Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinden sonra gerekli koşulları sağlamak, depremzede otistik bireyler için arama kurtarma, bölgeden tahliye, psikolojik destek ve acil ihtiyaçların karşılanması için Afet Otizm Dayanışma Ağı kuruldu.
Ağı, adına koordinasyon sağlamak üzere STK ve otistik bireylerin yakınları ve gönüllüler birlikte kurdu.
“Dört dilde iletişim panosu hazırladık”
Bölgede özel gereksinimli bireyler için planlamalarda bir tahliye önceliğinin olmadığını vurgulayan Afet Otizm Ekibinden Ece Bora, bölgede öncelikle otizmli bireyler için AFAD ve Engelli Hizmetleri gibi yardım kuruluşlarına koordinasyon sağlamakla işe başladıklarını söyledi.
Afet Otizm Ekibinden Ece Bora, şuları belirtti:
“Bu ekibi kurduktan hemen sonra ilk olarak Türkçe, İngilizce, Kürtçe, Arapça olmak üzere dört dilde iletişim panosu hazırladık ve bu panoları çeşitli belediyelerle oluşumların kolilerine konulmak üzere gönderildi. Bölgedeki uzmanlara ve ekiplere de hem baskılı hem de dijital olarak gönderildi.”
Otisitkler için bölgedeki en acil ihtiyacın kırmızı reçeteli ilaçlar olduğunu ve bu ilaçları Türk Eczacılar Birliğiyle iletişime geçip temin edebildiklerinin söyleyen Bora, ikinci olarak psikolojik desteğin ve barınma sorunlarının kalıcı olarak çözümlenmesi gerektiğini söyledi.
Bora, bu durumu şöyle anlattı:
"İstanbul, Ankara gibi illerde depremzedeler için afet poliklinikleri oluşturuldu. Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi de Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin de afet polikliniği var fakat afet bölgesinde veya yakın illerde afet polikliniğine ihtiyacımız var.”
Yazgan: Otizm Eylem Planı afet soruna yanıt vermiyor
Depremin ilk gününün ardından depremzede otistiklerle iletişimde yaşanacak sorunların öngörülmesi sonucunda hazırladıkları iletişim panolarıyla yola çıktıklarını ve daha sonrasında bölgedeki ihtiyacın bundan çok daha fazla olduğunu fark ettiklerini söyleyen Avukat Deniz Yazgan depremzede otistiklerle uzmanlar arasında köprü kurduklarını da dikakt çekti.
Avukat Yazgan, olası bir İstanbul depremi için Otizm Eylem Planının da afet sorununa yanıt vermediğini vurguladı.
Yazgan, şöyle dedi:
“Koordinasyon sürecimizde temel ihtiyaçları karşılanan otistik depremzedeler ve ailelerini ikincil ihtiyaçları bağlamında takip ediyoruz.
“AODA, afet öncesi, esnası ve sonrası için otistikleri kapsayan, otistik varoluşu öngören bir hazırlık, tahliye ve koordinasyon süreci için kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri ile ortak çalışmalar yürütmeyi amaçlıyoruz.
“İstanbul’da yalnızca otistikler için değil, nörotipik veya nöroçeşitli her insan için çalışma eksikliği var.
“Deprem bölgesine gönderilecek yardımları, Yenikapı’da denizin doldurulduğu ve deprem için tehlikeli kabul edilebilecek bir alanda yapıyor olmamız İstanbul’un da depreme bakış açısını ve hazırlığını ortaya koyar nitelikte diye düşünüyorum.
“Üst üste ve zayıf yapılan binaların içerisinde de otistikler istenmezken, bu binaların bilimsel olarak öngörülebilir sonunda otistiklere yer açılmasını şu aşamada mümkün görmüyorum. Sorunlu ve çok geride kalmış bir tıbbi bakış açısıyla düzenlenen Otizm Eylem Planı da hiçbir soruna yanıt vermediği gibi afet sorununa da yanıt verebilir konumda değil.
“Otizmli bireylerin tahliye protokolü bakımından öncelikli olduklarını, depremi tipik biçimde algılamayan otistiklerin özgü ihtiyaçlarına kulak verilmesi gerektiğini hatırlatmak istiyorum.”
“Barınma sorunu çözülmeli”
Otistik bireyler için öncelikle duyusal ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir güven ortamının oluşturulması gerektiğini vurgulayan Psikolog Çiğdem Ergül de şunları anlattı:
“Bu çocukların ihtiyaçlarına bir güven ortamı oluşturmak çok önemli. Belki bir takım yastıklarla dolu yatabilecekleri, vücutlarını bastırabilecekleri bir alan olabilir. Ses hassasiyeti varsa ses izolasyonu sağlayacak kulaklıklar olabilir. Sakinliklerini sağlayan bir güven ortamı ve devamlı barınma sağlanmalı.”
(HS/EMK)