Özel gereksinimli çocukların eğitim kurumlarında uğradığı ayrımcılık, psikolojik ve fiziki şiddet ve haklarının ihlali konularında uzun yıllardır çalışmalar yapan ve 17 yaşında otizmli bir çocuk annesi olan İstanbul Otizm Gönüllüler Derneği Başkanı Avukat Sedef Erken, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e Politik Yol’daki köşesinden seslenerek 15 yıldır yaşadıklarını anlattı ve artık eğitim talep etmekten vazgeçtiğini, sadece vergi indirimi talep ettiğini söyledi.
Sedef Erken yıllardır otizmli bireylerin yaşadığı hak ihlalleri konusunda çalışan bir avukat ve aktivist.
Oğlunun ana sınıfı yaşında 13 okula kabul edilmemesi sebebiyle o dönem açtığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki eğitimde ayrımcılık davası kamuoyunda da genş yankı bulmuştu.
Sedef Erken, o zamandan beri hiçbir şekilde doğru bir eğtim desteği alamayan oğlu için Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e yazdığı açık mektupta oğlunun 3 yaşından 18 yaşına kadar eğitim süreçlerinde yaşadıklarını detaylarıyla anlattı.
Geçen 15 yılda oğluna hiçbir şekilde gereken eğitimin sağlanmadığını, salgın sonrasında son 2 yılda ikâmetgah kaydını taşıyarak 3 il gezdiğini ve buna rağmen oğlu için uygun eğitim ortamını bulamadığı ifade etti.
Erken, X hesaından yazdığı yazıyı paylaşırken “Sn Yusuf Tekin, oğlumun kaydını silin, zorunlu eğitimden çıkartın. Resmi dilekçemi de pazartesi günü vereceğim. Bunun karşılığında da vergi indirimi getirin ki bize reva görülen bu muamele için üste tonla para ödüyormuşuz gibi hissetmeyelim” diyerek yaşadıklarına isyan eti.
Yazının X’te yayınlanması üzerine pek çok aile kendi yaşadıklarını da paylaşarak Erken’e destek verdi, otizmli çocuğu olan aileler sosyal medyadan sürekli seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
"Her gün pek çok aile aynı sorunlarla bana başvuruyor"
Sedef Erken “Elimde bir liste var, ülkenin her yerinden her gün beni arayan ve hukuki yardım isteyen anneler. Birinin oğlu sınıfın ortasında darp edilmiş, diğerinin oğluna öğretmen arkadaşlarının önünde “gel buraya otistik, geçen sene başka bir manyak vermişlerdi, o gitti sen geldin benim başıma bela olarak” diyor, diğeri özel okulda bu yaşa kadar kaynaştırma öğrencisi olarak okumuşken yeni gelen müdür “burası özürlü okulu değil, alsın gitsin başka okula” deyip kaydını yenilemiyor çocuk 6 aydır açıkta, bir diğeri serviste hostes yok dediği için okul yönetimi “itiraz etmeyin bu servisi de vermem” diye tehdit ediyor.
Daha sayabileceğim o kadar çok örnek var ki öğrenmek isterseniz hepsi bende isim isim, okul okul kayıtlı. Ancak sakın bize “soruşturma açalım” demeyin, çünkü bu 15 yıllık süreçte ben MEB tarafından açılan hiçbir soruşturmadan örtbas ya da cezasızlık dışında bir sonuç çıktığını görmedim. Bu olaylar olunca sadece çocuğun okulu değiştiriliyor, sanki suçu işleyen çocukmuş gibi… Ne öğretmenlere ne okul yöneticilerine dokunulmuyor, böyle olunca da bir diğeri aynı davranışlara teşvik edilmiş oluyor.
Madem Dünya’ya örnek uygulamalar yapılıyor, biz bunların neden göremiyoruz?
Sedef Erken yazıya düştüğü notta şöyle dedi. Geçenlerde Kağıthane’de bir Özel Eğitim Uygulama Okulunun açılışında yaptığınız konuşmayı izledim, “ülkemiz özel eğitim alanında Dünya’ya örnek uygulamalara imza atıyor” demişsiniz, nerede, hani, biz neden göremiyoruz?
(EMK)