Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
“701. haftamızda kayıp yakınları olarak her cumartesi olduğu gibi yine Galatasaray’da olacağız. Gözaltında kaybedilen son insanımızın akıbeti açıklanıp, ailesine teslim edilene kadar, tüm failler yargı önüne çıkarılıp cezalandırılıncaya kadar kayıplarımızı aramaktan ve adalet talep etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.”
Cumartesi Anneleri/İnsanları, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, 701. haftada da Galatasaray Meydanı’nda olacaklarını duyurdu.
Kayıp yakınları, 25 Ağustos’taki 700. Haftaya yönelik yasak, polis saldırısı, aralarında kayıp yakınlarının da olduğu 47 kişinin gözaltına alınmasının ardında, yarın gerçekleşecek 701. Haftada izleyecekleri yol ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarına yanıt için bugün basın toplantısı düzenledi.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde gerçekleşen toplantıya kayıp yakınları, hak savunucuları, Halkların Demokratik Partisi milletvekilleri Garo Paylan, Serpil Kemalbay, Murat Çepni, Hüda Kaya, Züleyha Gülüm, Ömer Faruk Gergerlioğlu Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve çok sayıda basın mensubu katıldı.
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, kayıp yakınlarının mücadelesinde her zaman yanlarında olacaklarını söyledi.
Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına açıklamayı Komisyon üyesi ve kayıp yakını Maside Ocak okudu.
Maside Ocak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme talebinde bulunduklarını aktardı. Kayıp yakınları İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarına yanıt verdi.
TIKLAYIN - Cumartesi Anneleri/İnsanları'ndan Erdoğan'la Randevu Talebi
“Galatasaray’a çıktık çünkü…”
Maside Ocak, Galatasaray Meydanı’nda mücadelelerinin nasıl başladığını şöyle anlattı:
“Bizler devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınarak kaybedilenlerin anneleri, babaları, eşleri, evlatları, kardeşleri ve insan hakları savunucuları olarak 27 Mayıs 1995 tarihinde kayıplarımızı istiyoruz diyerek Galatasaray’a çıktık.
“Galatasaray’a çıktık çünkü: bizim yakınlarımız gibi başka insanlar da evinden, işinden, okulundan, sokaktan, herkesin gözü önünde, gözaltına alınıyordu.
“Galatasaray’a çıktık çünkü: yakınlarımızın gözaltına alındığına ve gözaltındayken görüldüğüne dair görgü tanıkları olmasına rağmen, bütün resmi makamlar "Bizde yok! Biz almadık!" cevabını veriyordu. Savcılar "Türk polisi işkence yapmaz. İnsan kaybetmez!" diyerek dosyalarımızı soruşturma dahi başlatmadan kapatıp, yakınlarını arayan biz aileler için hak aramanın bütün yollarını tıkıyordu.
Kayıplarımıza ve adalete ulaşamamanın bir sonucu olarak, aramızdan ayrılan Kiraz Şahin’in deyimiyle ‘Galatasaray’ı kendimize mekan ettik.”
Dört talep
Ocak, 699 hafta boyunca şu dört talebi tekrarladıklarını hatırlattı:
* Gözaltında kaybedilenlerin akıbeti açıklansın.
* Gözaltında kaybetme suçunun faillerini koruyan cezasızlığa son verilsin; ceza adaleti sağlansın.
* Bir daha hiç kimse gözaltında kaybedilmesin.
* Türkiye, imzalamaktan kaçındığı Birleşmiş Milletler Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’yi imzalasın, onaylasın ve uygulasın!
“700 haftadır Galatasaray’da dile getirdiğimiz bu talepler; demokratik toplumun temel değerlerine, Türkiye’nin anayasal normlarına ve uluslararası hukuk kurallarına dayanan meşru haklarımızdır.”
“16 hükümet değişti”
699 hafta boyunca, gözaltında kaybedilen yakınlarının fotoğrafını taşıyarak Türkiye’nin en uzun erimli ve barışçıl protestosunu gerçekleştirdiklerini söyleyen Ocak, ilk haftada bu yana 16 hükümetin değiştiğini söyledi.
“Tüm hükümetler; insanlığa karşı işlenen gözaltında kaybetme suçunun cezalandırılması ve kayıplarımızın bizlere teslim edilmesini sağlayamadı.”
“Erdoğan’la 7 yıl 8 ay önce görüştük”
5 Şubat 2011’de dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetiyle Dolmabahçe’de Başbakanlık Ofisinde yaptıkları görüşmeye dair ise şunları söyledi:
“Bu görüşme sonrası başta dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Erdoğan’ın eşi ve Başbakanlık kaynaklarının kamuoyuna yaptıkları açıklamaların ardından, kayıplarımızı bulma ve adalete ulaşabilmemiz için ilk defa devleti yönetenler tarafından bir açıklama yapılmış oldu.
“TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde Başbakanın talimatıyla oluşturulan Cemil Kırbayır Komisyonu’nun araştırma ve soruşturması sonucunda hazırladığı 2011 tarihli 350 sayfalık raporda, Cemil Kırbayır’ın gözaltında işkenceyle öldürüldüğü tespiti yer almaktadır.
“Söz konusu raporda; ‘Komisyonumuz bu bilgi ve değerlendirmeler ışığında; Cemil Kırbayır’ın gözaltında iken işkence ile öldürüldüğü iddiası ile ilgili olarak; sorgulamayı yapan üç birim olan Emniyet, MİT ve Sıkıyönetim Komutanlığının o dönemdeki görevlileri ve yetkilileri ile dönemin sıkıyönetim komutanı hakkında, Kars Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunma, elindeki tüm bilgi, beyan ve belgeleri ilgili savcılığa göndererek soruşturmanın sonucunu takip etmenin uygun olacağı kanaat ve sonucuna ulaşmıştır’ denilmiştir. Buna rağmen suçlular hakkında halen dava açılmamış, Cemil Kırbayır’ın kemikleri ailesine teslim edilmemiştir.”
"Hala mezara ulaşamadık"
Erdoğan’la görüşmenin üzerinde 7 yıl 8 ay geçmesine rağmen adım atılmadığına dikkat çekti:
“O günden bu güne;
* Gözaltında kaybedilen yakınlarımızı sağ olarak bulma umudumuz tükendi ama yakınlarımıza ait bir mezara da hala ulaşamadık.
* Gözaltında kaybetme suçunu işleyenlerin yargılanması, hakikatlerin açığa çıkarılması ve ceza adaletinin sağlanmasına dönük bir ilerlemeye tanık olamadık.”
"Yalnız mağduların sorunu değil"
TIKLAYIN - Polis Cumartesi Anneleri'ne Plastik Mermiyle Saldırdı
Ocak, 700. hafta buluşmasının engellenmesi ve kayıp yakınlarının karşı karşıya kaldıklarının adalete olan inançlarını bir kez daha sarstığını söyledi.
“Adalet talepli barışçıl buluşmalarımıza yapılan bu müdahale ve arkasından İçişleri Bakanı’nın hakaret içeren açıklamaları biz kayıp yakınlarını derinden yaraladı.
“Güvenlik güçlerinin işlediği suçlarda gerçeğin gizli tutulması, bu suçların faillerinin cezasızlık zırhıyla korunması yalnız mağdurların sorunu değil, temel bir hukuk ve demokrasi sorunudur. Hakikati inkar eden, failleri hukukun üstünde tutarak cezasız bırakan devlet politikası, ülkenin demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve barışa gidecek yolu üzerinde barikat kuruyor. Bu barikatı aşmak için mücadele etmek yurttaşlık görevidir.”
Toplantıdaki kayıp yakınlarının konuşmalarının tam metni
Hasan Karakoç: Bizi Susturmak Yerine Katilleri Cezalandırın"
Fatma Kırbayır: Adalet İstiyoruz
Ahmet Cihan: Hükümet Kayıplarla İlgili Gerçekleri Açıklamak Zorundadır
Serpil Taşkaya: Kaybedenlerin Yargılanmasını İstiyoruz
Hanım Tosun: Mezar Taşı Gösterene Dek Eylemlerimizi Sürdüreceğiz
Ali Ocak: Kayıpların Akıbetini Sormaya Devam Edeceğiz
Hanife Yıldız: Haklı Davamızın Peşindeyiz
1995'ten beri Galatasaray meydanında mücadeleHakikat Adalet Hafıza Merkezinin verilerine göre, zorla kaybedildiği tespit edilen toplam 1352 kişi var. Bir grup kayıp yakını ve hak savunucusu “kayıplar son bulsun, akıbetleri açıklansın, sorumlular yargılansın” talebiyle 27 Mayıs 1995 cumartesi günü saat 12.00’de İstanbul, İstiklal Caddesi Galatasaray meydanında oturdu. Arada polis müdahaleleri olsa da 169 hafta kesintisiz Galatasaray Lisesi’nin önünde oturuldu. 170. haftada, 15 Ağustos 1998'de başlayan güvenlik güçlerinin saldırısı, 7 ay sürdü . Her cumartesi, yani tam 31 kez, gözaltılar yaşandı. Cumartesi Anneleri/İnsanları 13 Mart 1999'da güvenlik güçlerinin saldırıları nedeniyle belirsiz bir süre Galatasaray oturmalarına ara verdiklerini açıkladılar. Yedi aylık sürede toplam 431 kişi, birkaç saatten beş güne kadar varan sürelerde gözaltında tutuldu, dövüldü, tartaklandı, yerlerde sürüklendi, hakarete uğradı. Bu insanların hep birlikte gözaltında kaldığı süre 932 gün oldu. Toplam 84 günlük iş göremez raporu alındı. Bununla da kalmayıp haklarında, "polise mukavemet"ten, "toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına" muhalefetten davalar açıldı. Hatta, okuma yazma bilmeyen kadınlar gözaltı hücreleri duvarlarına yazı yazmaktan yargılandı. 13 Mart 1999'da süresiz ara verilen Galatasaray oturmaları 31 Ocak 2009’da yeniden başladı. |
(BK)