Akademisyenler ve öğrenciler Kanun Hükmünde Kararnameler’le (KHK) yaşanan baskı, ihraç ve güvencesizliğe karşı Ankara’daki Yükseköğretim Kurumu (YÖK) binası önündeydi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) çağrıcısı olduğu eylemde açığa alma ve ihraçlara son verilmesini ve bu kişilerin göreve iadesini, KHK ile yapılan ÖYP düzenlemesinin geri alınmasını ve herkese iş güvencesinin sağlanmasını talep ettiler.
"İhraçlar hukuksuz"
İki sendika adına ortak açıklamayı KHK ile ihraç edilen akademisyenlerden Aysun Gezen okudu.
Açıklamadan öne çıkan ifadeler şöyle:
* KHK ile on binlerce kamu emekçisi haksız ve hukuksuz biçimde açığa alındı ya da ihraç edildi. Oysa Hükümet, kamudan ihraç edilenlerin hangi somut gerekçelerle ihraç edildiklerini, ihraç edilenlerin darbe girişimi ile aralarında hangi somut bağlar bulunduğunu en küçük bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklamak zorunda.
* Eğitim, AKP’nin ideolojisi doğrultusunda dinselleştirme ve ticarileştirme temelinde yeniden dizayn edilme amacıyla en kapsamlı saldırıya maruz kalan alan.
* Siyasi iktidar, yıllardır eğitimin dinselleştirilmesine ve ticarileştirilmesine direnen, laik- bilimsel eğitimi savunan, emek, barış ve demokrasi mücadelesi yürüten eğilim emekçilerden intikam alırcasına hareket ediyor. Her biri küçük birer diktatöre dönüşen rektörlerin hazırladığı listeler eleştirel düşünceyi, özgür bilimi, laik, kamusal, parasız eğitimi savunan akademisyenlerin tasfiyesine yöneldi.
"ÖYP düzenlemesi iş güvencesini ortadan kaldırdı"
* Emeğin güvensizleştirilmesi politikaları doğrultusunda hazırlıkları çok daha önceden başlayan “50d'yi yegane istihdam biçimi” kılma çalışmaları bir gecede bir KHK ile fırsattan istifade gerçekleştirildi. 674 sayılı KHK kapsamında yapılan değişiklikle tüm ÖYP’li araştırına görevlilerinin statüsü bir gecede güvencesizliğin cisimleşmiş hali o an 50/d’ye geçirildi. Hukuka ve anayasaya aykırılığı açık ve seçik olan ÖYP düzenlemesi ile araştırma görevlilerinin iş güvencesi tamamen ortadan kaldırıldı, gelecekleri belirsizleştirildi, kaderleri rektörlerin iki dudağı arasına terk edildi.
* Bu değişikliğin amacı uzun zamandır YÖK’ün güvencesiz istihdamı, temel ve yaygın istihdam biçimi haline getirme çabasından başka bir şey değil.
* Bu düzenleme ile yıllardır elde edilen yargı karaları yok sayıldı, mevcut hukuksal kazanımlar anlamsızlaştırıldı. Düzenleme 2547 sayılı yasanın 35. Maddesine ve mevcut hukuksal kazanımlara aykırı.
"Üniversite mücadelemiz sürecek"
* İş güvencesi olmadan bilim özgür olmaz.
* İhraç edilenler ve açığa alınanlar görevlerine iade edilene, ÖYP düzenlemesi geri alınana ve herkes için iş güvencesi sağlanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
* Görevi bilgi üretmek ve ürettiği bilgiyi toplumsallaştırmak olan akademisyenlerin içinde yaşadığı toplumun sorunlarına kayıtsız kalması mümkün değil. Bu sorunların çözümüne dair düşüncelerini kamuoyu ile paylaşma haklan var. Bizler bu hakkı savunmaktan geri durmayacağız.
* Kamusal finansman, kurumsal özerklik, iş güvencesi, akademik özgürlükler ve üniversite bileşenlerinin yönetim ve denetim mekanizmalarında yer aldığı eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik özyönetim ilkelerine dayanan üniversite mücadelemizi kararlıkla sürdüreceğiz.
*AKP iktidarından aldığı gücü rantçı, eşitsizlikçi, ayrımcı, baskıcı ve yasakçı düzene hizmet etmek için kullanan rektörlere karşı üniversiter değerleri savunmaya tüm gücümüzle devam edeceğiz.
* Emeğe yönelen saldırılar karşısında sermayenin, kapitalist düzenin değil, emeğin safında olmaya devam edeceğiz. (BK)
* Fotoğraf: Eğitim Sen / Twitter