Türkiye’de üstün zekalı çocuklara eğitim veren tek devlet okulu olan Beyazıt Ford Otosan İlköğretim Okulu’nun 4+4+4 eğitim sistemiyle birlikte 4. sınıftan sonraki kısmının ortaokul yapılarak kapatılacak olmasını Türkiye Üstün Zekalılar Derneği (TÜZDER) Başkanı Mehmet Hilmi Eren’le konuştuk.
Eren, Türkiye’de 0-24 yaş arası 682 bin üstün zekalı insan olduğunu, bu sene 4 bin üstün zekalı çocuğun ilkokul 1. sınıfa başlayacağını belirtirken, devletin de özel sektörün de bu çocuklara sahip çıkması gerektiğinin altını çiziyor.
Radikal gazetesinden Umay Aktaş Salman’ın haberine göre, yeni sistemle birlikte Beyazıt Ford Otosan İlköğretim Okulu’nda 5. sınıfa geçen 48 çocuk açıkta kaldı. Ayrıca İstanbul genelinden üstün zekalı çocukları kabul eden okul, bundan böyle sadece okul çevresinde ikamet eden insanların çocuklarına eğitim verecek.
682 bin üstün zekalıya 60 merkez
TÜZDER Başkanı Mehmet Hilmi Eren, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) okul müfredatlarını ortalama seviyeye göre planladığını, bu seviyenin altında ve üstünde olan çocukların ise sıkıntı yaşadığını belirtirken, bu kişilere “Özel eğitime ihtiyaç duyan bireyler” dendiğini ifade etti.
“Hafif düzeyde öğrenme geriliği olan bir çocuğun kaynaştırma eğitimi denilen eğitimlerle normal okullarda normal sınıflarda eğitim görmesi sağlanır. Bazı üstün zekalı çocukların da normal okullarda yaşıtlarıyla normal eğitim almasını ve üstüne ek eğitimler verilmesini öneririz.
“Biraz daha ileri seviyede olanlar ayrı sınıflara giderler. Daha da ileri seviyede olanlar ise başka okullara giderler; tıpkı zihinsel engelliler okulu, görme engelliler okulu gibi. Çok üstün zeka ve dahi dediğimiz çocukların da bu alanda ihtisaslaşmış kişi ve kurumlar nezdinde eğitim almasının doğru olduğunu düşünüyoruz.
“Buna yönelik oluşturulan bir tane devlet okulu okul var ama MEB’e bağlı çalışan 60 civarı Bilim ve Sanat Merkezi var. Fakat bunların da eğitim programları ve personel anlamında bazı takviyelere ihtiyaçları var.
“TÜBİTAK’ın açıklamasına göre 0-24 yaş aralığında 682 bin üstün zekalı ve üstün yetenekli birey var. Fakat 60 civarı Bilim ve Sanat Merkezleri’nde 10 bin çocuk bulunuyor. Bu tablo da acilen çalışmalara hız verilmesi gerektiğini gösteriyor.
4 bin üstün zekalı çocuk okula başlayacak
MEB’in Özel Eğitim Yönetmeliği olduğunu ve burada iki ana unsurun dikkat çektiğini belirten Eren, bu unsurlardan birincisinin özel eğitime erken yaşta başlanması, ikincisinin ise özel eğitimde sürekliliğin esas olması olduğunu ifade ediyor.
“Sadece İstanbul’da bu yıl 1. sınıfa 210 bin civarında çocuk başlayacak. Bunların yüzde 2’si üstün zekalı çocuklar. Yani 4 bin civarı üstün zekalı çocuk bu yıl okula başlayacak. Ancak Beyazıt Ford Otosan İlkokulu her yıl sadece 24 öğrenci alabiliyor.
“Burada öncelikle eğitim kurumlarında ve mevcut okullarda üstün zekalı çocuklara yönelik ne yapılabileceğine ilişkin bir program geliştirilmesi lazım.
“Müfredat normal eğitime göre planlanır ama bu çocuklar normal eğitimlerde mutsuz olurlar. Onun için müfredat zenginleştirilmelidir. Müfredat ve içerik bu çocuklara daha detaylı ve zengin halde verilmelidir. Bu çalışmanın devlet eliyle yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
“MEB’in destek hizmet odası diye bir hizmeti var. Üstün zekalı çocuklar klasik devlet okullarında haftalık 12 saate kadar destek eğitim odalarında eğitim alabiliyorlar. Bu hizmetin de veliler tarafından talep edilmesi ve her okulda yürürlüğe konulması gerektiğini düşünüyoruz.
“Burada da bu çocuklara eğitim vereceklerin donanımının önemi devreye giriyor. Yani öğretmenlerin de hizmet içi eğitimlerle desteklenmesi gerekiyor. Destek eğitim odalarında bu çocuklarla çalışırken ne tür yöntemler uygulanması ve nelere dikkat edilmesiyle ilgili eğitim verilmesi gerekir.
Üstün zeka belirtileri
Ailelerin çocuklarının üstün zekalı olduğunu erken yaşta anlayabileceğini ifade eden Eren, şu noktalara dikkat çekiyor:
“Erken yaşta okumaya başlama, hafızalarının çok güçlü olması, soyut olaylara ilgi duyması, tutarsızlıkları hemen yakalaması ve sorgulaması, bazı konulara derinlemesine ilgi duymaları belirtiler olarak sayılabilir. Bu çocukların aileleri eğitsel değerlendirme raporu alabilirler.
“Üstün zekalı çocuklarda hiperaktiviteyle karşılaşma oranı diğer çocuklara göre biraz daha yüksektir. Üstün zekalı çocuklarda genellikle ciddi şekilde öğrenme ve merak duygusu oluyor. Fakat bu duyguyu okul ve öğretmen gideremezse o enerji başka noktalara kayabiliyor.
“Mesela bizim dolandırıcı dediğimiz veya hackerların pek çoğu üstün zekalı kişiler. Bu anlamda bu çocuklar doğru tanımlanır, ihtiyaçları doğru analiz edilir ve kendilerine göre uygun eğitim alırlarsa mutlu olurlar ve etraflarını da mutlu ederler.” (EKN)