Fotoğraf: Pixabay
Ankara Barosu avukatlarından Gülşah Deniz Atalar, “Arabuluculuk sisteminin kötüye kullanıldığı iddiasıyla” Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu.
Arabuluculuk sisteminin mahkeme öncesi uyuşmazlık çözümünde önemli rol oynadığını kaydeden Deniz-Atalar, Arabuluculuk Daire Başkanlığı’na verdiği ve iddiaların araştırılmasını talep ettiği dilekçesinde sisteminin kötüye kullanımına ilişkin ciddi söylentilerin olduğunu ifade etti.
Kamu zararı oluşmasına sebebiyet veriyor
Bianet’e konuşan Deniz-Atalar, zorunlu arabuluculuk sistemiyle ilgili sıkıntıların olduğunu ifade ettikten sonra iddiaları şöyle sıraladı:
“Aralarında herhangi bir uyuşmazlık olmayan kişilerin sisteme başvurarak anlaşamama halinde takdir edilen ücretin taraflar arasında pay edilmesi amacıyla sistemi kullandıkları;
“Aralarında uyuşmazlık olmamasına rağmen muvazaalı işlemle tarafların borçlandırıldıkları ve alacaklılardan para kaçırmaya çalışıldığı;
“Değeri itibariyle yüksek, zorunlu dava şartı arabuluculuk sistemi içerisindeki uyuşmazlıkların, mevzuat gereği tarafların arabulucu seçme serbesti nedeniyle sadece bazı arabuluculuk şirketlerince çözüme kavuşturulması için sistemi kullandığı;
“Tarafların arabulucu sürecinde anlaşmalarına rağmen, toplantıya katılmayarak arabulucunun anlaşma ücretine değil anlaşamama ücretine hak kazanmasına ve kamu zararı oluşmasına sebebiyet verdiği şeklinde iddialar var.”
"Sürekli karşılaşıyoruz"
Bu tür olaylarla kendisinin de çokça karşılaştığını ifade eden Deniz-Atalar, “Ne yazık ki sistem kötüye kullanılıyor. Sistem zorunlu hale geldikten sonra Bakanlığın da teşviki ile arabuluculuk şirketleri açıldı. Bu şirketler bireysel arabuluculuğun yerini almaya çalışıyor. Sadece çok yüksek miktarlı dosyaları aldıklarına yönelik iddialar var. Avukatların kendi müvekkillerini kendi arabuluculuk şirketlerine getirdiği ve uyuşmazlıkların kendi şirketlerinde çözüme kavuşturulması iddiaları var” diye konuştu. Sistemin buna müsaade ettiğini dile getiren Deniz-Atalar şöyle devam etti:
"Sistem artık nüfuz kullanmaya dönmeye başladı. İnsanlar, artık bu nüfuzu kullanarak sermayenin yanında olanların daha çok para kazanmasına dönen bir yöntemin içerisinde. Mesleğin bir kamu hizmeti ve yargılama faaliyeti olduğunu unutmamak gerekir.
"Arabuluculuk zorunlu hale gelince arabulucular, devletin yargılama yapma sistemi özelleştirilmişçesine sistemi kullanmaya başladı ve iddialar bu arabulucuların belli kişiler olduğunu yönünde.
"Mesela geçtiğimiz haftalarda Arabuluculuk Daire Başkanlığı anlaşma yüzdesi düşük arabuluculardan performansları yeterli olmadığı gerekçesiyle savunma istedi. Ama sigorta şirketleriyle yapılan görüşmelerde zaten anlaşmak mümkün değil. Ticari davalarda arabulucu şartı olduğu için, arabulucuya gitmeden dava da açamıyorsunuz.
"Ben de tüm bunlardan rahatsız olduğum için bu iddiaların araştırılması talebiyle başvuruda bulundum. Aslında bunlar iddiadan öte şeyler ama sonuçta arabuluculuk sisteminin düzgün bir şekilde devam etmesini isterim ve dilekçeme kendi meslektaşlarımın adını yazıp kimseyi töhmet altında bırakmak da istemedim.
"Alternatif olması gereken şey bizde zorunlu"
"Zorunlu arabuluculuk sistemi aslında iyi bir sistem değil. Normalde tüm dünyada arabuluculuk dediğiniz şey alternatif bir uyuşmazlık çözümüdür. Devlet bunu alternatif olarak sunar ve vatandaş isterse gitsin, başvursun dersiniz ama bizde mahkemelere başvurusu sayısını azaltma amaçlı zorunlu olarak geldi. Ama uyuşmazlıkları ne kadar giderdiği tam bir soru işareti."
Avukatlık kanunun 35. maddesinin zaten avukatlara arabuluculuk yapma yetkisi verdiğini hatırlatan Deniz-Atalar, "İnsanlar sınava tabi tutularak arabulucu oluyor. Kaldı ki, arabulucu olmak için 100 üzerinden 90 almak gerekiyor. Benim buradaki derdim eğer arabuluculuk zorunluysa atanan arabulucuyu taraflar seçmesin. Sistem otomatik atasın. Taraflar seçtiği zaman sadece belli kişilere gidiyor işler." diyerek sonlandırıldı. (HA)