Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Heyeti 13 Mayıs Pazartesi günü Giresun merkeze yakın bir düğün salonda sivil toplum kurumları temsilcileri, çocukları zorunlu askerlik sırasında hayatını kaybeden aileler ve sendikacılardan oluşan yaklaşık 150 kişi ile bir araya geldi.
Toplantıya bir hafta önce listeye ismi yazılanlar alınırken, içeri girmek isteyen ancak listede adı olmayanlarla güvenlik güçleri arasında arbedeler yaşandı. Toplantı salonu önünde Cumhuriyet Halk Partili (CHP) bir grup da protesto gösterisi yaptı.
Toplantıda isteyenler söz aldı. Hemen herkesin üzerinde durduğu şey; PKK neye karşılık silah bıraktı? şeklindeydi. Bir pazarlık olduğu düşüncesi hakimdi.
Konuşmacılar arasında ‘tek bayrak, tek millet, tek vatan’ vurgusu olduğu gibi, silahlar sussun, barış olsun, analar ağlamasın vurgusu da vardı. Saat 11’de başlayan toplantı saat 4’e kadar sürdü, katılımcılarla heyet birlikte yemek yedi.
Hakyemez: Amacımız akan kanın durması gerektiğini anlatmak
Heyette yer alanların toplantıdaki konuşmalarından satır başları şu şekilde:
Yusuf Şevki Hakyemez: “Terör sorunu gündemi meşgul etti. 30 yıllık geçmişi olan bu sorundan kaynaklı beş bin şehit var. Bu sorundan dolayı acılar ve psikolojik sorunlar yaşandı. Çözüm süreci hassas bir süreç. Bu sorunun çözümünde, silahların susmasını, gelişmeleri halka anlatmak için bizler görev aldık. Adımız akil insanlar deniyor ve biz ekip olarak 63 kişiyiz. Dokuz kişilik gruplarla bölgeleri geziyor, halkla buluşuyoruz. Adımıza da diyalog grubu diyoruz. Burası özgür bir ortam. Herkes düşündüğünü söyleyebilir. Amacımız ikna değil, hükümetin politikasını da anlatmak değil, akan kanın durması gerektiğini anlatmak. Sorun hassa, bu bölgede daha da hassas. Kullanılan dil barışı dışlayıcı olmamalı. 30 yıl bu sorun güvenlik yöntemiyle çözülemedi. Bu buluşmaları kendi plan ve programlarımızla yapıyoruz. Resmi makamların ve hükümetin planımıza bir dahili yoktur.”
Palandöken: Karadeniz’in barışa katkı sunacağına eminim
Bendevi Palandöken: “Hatay olaylarını kınıyorum. Ülkemizde ne zaman bir iyimserlik olsa hemen bu tür olaylar yaşanıyor. Karadeniz’in suyu sert, insanı merttir. Barışa katkı sunacağından eminim. “
Çalışlar: Silahlı çatışma süreci geride kalıyor
Oral Çalışlar: “Bölgede burası 15. ilimiz.Türkiye’de insanlar bu konuda ilk defa bu kadar kendi fikirlerini söyleyebildiği bir ortamı bulmuştur. 30 yıl süren çatışmalar sonucu acılar yaşandı, çok kez ateşkes ilan edildi ama yine çatışmalar sürdü. Şimdi her iki taraf da silahlı çatışma sürecini geride bırakmak istiyor.
Bunca yıl acı öfke biriktirilmiş, çözüme yönelinmemiş. Şimdi örgüt neden silahı bıraktı deniliyor. Ne karşılığı diye soruluyor. Uluslararası koşullar, Orta Doğuda gelişen koşullar karşısında silahların bırakılmasına neden olmuştur. Öcalan bunu söylüyordu ama Kandili ikna edemiyordu. PKK Silvan’da ağır kayıplar verdi ve Kandil de silahların bırakılmasına karar verdi. Bu iyi bir durum. PKK silahlı mücadeleden vazgeçti. Protestocular bunları düşünmeli. Gelsinler toplantılarımıza bunları konuşalım."
Bümin: Vatan, kan isteyen bir şey değil
Kürşat Bümin: “Herkesin farklı düşünceleri olabilir. Ancak önce bir sağduyu etrafında birleşmeliyiz. Ülkemizde yıllardır bir iç savaş yaşandı. Bunca insanımız öldü. Kaynaklarımız harcandı. Vatan, uğruna ölen varsa vatandır öğretiliyor okullarımızda, ezberimizde bunlar var. Artık bunu değiştirmek gerek. Vatan, kan isteyen bir şey değil. Vatan, millet, bayrak için aşırı bir heyecan yüklenmiş. Aşırı bir milliyetçilik var. Şimdi toplum ilk kez elini kaldırmış söz istiyor. İlk kez sorusunu soruyor. Bugüne kadar vergiler alınmış savaşa harcanmış, çocukları ölmüş. İlk kez bunlar bu ortamlarda dile getiriliyor. 15 yıl bu ülkede başörtü sorunu tartışıldı. 15 yıl Kürtçe kaset, yayın yapma konusu tartışıldı. Yavaş ilerleme ülkemizin çok yıllarını aldı. Toplumu isyan ettirdi. “
Oğur: Verilen şey; demokrasi
Yıldıray Oğur: “Bizler ölümlere, katliamlara çok alıştık. Bu normal, sağlıklı bir şey değil. Hayatını kaybeden insanlar sadece rakam olarak kalıyor akıllarımızda, böyle bile kalmıyor, hatırlamıyoruz. Toplum artık çatışma istemiyor. Örneğin devlet 50 bin kadro açtı, iyi de maaş veriyordu, Güneydoğuda sadece iki bin başvuru oldu. Demek ki artık insanlar savaş, çatışma istemiyor, bıkmışlar. 109 gündür çatışma ve ölüm yok. İlk kez bir çözüm süreci yaşanıyor. PKK çekiliyor, süreç iyi gidiyor. Türkiye sivilleşiyor, demokratikleşiyor ama yetersiz, halen 12 Eylül anayasası ile yönetiliyor. Öcalan artık bu işin silahla olmayacağına ikna oldu. PKK da değişen Orta Doğudan yana tavır aldı. Bu coğrafyada artık soğuk savaş bitiyor. Ne verildi deniliyor, verilen şey, demokrasi.
Benli: Herkese görev düşüyor
Fatma Benli: “Önyargılı olmamak gerek. Hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız. Tek başına ne Başbakan ne de siyasiler bu sorunu çözebilir. Herkese görev düşüyor. Bizim tek amacımız, kanın durması. 30 yıldır yaşadığımız bu durumu kanıksamış gibiyiz. Karadeniz de bu sorundan acılar yaşayan bir bölgemiz. Bu bölgede en büyük yatırım çocuktur, askerden gelir kardeşinin sorumluluğunu alır. 30 yıldır bu sorun yok edilemedi. OHAL ilan edildi, öyle de bitmedi. Artık bitsin. Yaşadığımız tarihi fırsatı, umudu koruyalım. Diyarbakır’da da 400 şehit ailesi var. PKK dün savaşıyordu, bugün niye bıraktı deniliyor. Silahlı mücadelenin doğru olmadığını gördü. Hükümet de gerekli adımları atıyor. Düşünün, hiçbir siyasi iktidar kendisine zarar verir mi?”
Toplantıdan sonra CHP bir açıklama yaptı. Açıklamada akil insanların AKP için çalıştığını savunarak, eleştirdi.
Toplantı sonrası konuştuğum Kürşat Bümin ise CHP’yi eleştirdi:
“Kendi içinde homojenliğini kaybetmiş bir parti. Sıkıntıları var. İktidara gelme, hükümet olma umudunu kaybetmiş. Kendisi de bunu kabullenmiş. Rejimin bekçisi gibi. Zaten Baykal da böyle demişti. Kendi koyduğu ilkeleri savunuyor. Kılıçdaroğlu da bir o tarafa, bir bu tarafa dönüp duruyor. Baraj yüzde yediye inerse CHP bölünür. “ (SY/BK)