Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) Avrupa Birliği’ne Giriş Sürecinde Türkiye’de Yayınlama Özgürlüğü Raporu’nu yayımladı.
TYB’nin proje sahibi, İsveç Yayıncılar Birliği’nin proje ortağı, Edebiyat Haber, İPS İletişim Vakfı, TÜYAP ve Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin proje iştirakçisi olduğu raporu hukukçu Tora Pekin hazırladı.
Hukukçu Tora Pekin’in hazırladığı rapor Yayınlama Özgürlüğü Üzerine, AB ve Yayınlama Özgürlüğü, Türkiye’de Yayınlama Özgürlüğü, Eylem Planı ve Sonuç bölümlerinden oluşuyor.
Avrupa Komisyonu 2014 İlerleme Raporu, AİHM içtihadı ve Türkiye’deki yasal düzenlemelere de yer veren 68 sayfalık rapor Uygulamadan Örnekler kısmında “Olağan Şüpheliler Olarak Kitaplar”,” Kuşatma Altındaki Gazetecilik” ve “Sosyal Medya: Parmağın Ucundan Cezaevine” altbaşlıklarında yaşanan ihlallere yer verdi.
Raporda ne var?
* “Açılan soruşturma ve davaların sayısı açık biçimde tüm yayıncılık dünyasını olumsuz etkiliyor” tespitinin yer aldığı raporda bu durumun Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olduğu ifade edildi.
* TCK 125. maddedeki hakaret suçuna göre daha ağır yaptırıma bağlayan 299. maddenin derhal kaldırılması gerektiği vurgulanan raporda eski Cumhurbaşkanları Ahmet Necdet Sezer ve Abdullah Gül zamanında bu suçtan kimsenin cezaevine girmediği ama Erdoğan döneminde sekiz kişinin tweet ve sloganlar sebebiyle hapsedildiği hatırlatıldı.
* 125. maddenin, kamu görevlisine hakareti ağırlaştırıcı sebep olarak düzenleyen fıkraların da iptal edilmesi gerektiği belirtilen rapordan bu maddenin doğrudan ifade ve yayınlama özgürlüğünü etkilediği ve siyasi eleştirinin sınırlarını daralttığı belirtildi.
* Rapora göre 3,5 yılda Cumhuriyet, BirGün, Evrensel ve Yurt gazetelerine toplam 125 tazminat, 142 ceza davası ile 223 soruşturma açıldı.
* Rapor ceza soruşturması ve davaların yanı sıra, caydırıcı miktarda açılan manevi tazminat davalarının, cevap-düzeltme kararlarının ve erişim engelleme kararlarının da medyayı susturmaya yönelik işletildiği ifade ediliyor.
* Aynı gazetelere 181 tekzip ile 83 erişim engelleme kararı verildi.
* Rapor ayrıca ifade özgürlüğüyle birlikte, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde yazılı Adil Yargılanma Hakkını da sistematik biçimde tehlikeye düşüren sulh ceza hâkimlikleri sistemine son verilmesini önerdi.
* Yayın yasaklarına da değinen raporda “Bu kamuoyunun bilgi alma hakkını, medyanın da asli görevi olan haber verme hakkını yok sayan uygulamaya karşı büyük medyanın sessizliği ise durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor” tespiti yer aldı.
* Türkiye cezaevlerinde 22 gazetecinin hapsedildiğini hatırlatan rapor, bunların çoğunun Kürt gazeteci olmasının “Türkiye medyasında Kürt meselesinin gerçek çoğulculukla ele alınmaması, tartışmanın bir tarafının tutuklama gibi ağır tedbirlerle susturulduğunu” belirtti.
Rapor ayrıca, Yerelden Yükselen Ses başlığı altında Ankara’da Yayınlama Özgürlüğü Konusunda Farkındalık Artırma ve Bilgilendirme Çalıştayı ile a İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Adana, Diyarbakır, Van, Trabzon ve Antalya’da düzenlenen bölge toplantılarındaki tartışmalara da yer verdi.
Son bölümdeyse kısa ve orta vadede gerçekleşmesi gereken düzenlemelere yer veren rapor şunları sıraladı:
Kısa vadede gerçekleşmesi gerekenler
* Yayıncılığın ve yayınlama özgürlüğünün önündeki yasal engellemelerin derhal kaldırılması gerekmektedir. Bunun için yayınlama özgürlüğünü doğrudan ilgilendiren Türk Ceza Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Basın Kanunu, Matbaalar Kanunu, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun, Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu ile Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu başta olmak üzere mevzuattaki ifade özgürlüğüne ilişkin tüm düzenlemelerin ivedilikle ele alınması ve AB Müktesebatı ile uyumlu hale getirilmesi zorunludur.
* Mevzuat değişikliği kapsamında öncelikle, yayıncılar, yazarlar ve gazetecilere karşı en çok dava açılmasına neden olan “hakaret,” hapis cezası gerektiren bir suç olmaktan çıkarılmalıdır. Aynı doğrultuda, hakaret suçunun kamu görevlileri ile cumhurbaşkanına işlenmesi halinde cezayı ağırlaştıran düzenlemeler kaldırılmalıdır.
* AB Müktesebatında yer alan Fasıl 23 ve Fasıl 24 acilen açılmalı, yayınlama özgürlüğünü engelleyen yasalar ve yasa maddeleri bu Fasıllar çerçevesinde AİHS hükümleri göz önüne alınarak yeniden düzenlenmeli, kaldırılmalı veya düzeltilmelidir.
Orta vadede gerçeklemesi gerekenler
* AİHM’nin, Sözleşme’nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. maddesi kapsamında verdiği tüm kararlar Türkçeleştirilerek yayınlanmalıdır. Bu konudaki meslek içi eğitimler, tüm savcı ve yargıçları kapsayacak biçimde sürekli hale getirilmelidir.
* AİHM ölçütlerine ulaşılamamasındaki temel nedenlerden biri, kamu görevlileri ile savcı ve yargıçların bir bölümünün kararları dikkate almamakta ısrar etmeleridir. Bunu önlemek için, AİHM tarafından verilen ihlal kararları, bu kararlara neden olan kamu görevlileri ile savcı ve yargıçların yükselmelerine engel teşkil etmeli ve buna yönelik uygulama şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
* İfade özgürlüğü hakkının temel bir insan hakkı olduğuna ilişkin bilgiler, ilköğretimden başlayarak ders olarak okutulmalıdır.
Raporun tamamına şuradan ulaşabilirsiniz. (EA)