Haberin İngilizcesi için tıklayın
Uluslararası Af Örgütü, Yargıtay’ın Büyükada davasına ilişkin bozma kararını değerlendirdi.
Yazılı açıklama yapan örgüt, “Dört insan hakları savunucusu hakkındaki mahkumiyet kararları bozuldu, adalet kazandı” dedi.
TIKLAYIN - Yargıtay Büyükada davasını esastan bozdu
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Büyükada davasına ilişkin temyiz başvurularıyla ilgili kararını 17 Ekim 2022’de verdi.
Yargıtay, Taner Kılıç ile ilgili “örgüt üyeliği” suçlamasıyla verilen 6 yıl 3 aylık hapis cezasını “eksik araştırma” nedeniyle, diğer sanıklar Günal Kuşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran hakkındaki mahkumiyeti de “kanuna aykırılık” nedeniyle bozdu. Dosya, yeniden yargılama yapılması için ilk derece mahkemesi olan İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilecek.
- İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, “Büyükada davası”nın 3 Temmuz 2020’de görülen karar duruşmasında Uluslararası Af Örgütü eski Türkiye Temsilcisi Taner Kılıç'a "terör örgütü üyeliği" iddiasıyla 6 yıl 3 ay, Günal Kuşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran'a "terör örgütüne yardım" iddiasıyla 1 yıl 13 ay hapis cezası, Nalan Erkem, İlknur Üstün, Ali Gharavi, Peter Steudtner, Veli Acu, Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli hakkında beraat kararı vermişti.
“Çok sayıda hak savunucusu cezaevinde”
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Onursal Başkanı Taner Kılıç ve Türkiye Şubesi’nin eski direktörü İdil Eser ile hak savunucuları Günal Kuşun ve Özlem Dalkıran hakkındaki Yargıtay kararına dair yazılı açıklamada, “temelsiz mahkumiyet kararlarının Yargıtay tarafından bozulmasının büyük bir rahatlama getirdiği” belirtildi.
Yargıtay kararının, yargılamaların siyasi niteliğini de bir kez daha ortaya koyduğunu ifade eden Af Örgütü’nün açıklamasında, Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard’ın değerlendirmesine yer verildi:
“Bugünkü karar, akıl almaz boyutlarda bir adaletsizliğe son verdi. Mahkumiyet kararları nihayet bozulduğu için büyük bir rahatlama duyuyoruz; ancak mahkemenin Taner’in dosyasının ek araştırma gerektirdiği yönündeki kararı hayal kırıklığı yarattı.
“Beş yıldan uzun süre boyunca, bu dört cesur insan hakları savunucusuna yöneltilen temelsiz suçlamaların birbirini izleyen mahkemeler tarafından gerçekmiş gibi kabul edilmesiyle adaletsizlik çarklarının döndüğüne tanık olduk.
“Bugünkü karar, buna benzer siyasi güdümlü yargılamaların gerçek amacını ortaya koydu; o da mahkemelerin muhalif sesleri susturmak için silah olarak kullanılmasıdır.
“Bugünkü kararı kutlarken, Türkiye’nin dört bir yanında çok sayıda insan hakları savunucusunun cezaevinde tutulduğunu, tutuklanma kaygısıyla yaşadığını ya da benzeri temelsiz kovuşturmalarla karşı karşıya olduğunu da unutmuyoruz.
“Bugünkü zaferden güç alacağız. Sonuna kadar Taner’in yanında olmaya, Türkiye’de insan haklarının sorumsuzca kısıtlanmasına karşı mücadele etmeye ve hükümetin tehditleriyle susturulmayı reddeden insanlar için çaba göstermeye devam edeceğiz.”
Büyükada hak savunucuları davasıİstanbul Büyükada'da "insan hakları savunucularının korunması dijital güvenliği" konulu bir atölye çalışması için bir otelde biraraya gelen 10 insan hakları savunucusu, 5 Temmuz 2017'de otele düzenlenen polis baskınıyla gözaltına alınmıştı. 18 Temmuz'da İnsan hakları savunucuları İdil Eser (Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü), Özlem Dalkıran (Yurttaşlık Derneği), Günal Kurşun (İnsan Hakları Gündemi Derneği), Veli Acu (İnsan Hakları Gündemi Derneği), Ali Garawi (İsveç vatandaşı insan hakları eğitimcisi), Peter Steudtner (Almanya vatandaşı insan hakları eğitimcisi) "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" (TCK 220/6), "silahlı terör örgütüne üyelik" (314/2 ve 314/3) suçlamalarıyla tutuklandı. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan İlknur Üstün (Kadın Koalisyonu), Nalan Erkem (Yurttaşlık Derneği) ise savcının itirazı üzerine 23 Temmuz'da tutuklandı. 25 Temmuz'da Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli haftada iki gün adli kontrol şartıyla ve yurtdışına çıkma yasağıyla serbest bırakıldı. Hazırlanan iddianameye Haziran 2017'den beri tutuklu bulunan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı avukat Taner Kılıç da "şüpheli" olarak eklendi. Cumhuriyet savcısı Can Tuncay'ın hazırladığı iddianamede hak savunucularının üye oldukları iddia edilen örgütler "FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DHKP/C" olarak sıralandı. TIKLAYIN - Büyükada İddianamesinde Hangi "Deliller" Yer Aldı? Hak savunucuları, 25 Ekim 2017'de ilk kez hakim karşısına çıktı. İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, Günal Kurşun, İlknur Üstün, İdil Eser, Nalan Erkem, Peter Steudtner, Özlem Dalkıran, Ali Garawi ve Veli Acu'nun tahliyesine karar verdi. Ayrıca Özlem Dalkıran ve Veli Acu hakkında yurtdışına çıkış yasağı koydu. Tutuksuz sanıklar Şeyhmus Özbekli ve Nejat Taştan hakkında 25 Temmuz 2017'de verilen adli kontrol kararı ise kaldırıldı. Mahkeme dosyaya sonradan "şüpheli" olarak eklenen Taner Kılıç hakkında "terörizmin finansmanı ve casusluk" iddiasıyla tutuklu bulunduğu, İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dosyanın Büyükada davasıyla birleştirilmesine de karar verdi. TIKLAYIN - Sekiz Hak Savunucusu Hakkında Tahliye Kararı Taner Kılıç hakkında 15 Ağustos 2018 günü tahliye kararı verildi. Son duruşması 19 Şubat 2020'de görülen Büyükada davası, savunmalara devam edilmesi için 3 Nisan 2020'ye bırakılmış, ancak koronavirüs salgını nedeniyle davanın karar duruşması 3 Temmuz 2020'ye ertelenmişti. 3 Temmuz'daki son duruşmada, Taner Kılıç'a 6 yıl 3 ay, Günal Kuşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran'a 1 yıl 13 ay hapis cezası verildi. |
TIKLAYIN - AYM'den Özlem Dalkıran için Büyükada davasında "haksız tutukluluk" kararı
(AS)