KHK ile işlerinden atıldıkları için 140 gündür açlık grevinde olan ve cezaevinde tutulan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın sağlık durumlarını Semih Özakça’nın kendisi de 65 gündür açlık grevinde olan eşi Esra Özakça’yla, açlık grevinin bu aşamasında yaşanabilecek sorunları da Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu’ndan Dr. Onur Naci Karahan ile konuştuk.
Esra Özakça, Semih Özakça’nın sağlık durumunun giderek kötüleştiğini belirtirken, etik nedenlerle devletin görevlendirdiği hekim heyetinin takibini reddetmeye devam ettiğini söyledi.
Esra Özakça ayrıca bugün Nuriye Gülmen’den de mektup aldığını ve Gülmen’in her üç saatte bir “Yaşıyor musun” denilerek uykusunun bölünmeye devam edildiği bilgisini de verdi.
Dr. Onur Karahancı ise, Ankara Tabip Odası olarak Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumlarının takibini yapmalarına izin verilmediğini belirterek, şu an için sağlık durumlarıyla ilgili net bir şey söyleyemese de “Artık iki kişi için de kritik seviyenin ötesine geçildi. Her ne kadar kontrol edemesek de başta kalp ve sinir sistemi olmak üzere, tüm organlar için alarm durumu söz konusu olabilir” dedi.
Özakça: Semih önceki görüşlere göre daha halsizdi
“Semih’le en son pazartesi günü görüştüm. Önceki görüşlere oranla daha halsizdi, yürümesi daha kötüydü, daha zayıftı.
“Cezaevinde doktor görmüyor. Kendi doktorlarını istemişlerdi. Kendi doktorlarına da bugüne kadar izin verilmedi.
“Semih de Nuriye de aslında ilk başta cezaevi doktorlarının kontrolüne onay vermişti ama ‘Size bilinciniz kapandığında müdahale edeceğiz’ denmesi üstüne cezaevi doktorlarının muayenesini reddettiler.
“Son verdiğimiz kitapları vermişler. Ama kitap konusunda genel olarak sorun çıkartıyorlar. Çünkü Semih verilen kitapları çok sık bitirip iade ediyor, yenilerini istiyor. Ancak yeni kitapların kendisine verilmesi uzun sürüyor.
“Nuriye’yi 3 saatte bir uyandırıyorlar”
“Nuriye'nin yeni mektubu geldi. 3 saatte bir uyandırılmaktan çok rahatsız. Gündüzleri de uyuyamayan bir insan. Bir de hapishane gündüzleri çok gürültülüymüş. Gece de 3 saatte bir ısrarla uyandırılıyor. Durumu yetkililere anlatmış ama bu uygulama ısrarla devam ediyor.
“Nuriye, gece kapının açılmasının bile büyük bir gürültü olduğunu, üstüne bir de yanına gelip ‘Kalk, öldün mü, kaldın mı’ diye dürttüklerini söylüyor.
“Semih için de aynı uygulama devam ediyor. Ancak gece benzer şekilde mi kontrol ediliyor, bilmiyorum.”
Karahan: Kalıcı hasar var mı bilemiyoruz”
“Gülmen ve Özakça’da kalıcı hasar olup olmayacağını veya şu an kalıcı hasarla karşı karşıya olup olmadığımızı bilmiyoruz.
“Şu an kalıcı hasar olma riskinin olduğu günlerdeyiz. Böyle bir hasar olup olmadığını ancak tam muayene sonrası söyleyebiliriz.
“Şu anda yapılabilecek şey, insanların taleplerine kulak vermek ve yetkililerin açlık grevini sonlandırmak adına doğru düzgün cevap vermeleri.
“Biz sağlıkçılar ancak ondan sonra söz söyleyebiliriz.
“Hastalık yok, hasta var”
“Ancak şu var; 140 gün sadece şeker, tuz, su ve B vitaminiyle yaşamak başta kalp ve sinir sistemi olmak üzere tüm organlar için alarm seviyesi anlamına gelebilir.
“Biz ‘Hastalık yok, hasta var’ deriz. Bu durum da öyle. Şu aşamada ancak Gülmen ve Özakça’yı tam olarak muayene ettikten sonra değerlendirmede bulunabiliriz.
“Üç saatte bir uyandırmak işkence”
“Bir insanın üç saatte bir uykusunun bölünmesi bir işkence tarzıdır. Dolayısıyla bu uygulama tartışılmaz şekilde işkencedir.
“Ayrıca Nuriye'nin uyku problemleri, sürekli ağrıları, ağrılara bağlı olarak uykuya dalmakta ciddi sorunları var. Bu insanı bir de tam uykuya dalmışken uyandırmak, ölüyor mu yaşıyor mu diye kontrol değil, acaba daha kötü niyetle mi yapılıyor, sağlık durumu daha da kötüleşsin diye mi yapılıyor diye düşündürüyor.
“Deneyimleri yok saymak kabul edilemez”
“Bizim için bir insanın cezaevinde olup olmaması, suçlu olup olmaması, hükümlü olup olmaması sağlık hakkıyla ilgili tartışmalarda farklılık yaratmaz. O yüzden bir bireyin hekim seçme özgürlüğü her alanda mümkün olmalı.
“Etik davranmayan bir hekime muayeneye zorlanıp, başka seçeneğin yok demek yine insan hakkı ihlalidir, etik ihlalidir.
“Bu insanların yaşadıkları süreç, uzun zamandır devam eden ve en başından beri takip eden biz hekimlerin bildiği bir süreç. Burada deneyim çok önemlidir. Açlık greviyle kaç hekim yüz yüze kalmış ve bunu önceden takip etmiş, buna göre hazırlık yapmış veya çalışma yapmıştır?
“Deneyimleri yok saymak, bunu dışarıda bırakmak insani anlamda da etik anlamda da kabul edilemez. Cezaevinde Nuriye ve Semih'in durumunu takip eden veya takip etmek isteyen doktorlara ancak biz destek oluruz. Biz bunu defalarca dedik. Bu, oradaki hekimleri de rahatlatır.
“Cezaevi doktorlarının takibini başta kabul ettiler”
“Nuriye ve Semih ilk cezaevine girdiklerinde revirdeki doktorların takiplerini kabul ettiler. O zaman ‘Sizinle birlikte, bizi baştan beri takip eden hekimlerin de bizi takip etmeye devam etmesini istiyoruz’ dediler.
“Daha sonrasında bize aktardıkları, o revirdeki hekimlerden farklı, isimlerini açıklamayan bir heyetin gelip, bilinciniz kapanırsa size şunları yaparız gibi söylemler kullanması üzerine ‘Biz güven ilişkisi kurduğumuz hekimlerin takibini istiyoruz’ dediler ve o heyettekilerin sağlık durumlarını takip etmelerine izin vermediler.
“Taleplerimiz reddediliyor”
“Biz cezaevindeki tüm hekimlere açlık grevleriyle ilgili tüm bilgileri, sürecin nasıl ilerleyeceğine dair bilgileri dosya halinde götürüp ilettik. Bu süreci etik olarak nasıl takip etmeleri gerektiğine dair bilgiler ellerinde var.
“Ankara Tabip Odası olarak Nuriye ve Semih'i görme talebimiz Adalet Bakanlığı tarafından 2 kez reddedildi. Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurduk ama bir cevap alamadık.” (EKN)