“Cezalara itiraz etmiştim kabul edilmemişti. Sonraları ceza kağıtlarından uçak ve gemi yapmaya başladım, gemileri bazen çocuklara hediye ederdim.”
Anayasa Mahkemesi, ihraç edildiğinden beri “İşimi istiyorum” eylemi yapan öğretmen Engin Karataş hakkındaki idari para cezalarının, ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi.
Karataş bianet’e yaptığı açıklamada, Muğla, Bodrum’da tek başına oturma eylemi yaparken kesilen para cezalarından gemi ve uçak yaptığını, gemileri denize bıraktığını anlattı.
Direniş günlüğüne de kararla ilgili şunları yazdı: “Ceza kağıtlarından uçak yapardım. Bazen karakola bir polisin üç yaşlarındaki çocuğu gelirdi. Ona verirdim. Günlüklerimde, ceza kesen polislerden bahsederken ‘Emirle suç işleyenler’ yazıyordum. AYM, protestolarımın Anayasal hak olduğuna ve engellenmesinin de hak ihlali olduğuna karar verince bu ifade de doğruluk kazandı. Emirle suç işlediler.”
TIKLAYIN - Polis Havada, Karada, Suda Gözaltına Alıyor
TIKLAYIN - Delil Bırakmamak için Suyla Yazıyor: “İşimi İstiyorum”
“Cezayı nasıl ödeyeceksin, protestoyu bırak”
Bodrum meydanında, Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edildiği 29 Ekim 2016’dan beri tekbaşına oturma eylemi yapan Engin Karataş pek çok kez gözaltına alındı ve hakkında soruşturma açıldı. Soruşturma dosyaları takipsizlikle sonuçlanınca ve suç unsuru tespit edilemeyince polis bu kez, Muğla Valiliğinin eylem yasağına dayanarak Kabahatler Kanunu uyarınca para cezası kesmeye başladı.
4 ayda 4 bin liradan fazla ceza
Bodrum Belediyesi önündeki meydanda oturan Karataş’a 2017 yılında, 227 liralık idari para 18 kez para cezası kesildi. Sadece Eylül-Aralık 2017 tarihinde kesilen para cezalarının toplamı 4 bin 86 lirayı buldu.
Engin Karataş para cezalarına itiraz etti. İtirazları Bodrum Sulh Ceza Hâkimliğince, “idari para cezalarının usul ve yasaya uygun oldukları” gerekçesiyle reddedilince Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptı:
“İlk zamanlar kendim itiraz ettim. Mahkemeler kabul etmeyince ceza kağıtlarından uçaklar ve gemiler yapmaya başladım. (Ceza kağıdından gemi çok güzel oluyor.) Polislerden biri ‘yüzlerce cezayı nasıl ödeyeceksin, protestoyu bırakman gerek’ demişti. Ona ‘Kolumu kesmişler parmağımın acısına mı üzüleyim’ demiştim. Güzel günlerdi. O günleri de öğretmenliğime sayıyorum. ‘Adaletsizliğe uğrayınca ne yapmalı?’ dersi veriyordum.”
Başvurusunda, “en az bin kişinin toplanabileceği bir meydanda yalnızca bir kişinin yaptığı bir eylemin kamu düzeni, güvenliği ya da sağlığının bozulmasına sebep olamayacağının açık olduğunu” yazdı.
“Tek kişilik eylem, kamu düzenini bozamaz”
Anayasa Mahkemesi, başvurusuyla ilgili 13 Eylül’de karar verdi. Kararında, Karataş’ın başvurusundaki savını haklı buldu:
“Kalabalık bir toplulukta bulunan bireylerin grup psikolojisi uyarınca hareketlerine ilişkin sorumluluk duyguları azalacağından bu kişileri şiddete başvurmak gibi temel hak kullanımıyla bağdaşmayacak hareketlerde bulunmaya yönlendirmek kolaylaşır. Bu nedenle toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde karşıt görüşlü gruplar ve güvenlik güçleriyle çatışma yaşanması ya da toplum yönünden zararlı başka faaliyetlerde bulunulması riski artar. Bu durumda yetkili otoritelerin hem katılımcıları hem de toplumun geri kalanını koruyarak kamu düzeni, güvenliği, sağlığı ya da başkalarının hak ve özgürlükleri gibi meşru amaçları yerine getirme pozitif yükümlülüğü doğar. Bahsedilen tehlikelerin belediye binası önünde tek başına oturulmak suretiyle eylem yapılması hâlinde doğacağından bahsetmek ise mümkün görünmemektedir.”
“Risk oluşturmuyor, asıl kendisi risk altında”
AYM ayrıca, bu eylemle bir riskin oluşturmadığına da hükmetti:
“Başvurucunun elinde, işini geri istediğine dair bir pankartla belediye binası önünde oturmasının başvurucuyu üçüncü kişilerden gelebilecek bir şiddet riski altında bıraktığı kabul edilebilirse de somut olayın koşullarında başvurucunun eyleminin herhangi bir risk oluşturduğunun yetkili otoritelerce makul bir biçimde gösterilmediği anlaşılmaktadır.”
Kararda, Karataş’ın eylem yaptığı aylar boyunca herhangi bir şiddet olayı yaşanmadığına da dikkat çekildi.
Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar veren AYM, kararın bir örneğinin ifade özgürlüğü ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili mahkemelere gönderilmesine hükmetti. (AS)