Cumartesi İnsanları 567. kez Galatasaray'da toplandı. 12 Eylül rejiminde kaybedilen Maksut Tepeli'yi andı. Bugün Cizre'de yaşananlara tepki gösterdi.
Cizre’ye ulaşabilmek için yola çıkan ve Nusaybin’den dönen Cumartesi İnsanları’ndan Hanife Yıldız Cizre’de cenazelerin sokakta olduğunu söyledi.
“İnsanların acıları ağır, bu acılarla yaşarken AKP’den bir beklentileri yok. Sadece Batı’dan destek olunmasını istiyorlar. Cenazelerini ne zaman alacaklarını, yaralılarını ne zaman tedavi ettireceklerini bekliyorlar.”
Davutoğlu’nun açıkladığı eylem planını da eleştirdi.
“Master planı dedikleri aslında baskın planı. Acaba ne kadar bastırırız da istediklerimizi yaptırırız diyorlar.”
Cumartesi İnsanları Cizreli kayıp yakınlarının her cumartesi İstanbul’dakiyle eş zamanlı olarak yaptığı oturma eylemini sokağa çıkma yasakları nedeniyle yedi haftadır yapamadıklarına da dikkat çekti.
“Cenazeler alınamıyor”
Maksut Tepeli’nin eşi Şehriban Tepeli, eşinin 1975’te öğretmen olduğunu ve sosyalist devrimci mücadelenin içinde olduğunu anlattı.
1984’e kadar aradıklarını söyleyen Tepeli Maksut Tepeli’nin o yıl bir arkadaşının evinde gözaltına alındığını söyledi. “Herhalde gittiği yerde Maksut’u infaz etmek için bekliyorlardı. Maksut’u sırtından vurarak götürdüler…
“Maksut’un öldüğünü 20 yıl sonra kabul ettiler ama mezarının yerini bilemediklerini söylediler. Soruyorum, kendi ellerinizle katletmişken, kendi ellerinizle gömmüşken nasıl bilemezsiniz?
“Bunlar ölülerimizin kemiklerinden bile korkuyorlar.
“Şimdi yaptıkları daha da kötü. Biz mezar taşına hasret kaldık, şimdi insanlar cenazelerini alamıyor.
“Şu an Kürdistan coğrafyasına katmerli biçimde saldırıyorlar.”
TIKLAYIN - "DEVLET AĞABEYIMI BULMAK İSTEMIYOR"
Ne olmuştu?
Maksut Tepeli 12 Eylül askeri darbesinden beş ay sonra 4 Şubat 1981’de görev yaptığı Erzincan'da tutuklandı, dört ay cezaevinde kaldı. Cezaevinden çıktıktan sonra İstanbul'a taşındı.
25 yaşındaki Maksut Tepeli 2 Şubat 1984’te İstanbul, Küçükbakkalköy’de bir arkadaşının evine gitti. Polisin evde karakol kurduğunu farkedip uzaklaşmaya çalışırken polisler tarafından vurularak gözaltına alındı. Hastaneye götürülmek yerine önce evde, sonrasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü 1. Şube’de işkenceli sorguya tabi tutuldu.
5 Şubat’ta gördüğü ağır işkence sonucu koma halinde Haydarpaşa Askeri Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede ölen Maksut Tepeli’nin bedeni kaybedildi. Ailesinin bilgisi dışında nüfus kütüğüne “ölü” kaydı düşüldü.
Ailenin ve İHD avukatı Gülseren Yoleri'nin ısrarlı takibi ile 2003’te Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı'nın yeniden soruşturma başlatması sağlandı. Maksut'un ölümü ile ilgili düzenlenen belgelere ulaşıldı. Ölü Muayene ve Zabıt Varakası'nda Maksut'un 6 Şubat’ta Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde öldüğü belirtiliyordu. Bu belgenin altında Üsküdar Cumhuriyet Savcısı Olgun Alpay ve Adli Tabip Kemalettin Artuner'in imzası vardı.
Maksut’u işkenceyle öldüren polislerin kimliklerinin tespit edildiği ama Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığının polisler hakkında takipsizlik kararı verdiği de açığa çıktı.
Ancak Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı da 2006 yılında aynen sıkıyönetim savcılığı gibi şikayet hakkında takipsizlik kararı verdi.
Karara itiraz, Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. 2012’deki yeni suç duyurusu 24.12.2014’te zamanaşımı gerekçesi ile takipsizlik kararıyla sonuçlandı. Bu karara karşı 22 Ocak 2015’te itiraz edildi. Bu da reddedildi.
Daha sonra Anayasa Mahkemesi’ne başvuruldu. (YY)