Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) MKYK toplantısının ardından dün akşam AKP Sözcüsü Ömer Çelik, AB raporuna ve İmralı görüşmelerine dair açıklama yaptı.
İmralı heyeti dün yaptığı açıklamada gidişatın kaosa ilerlediği, bundan dönmenin zor olmadığı hatta geçmişe göre toplumsallaşan süreç üzerinden okunursa çok daha kolay olduğu belirtilerek Öcalan ile görüşülmesi gerektiği ifade edilmişti.
Yine dün açıklanan AB İlerleme Raporu'nda da “Barış sürecine kaldığı yerden devam edilmesinin acil bir zorunluluk olduğu” belirtildi, siyasi kutuplaşmanın arttığına dikkat çekilmişti.
Çatışma ortamı yok
Çelik, AB İlerleme Raporuna ilişkin soru üzerine şöyle konuştu:
"Türkiye'nin daha ileri bir demokrasiye ulaşması için yapılan eleştirileri dikkate alırız. Orada yalnız bir konu var. Çatışma ortamının bitmesi diye bir cümle kullanılıyor. Bu fevkalade yanlış bir tabir. Çatışma ortamı demek meşru devlet otoritesinin olmadığı bazı bölgelerde iki grubun, iki silahlı unsurun, iki terör örgütünün ya da çetenin, kabilenin birbiri ile bir iç savaş görüntüsüne girmesi demek. Türkiye'de bir çatışma ortamı yok. Terörle mücadele ortamı var. Meşru ve güçlü bir mücadeledir. Çatışma ortamı ifadesi Türkiye gibi bir ülkede kullanılmaması gerekir. Türkiye'yi tanımlamak bakımından yanlıştır. Bunu Suriye için kullanabilirler.
Barış süreci değil
Çözüm sürecinin geleceğine yönelik bir soru üzerine Çelik şunları söyledi:
"Türkiye'deki sürecin adı barış süreci değil. Türkiye'deki sürecin adı daha önce çözüm süreciydi, şimdi milli birlik ve kardeşlik süreci. "Barış süreci" demek doğru bir kelime değil. Barış süreci derken sanki iki meşru taraf var gibi oluyor. Sürecin adına barış süreci denilemez.
"Sadece Kürt kardeşlerimiz değil, tüm kesimden kardeşlerimizle görüşürüz. Bütün sivil toplum örgütleri muhataptır. Siyasilerin İmralı ile görüşmesi söz konusu değil. İhtiyaç duyulursa devletin güvenliği, çıkarları açısından bu görüşme yapılır. HDP muhataplığı kendine indirgemeye çalışıyor böyle bir şey yok. Bu konuda sözü olan bütün siyasi partiler, sosyolojik unsurlar muhataptır.
“Türkiye'de artık ben silah ile şu amaca erişmek işitiyorum diyenin erişeceği hiçbir amaç yok. Bu yol kapalıdır. Meşru bir şekilde güvenlik güçleri gerekli karşılığı veriyor vermeye devam edecektir" dedi.
Yemin töreni 17 Kasım'da
Ömer Çelik, MKYK toplantısının ardından önümüzdeki günlere dair şu bilgileri paylaştı:
* Siyasi Erdem ve Etik Kurulu'nda, Prof. Dr. Reşit Küçük, Prof. Dr. Nazif Gürdoğan, Dr. Ömer Bolat, sayın Şeref Malkoç, sayın Güldal Akşit, sayın Ahmet Cemil Tunç, Sayın Halide İncekara görev yapacaklar. Bunu kendi partimizin temel politikaları konusunda denetlenmesi için yapıyoruz.
* Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu'na onun Başbakanlığında tek başına hükümetin kurulması için MKYK tarafından oy birliği ile karar verilmiştir.
* Milletvekili yemin töreni muhtemelen 17 Kasım'da yapılacak. Hükümet planının ardından bir yıllık eylem planı vatandaşlarımızla paylaşılacak.
* Yeni anayasa konusu, bizim temel vaadimiz. Yeni anayasa, 2023 için zorunlu. Yeni anayasa, herkesin meselesidir. Bununla ilgili olarak, Başbakanımız hükümeti kurmanın ardından siyasi parti liderleriyle görüşmelerde bulunacak. (NV)