1 Şubat 1979 tarihinde öldürülen İpekçi’yi Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabrini ziyaret ederek anan gazeteciler, Türkiye’de son 30 yılda öldürülen meslektaşlarının katillerinin genelde bulunsa da, cinayetlerin arkasındaki güçlerin hiçbir zaman ortaya çıkarılamadığını vurguladı.
Erinç: İsyanımız azalmadı; İpekçi bizim için faili meçhul
Mezar başında bir konuşma yapan TGC Başkanı Orhan Erinç, aradan 29 yıl geçmesine rağmen cinayetten duydukları isyanın azalmadığını ifade ederek, “Cinayet yüzeysel soruşturuldu, tetikçilerin arkasındaki güçler ortaya çıkarılmadı. Bize göre dosya zamanaşımına uğrayarak faili meçhuller arasına katıldı” dedi.
“Laiklikten ödün vermiş ülkelerde medyanın durumu ortada”
İpekçi’nin laik, sosyal, demokratik hukuk devletinin "mantıklı ve yürekten bir savunucusu" olduğunu anımsatan Erinç, “Laiklikten ödün vermiş ülkelerde medya ve gazetecilerin çalışma koşullarının ne durumda olduğu ortadadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerinden korunmasında ve medyada çok sesliliğe gereken özenin gösterilmesini bekliyoruz." diye konuştu.
İzet: Katillerle birlikte yaşamak zorunda kalıyoruz
Gazetecilere bir açıklama yapan ve 1993 yılındaki Sivas Katliamı’na da atıf yapan İpekçi’nin kızı Nükhet İzet, babasının cinayetinin kendisi için “aydınlatılmamış” bir cinayet olarak kaldığını söyleyerek, “Bu kadar cinayet failiyle birlikte yaşamak zorunda bırakılmamız doğru mu?” diye sordu.
Cadde, sokak ve anıtlara öldürülmüş aydın ve gazetecilerin isimlerinin verildiğini kaydeden İpekçi, “Aykırı düşüncelere katılırken ‘Acaba bu yerlere katil ve onları kollayanların isimlerini versek daha fazla farkındalık yaratılır mı?’diye düşünüyorum” diye konuştu.
Olcayto: Susurluk çözülseydi, belki Dink de öldürülmezdi
TGC Başkan Yardımcısı Turgay Olcayto, anmada bianet’e yaptığı açıklamada, “Susurluk’un üzerine derli toplu gidilseydi, bugün parça parça yansıyan çete girişimleri zamanında ortaya çıkarılsaydı, zannediyorum ki bu aşamaya gelinmezdi. Belki Hrant Dink de öldürülmez, azınlıklara yöneltilen birtakım saldırılar da önlenebilirdi” dedi.
Ergin: İpekçi’nin katillerinin aramızda
Gazeteci Sedat Ergin de, Mehmet Ali Ağca’nın bir ara yanlışlıkla tahliye edildiği sırada cezaevinin karşı kaldırımında Ağca’yı alkışlayanları hayretle izlediğini anımsattı; “Bu görüntü, İpekçi’nin katillerinin aramızda dolaştığını gösteriyor” dedi.
Sazak: Cinayetlerin aydınlatılmasını bekliyoruz
Gazeteci Derya Sazak ise, “Karanlık eylemlerin aydınlatılması zamanı geldi geçiyor derken Hrant Dink’i kaybettik. Bu cinayetlerin son bulmasını ve aydınlatılmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Aşık: Genç gazetecilerin cesareti kırılmasın
Gazeteci Melih Aşık da, cinayetlerle yeni mesleğe atılanlara araştırmacı-gazeteciliğe girişilerek gerçekleri ortaya çıkarmanın nasıl bir bedeli olduğunun gösterildiğini, genç gazetecilerin cesaretlerinin kırılmaması gerektiğini söyledi.
Abdi İpekçi, TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda cemiyetin önceki başkanlarından Nail Güreli’nin yönettiği “Abdi İpekçi Bizlerle” konulu bir panelle de anılıyor. (EÖ/TK)