Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi (TODİ), Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in 2824 öğrencinin cezaevinde olduğunu açıklaması üzerine dün akşam Taksim'de bir basın açıklaması düzenledi.
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel'in, geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in cevaplaması talebiyle yazılı bir soru önergesini TBMM Başkanlığı'na vermişti. Soru önergesinde, tutuklu ve hükümlü lise-üniversite öğrencilerinin sayısı ile bunlardan kaç tanesinin TCK'nın 220/6'ncı maddesinde yer alan 'silahlı terör örgütü üyesi olmadan örgüt adına faaliyet göstermek' kapsamında cezaevlerinde tutulduklarını sormuştu.
Adalet Bakanı Ergin önergeye verdiği cevapta "31 Ocak 2012 tarihi itibariyle toplam 2824 öğrenci cezaevlerinde. Bunlardan 1778'i tutuklu, 1046'sı ise hükümlü. Tutuklulardan, 609'u Türk Ceza Kanunu 220/6'ya dayanarak tutuklandı. Hükümlü öğrencilerin 178'i de aynı maddeden hüküm giydi." demişti. Adalet Bakanlığı'nın geç kalan bu itirafına dün Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi'nden yanıt geldi.
Adalet Bakanlığı tarafından yapılan bir itirafı değerlendirmek ve hapishanelerde bulunan 2824 öğrencinin hesabını sormak için bir araya geldiklerini söyleyen Galatasaray Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Mehmet Karlı, basın açıklamasını okudu.
"Bu mudur devede kulak?"
Karlı açıklamasında; "Adalet Bakanlığı'nın bu açıklaması geç kalmış bir itiraftır" dedi ve CHP Malatya milletvekili Veli Ağbaba tutuklu öğrencilerle ilgili meclis araştırma önergesini hatırlattı. Önerge 8 Şubat 2012 tarihinde TBMM Genel Kurulunda görüşüldü ve önergeye BDP milletvekilleride destek verdi. Araştırma önergesi AKP'nin karşı oylarıyla reddedildi.
Önerge aleyhinde konuşmayı AKP'den, kendisi de bir hukukçu olan Bülent Turan konuşmasında "Üniversitede tutuklanan öğrencilerin tutuklanma kategorileri nelerdir? Dediğiniz gibi poşu takmak falan yok. Bakın okuyorum; adam öldürme var, uyuşturucu var, gasp var, hırsızlık var, yaralama var, cinsel suçlar var, sahtecilik var, dolandırıcılık var. Dolayısıyla, dediğiniz devede kulak olan bir şey" demişti.
Bülent Turan'ın siyasi suçlardan tutuklu bulunan öğrencilerin devede kulak olduğunu iddia ettiği konuşmasına, Karlı şöyle yanıt verdi; "Şimdi Adalet Bakanlığı bile siyasi tutuklu öğrencilerin sayısının neredeyse bine ulaştığını itiraf ediyor. Soruyoruz, bu mudur devede kulak?"
"Adalet Bakanlığı cezaevindekilerin hesabını tutamıyor"
Karlı açıklamasına şunları ekledi; "11 Mart 2012 tarihinde bir soru önergesi daha verildi. Sadullah Ergin o önergeye verdiği cevapta şöyle diyordu, 'Ceza infaz kurumlarında örgün yüksek öğretim kurumlarına devam eden öğrenci sayısı 209'dur. TMK kapsamında yargılananların sayısı ise 22'dir. Öğrenciliği devam ederken tutuklananların işlediği suçlar sırasıyla terör, cinsel suçlar, adam öldürme, uyuşturucu, yağma-gasp, hırsızlık, yaralama, sahtecilik, adam öldürmeye teşebbüs, dolandırıcılıktır'. Dikkat çekilmesi gereken nokta şudur: Adalet Bakanlığı'nın en son yayınladığı rakamlar 31 Ocak itibarıyla tutuklu ve hükümlüleri içermektedir. Az önce bahsettiğimiz iki önerge de 31 Ocak'tan sonra verilmiştir. Dolayısıyla, AKP'li milletvekilleri ve bakanlar gözümüzün içine baka baka yalan söylemişler. Ya biz matematik bilmiyoruz ya da Adalet Bakanlığı cezaevinde kim var kim yok bunların hesabını tutamıyor."
Adalet Bakanı'nı ve yalanlara ortak olanları istifaya çağıran Karlı; "Bizler iddianamelerdeki saçma delilleri hep söyledik, tutuklu öğrenci sayısının 209 olmadığını belirttik, bunlarla ilgili rapor hazırladık. İddianamelerdeki hukuksuzlukları yazdık, tutuklu öğrencileri isim isim saydık. TODİ üyesi bir grup gönüllünün yaptığını koca devlet yapamadı, yapmadı" dedi.
"Sokakları terk etmeyeceğiz, mücadeleye devam"
"Adalet Bakanlığı'nın geç de olsa gerçekleri söylemeye yaklaşması, gerçek sayıları ortaya çıkarması mücadelemizin bir sonucudur. Ancak unutulmamalıdır ki asıl tartışma içerdeki öğrencilerin aritmetiği değildir. Asıl sorun mağdurların sayısından bağımsız olarak kurulan baskı rejimidir, öğrencileri öğüten yargı ve eğitim sistemidir, günlük hale gelen ağır insan hakları ihlalleridir. Bizler siyasi tutuklu öğrencilerin kayıtsız, şartsız ve ivedilikle serbest bırakılmasını, hüküm alan öğrencilerin hükümlerinin bozulmasını istiyoruz. AKP'nin faşizan ve insanlık dışı uygulamalarıyla özgürlükleri ellerinden alınan arkadaşlarımız aramıza dönene kadar sokakları terk etmeyeceğiz, mücadeleye devam edeceğiz."
Basın açıklamasının ardından Çarşamba günü tahliye olan İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü 3. sınıf öğrencisi Deniz Küçükbumin'in annesi Emine Küçükbumin şunları söyledi; "Benim çocuğum suçsuz yere sekiz ay hapis yattı, ben çocuğuma kavuştuğum için mutluyum. Ama hapisteki tüm çocuklar benim evladım ve evlatlarımı alana kadar ben de burada olacağım. Onlara iftira atanlar önce dönüp aynaya baksınlar." (SŞK/HK)