Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) üyeleri Güldeniz Kaya ve Ahmet Seyhan'ın sendikal faaliyetlerini kısıtlamak için Türkiye'yi 2 bin 340 avro (yaklaşık 5 bin 150 TL) tazminata mahkum etti.
Aralık 2000 ve Aralık 2003'te Eğitim-Sen'in ülke çapında düzenlediği grevlere öğretim ve sendika üyesi sıfatıyla katıldıkları gerekçesiyle Özcan, üç ay hapis, bir miktar para cezasına ve de iki buçuk ay süreyle görevden uzaklaştırma cezasına mahkum edilmişti. Özcan'ın cezası ardından sadece paraya çevrilmişti.
AİHM: Hafif de olsa ceza, caydırmak içindi; gereksizdi
Özcan, yeni Ceza Yasası'nın yürürlüğe girmesiyle cezası iptal edilene kadar bu ceza davasının zararlarını meslek yaşamında 2007 yılına kadar yaşamaya devam etti. Özcan ve Seyhan'a, ayrıca bir de uyarı cezası verilmişti. İki kişi, 25 Mayıs 2004 ve 30 Temmuz 2004 tarihlerinden AİHM'e başvurmuşlardı.
Uyarı cezalarının iptalini mahkemeye taşıyamayan ve bu nedenle de hakkını arayamayan başvuru sahiplerinin şikayeti, sadece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11. maddesinde güvence altına alınan "örgütlenme hakkı"nın hiçe sayılması değil, 13. maddede tanımlandığı üzere "mahkeme etkin başvuru hakları"nın da bulunmaması idi.
AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11. maddesinde güvence altına alınan "örgütlenme hakkı"nın hiçe sayıldığına oybirliğiyle kanaat getirerek, Türkiye'yi mahkum etti.
AİHM, "Hafif de olsa cezalar, sendika üyelerinin sendikanın ilan ettiği meşru bir günlük greve veya başka eylemlere katılmalarından vazgeçirmeyi amaçlamıştır. Cezalar, demokratik bir toplumda gereksiz olduğu gibi başvuru sahiplerinin örgütlenme hakları ihlal edilmiştir" şeklinde açıklama yaptı.
AİHM, Türkiye'de kınama veya uyarı cezalarını yargı denetimine tabi tutacak Anayasal ve yasal bir denetim imkanı bulunmadığı için Kaya ve Seyhan'ın da bu işlemlerin iptalini sağlayamadıklarını kaydetti. (EÖ)