığı engelleri hatırlatıyor. Gedik de benzer bir çerçeveden yola çıkarak, evlat acısının kamusal bir temsil mi yoksa özel bir acı mı olduğunu söyleyen temsilleri sorguluyor.
Sevi Bayraktar, yazısında "modern anne" ile "geleneksel anne"nin kadınlar tarafından nasıl güçlenme araçlarına dönüştürülebilen temsiller olduğunu gösterirken, Elif Ekin Akşit de benzer bir "içerden" bakışı, tıp teknolojisinin kurtarmaya soyunduğu kadınlarla ilgili olarak geliştiriyor. Burcu Mutlu tıbbi temsillerin sınıfsal ve etnik boyutuna dikkat çekiyor, tıbbileştirmenin kadınların bedenleri üzerindeki iktidarın bir aracı olduğunu söylüyor.
Nilgün Öztunalı ve Özlem Kaya'nın yazıları, "yeterince iyi annelik" defterini yeniden açıyorlar.
Semra Aslan, Öncel Naldemirci ile yaptığı söyleşide hemşirelik mesleğinin profesyonel bir bakım işi olarak annelikle bağlantılarını kuruyor. Selda Ustabaş da kadınlığın bir kategorisi olarak ele aldığı anneliğin kadınlar üzerinde ne türden baskılar yarattığını hatırlatıyor.
Dilek Şentürk'ün yazısı, Annelerle kızları arasındakinin nasıl zorlu bir ilişki olduğunu hep biliyoruz ama her bir hikaye, bu zorluğun farklı biçimlerini gösteriyor bize.
Dicle...
Amargi sayfalarında Ekim ayında hayatını kaybeden Dicle Koğacıoğlu'na da yer veriyor.
Koğacıoğlu'nun "Feminist Kadın Çevresi Ofisi"nde Sirman'la birlikte katıldığı "Namusu Tartışıyoruz" başlıklı söyleşide yaptığı konuşmasını sayfalarına taşıyor.
Dicle konuşmasında, namus meselesinin farklı kurumlarca "gelenek" üzerinden tanımlanarak kendine müdahale alanı açtığını, oysa namus cinayetini her konuştuğumuzda ırkı ve sınıfı düşünmemiz gerektiğini, kadın erkek ilişkiselliğinin aynı anda başka şekillerde, başka yerlerde. başka iktidarları meşrulaştırdığını ve ürettiğini, aynı kurumların kadın erkek ilişkilerini sürekli yeniden kurduğunu anlatıyor.
1999'da hayatını kaybeden Deniz Bilgin'i arkadaşı ressam İnci Elver, geçtiğimiz ay yaşamını yitiren Kadın Kütüphanesi'nin de aralarında bulunduğu çok sayıda feminist çalışmanın emektarı Jale Baysal'ı da Şirin Tekeli yazılarıyla yad ediyorlar.
Feminist politika tartışmalarına devam eden Amargi'nin bu sayısında Özlem Kara, Nil Mutluer, Anne Koedt'i yazılarıyla konuk ediyor.
Esmeray, Serpil Odabaşı, Pınar Selek'in söyleştiği Ellen Dietrich ve Yvonne de Andras, Tennur Baş, Sema Kaygusuz, Melisa Önel de bu sayının konukları arasında.
Amargi'yi 7 liraya kitapçılardan ve Amargi Feminist Kitapevi'nden edinebilirsiniz.(BÇ)