Erdoğan da bunun üzerine açıklamasının yanlış anlaşıldığını söyleyerek sadece "Belçika modelinden esinlenmekten söz ettim" açıklaması yaptı. Çeşitli gazeteler bu gelişmeleri Erdoğan ve AKP'nin "hizaya çekilmesiyle" veya "ince ayar" yapılmasıyla yorumladı.
İktidar olmanın doğallığı...
Aylık Birikim dergisi yazarı Ömer Laçiner'e Ordu ve AKP arasındaki ilişkiyi, Ordunun AKP'ye yaklaşımını sorduk. Laçiner, "AKP'nin iktidar olmasının doğallığıyla iktidar alanını genişletmeye çalışacağını" söylüyor, "Türkiye'de demokrasiden söz ediliyorsa herhangi bir siyasi partiye 'ince ayar' yapmanın 'gericilik' olduğunu" savunuyor.
"Ordunun AKP'nin tek başına iktidar olmasından rahatsız olduğunu" belirten Laçiner, büyük bir toplumsal destekle başarı kazanan AKP'nin "ordunun Türkiye'deki etkinlik alanını daraltmak anlamında ilerleme sağlayabileceği" görüşünde:
Erdoğan'ın Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik açıklamasına verilen tepkilerden sonra AKP'nin bu konudaki görüşünü değiştirmesiyle, bu partiye "ince ayar" yapıldığını düşünüyor musunuz?
Kimsenin Türkiye'de "ince ayar" yapma hakkı yok. Yapanlar, gayrı meşru iş yaparlar. Türkiye'de Türk halkı oy vermiştir, "demokrasi diye bir şey var" diyorsak buna dikkat edilmeli.
AKP'liler "Gerilim yaratmak istemiyoruz" diyorlar, bu bir strateji olabilir. Kıbrıs konusunda söylenenlerin ise, bir tesadüf olduğunu sanmıyorum. Bu konunun hassasiyetini bilecek kadar tecrübeliler. Bu bir ortam yoklamasıdır. Yokladılar, tepkileri aldılar, ondan sonra düzeltme yaptılar.
Türkiye'de şu andaki iktidar yapısını, ordunun iktidardaki ağırlığını geriletmezlerse, daha önce bu izlenimi verdikleri seçmene bunun hesabını verirler.
28 Şubat'la Türkiye'ye, normal bir sivil iktidara verilmesi gerekenden çok dar bir alan ayrıldı. Bunu genişletmeye çalışacaklardır. Bu meşrudur. Ama yapabilirler mi, yapamazlar mı onu ileride göreceğiz.
Peki AKP bunun için mücadele eder mi?
Tabii ki edecektir, etmek zorunda. İktidar oldular, sorumlulukları var. Bugün fiili olarak onlara verilen iktidar alanı dar bir alan. Bu dar alanı genişletme çabası, iktidarın doğasından gelen bir şeydir. Bunu zamana yayacak, belirledikleri bir yöntemle yapmaya çalışacaklardır...
"Batı Çalışma Grubu"nun (BÇG) AKP'yi izlemeye aldığı şeklindeki haberleri nasıl yorumluyorsunuz?
Bu gayrı meşru bir kuruluştur. Bu kuruluş Genelkurmay'a bağlıysa, Genelkurmay'ın siyasi partileri incelemeye alma hakkı yoktur. Seçim sonuçlarından morali bozulmuş kesimlere "Korkmayın asker var" demek için hazırlanmış, doğru olmayan bir haber de olabilir.
Birikim dergisinde ordunun Türkiye'deki etkinlik alanını incelemiş, Türkiye'deki sivil kesimlerin ordunun çok etkin olan yetki alanını daraltmak için herhangi bir programı olmadığından bahsetmiştiniz. Yüzde 34 gibi bir oy desteğiyle iktidara gelen AKP, ordunun bu yetki genişliğini daraltma yönünde bir ilerleme sağlayabilir mi?
Sağlamak zorundadır. Türkiye'de kitlesel oy almış partilere verilen desteğin gerisinde, ordunun Türkiye'deki ağırlığına gösterilen tepki vardır. Bunu da herhalde en iyi onlar biliyorlar. Başkanları ordunun baskısıyla seçim dışı bırakıldı. Bunları unutmayacaklardır...Bunu yapmayıp uzlaşmaya gitmeleri de bir tavırdır. Bu konularda henüz bir netlik yok.
Ordu, AKP'nin yetki alanına çok karışabilir mi?
Şüphesiz Ordu AKP'den rahatsız. Dışarı vurmak istemiyor olabilirler. AKP'nin orduyu geriletmek için yasal girişimleri olabilir, bu teşebbüslere ordu bir şey söylemeyebilir.(HA/BB/NK)