Cumhuriyet gazetesi ve yöneticilerine yönelik ilk baskının 200. gününde, gazeteciler ve mahpusların aileleri Çağlayan’daki Adalet Sarayı önündeydi.
Mahpus gazetecilerin aileleri, arkadaşları ve gazeteci meslek örgütlerinin katıldığı protestoda tüm mahpus gazeteciler için özgürlük istendi.
TIKLAYIN - CUMHURİYET TUTUKLULARI İÇİN ÇAĞLAYAN'A ÇAĞRI
Eren: Adaletin 200'ü
DİSK Basın İş Genel Başkan Faruk Eren, 31 Ekim 2016’da Cumhuriyet’in yönetici ve çalışanlarının evlerinin basıldığını hatırlatarak tutuklananların 200 gündür özgürlüklerinden mahrum olduklarını belirtti.
“Biz buna adaletin 200’ü” diyoruz diyen Eren şöyle devam etti:
“Cumhuriyet operasyonunda gözaltına alınan ve tutuklananlar ilk başta dokuz kişiydi. Daha sonra artan tutuklamalara Ahmet Şık, muhasebe çalışanı Emre İper ve cumhuriyet.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven de eklendi. Ayrıca diğer gazete, televizyon ve haber ajanslarında çalışan yaklaşık 160 gazeteci hapiste. Biz tüm gazeteciler için özgürlük istiyoruz. Gazetecilik suç değildir.”
Güneş: Gazetecileri tutuklamak ülkenin sorunlarını çözmüyor
Eren’in ardından konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, son yedi yıldır ikinci adreslerinin adliyeler olduğunu vurgulayarak “Sürekli dışarıdan içeriye mektup yazar durumdayız” dedi.
Son iki yıldır mahpus meslektaşları ile görüşmelerine izin verilmediğini hatırlatan Güneş, “’Basın hürdür, sansür edilemez’ deniyor ama meslektaşlarımız tutuklu, ‘her türlü ifade anayasal güvence altındadrı’ deniyor ama kendimizi ifade edemiyoruz, ifade edenlerse hapis” dedi.
“Gazetecileri tutuklamak Türkiye’nin sorunlarını çözmüyor” diyen Güner tüm mahpus gazetecilerin en kısa sürede serbest bırakılmasını istedi.
Mahpus Cumhuriyet çalışanı ve yöneticilerinin yakınları adına basın açıklamasını Adalet Dinamit yaptı.
Dinamit “Gazetecilik yaptığı için tutuklanan tüm gazeteciler için özgürlük istiyoruz. Gazetecilik suç değildir” diye konuştu.
Mahpus yakınlarının açıklamasıMerhaba. Bugün yakınlarımızın haksız tutukluluğunun 200’üncü günü. 24 Temmuz’da, 9 ay sonra ilk kez yargı karşısına çıkacaklar. Bu durum bize tutukluluk uygulamasının yargısız infaz aracı haline getirildiğini açık olarak gösteriyor. Yargısız infazlar kamuoyunu vicdanında onarılamaz yaralar açıyor. Bunun en son örneği arkadaşımız cumhuriyet.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven’e uygulanmıştır. Oğuz Güven 55 saniyelik bir başlık nedeniyle tutuklanmıştır. Gazetecilik faaliyetinin “terör örgütü adına faaliyette bulunma” ve “terör propagandası” olarak sayılmasının asıl nedeni halkın gerçekleri öğrenmesini engellemek, devletin korunması bahanesiyle özgürlükleri sınırlandırmaktır. Özetle amaç Cumhuriyet Gazetesi’nin ödünsüz ilkeli yayıncılığını susturmaktır. Halkın bilgi edinme hakkı engellenmeye çalışılıyor. Basını özgür olmayan bir ülkede demokrasinin varlığından söz edilemez. Gazetecilik yaptığı için tutuklanan tüm gazeteciler için özgürlük istiyoruz. Gazetecilik suç değildir. Yakınlarımızı unutmadığınız ve unutturmadığınız için hepinize aileler adına teşekkür ediyorum. |
Mavioğlu: Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet
Dinamit’in ardından gazeteci konuşan Ertuğrul Mavioğlu şunları söyledi:
“200 gündür arkadaşlarımız cezaevinde her türlü özgürlüklerinden mahrumlar. Mektup almaktan, kitap okumaktan bile yoksunlar. Küçücük bir hava, gökyüzü onlara mahrum ediliyor. Bu zulmün mutlak surette hesabının görüleceği gerçeğini de mevcut iktadara, bu zulmü gerçekleştirenlere hatırlatmak istiyorum. Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet.”
Protestocular “Özgür basın susturulamaz” sloganı attıktan sonra protestoyu sona erdirdi. (EA)