Beyoğlu Belediyesi tarafından bu yıl 12.’si düzenlenen Beyoğlu Sahaf Festivali’nin açılışı 25 Eylül’de yaptı. Sahaflar bu yıl İstanbul’un son yıllarda yaşadığı en soğuk Eylül ayına denk geldiler.
Sahaf Halil Bingöl, açılıştaki katılımın havaya rağmen makul olduğunu ifade ederken kendini sahaftan çok eski kitapçı olarak tanımlayan Volga Tuygun Habora ise bir önceki festivallere kıyasla katılımın düşük olduğunu söylüyor.
Festivalde eski ya da popüler kitapların yanı sıra, plak, eski fotoğraflar, biletler, davetiye, afiş, tütün levhası, Osmanlıca veya başka dilde eski belgeler de mevcut.Sahaflarla fiyatları nasıl belirlediklerini, mevsim koşullarının etkilerini, basılı malzemelerin nasıl değerlendiğini konuştuk.
7 Ekim’de sona erecek festivalde 63 sahaf yer alıyor. Genellikle Beyoğlu, Kadıköy, Beyazıt, Ortaköy gibi semtlerde dükkânı olan sahaflar katılıyor festivale.
Taksim Meydanı etkinlik alanında gerçekleşen festival saat 10.00 – 23.00 arası ziyaret edilebilir.
Habora: Kağıda bir damla su gelse
Festivalin yağmurlu havalara denk gelmesinin etkisiyle festivale katılımda azalma olduğuna dikkat çeken Volga Tuygun Habora, sahafların arasında da eylül ayında böyle bir festivalin yapılmasının uygun olup olmadığının konuşulduğunu ifade etti.
Habora, birçok sahafın okullar başladıktan sonra festivalin yapılmasının daha iyi olacağını düşünürken bir kısmı daha sıcak aylarda yapılmasının katılım için iyi olacağını düşündüğünü belirtti:
“Okullar açıldıktan sonra olsun diye isteyen sahaflar da var. Fakat bana kalırsa daha önceden yapılmalıydı. Çünkü biz kitap satıyoruz. Metale bir damla su gelse bir şey olmaz ama bizim işimiz kağıtla.”
“Kitap ıslanıyor, anlamı kalmıyor gezmenin”
Festivali ziyaret eden okuyucu Altan bey, geçen seneye kıyasla günün ortasında bile daha az katılımın olduğunu vurguladı:
“Yağmurlu zamanlarda kitapla ilgili festival koymamalılar, çünkü kitaplar ıslanıyor. Bir anlamı kalmıyor gezmenin.
“Belediye burada bir şey yapacaksa babadan kalama usullerle yapmamalı. Meteorolojiden 2-3 aylık rapor alacak. Günü kurtarmak için yapılmamalı bu festivaller. Açık havada kültür, sanat festivali yapılıyorsa hava tahminini dikkate alacaksınız.”
“Harry Potter’ın ilk baskısı çok aranıyor”
Beyoğlu Sahaf Festivali’ndeki kitapların fiyat aralığı oldukça geniş bir aralıkta. 5TL ‘ye bir kitap alabilirken 2000 TL civarında da çeşitli parçalar bulmak mümkün. Kısacası her keseye uygun bir şeyler var bu festivalde.
Fiyatların nasıl belirlendiğini sorduğumuz Habora, sahafların uyguladığı fiyat döngüsünün tamamen alıcının arz talebine bağlı olduğunu söylüyor. İlk basım kitapların daha yüksek fiyatlara satıldığını söylüyor.
“Harry Potter eski baskıları bu aralar çok aranıyor. İlk baskı diye bir şey çıktı. Böyle olunca ilk baskının fiyatı artıyor. Ama bu arz talep ilişkisi, elimizde az olan ve genellikle ilk basım olanların fiyatı daha artıyor.
"Eski etiketler yeni fiyat sanılıyor"
Eskiden basılmış ama hala kitabevlerinde satışta olan kitaplar için kendi fiyat politikasını şöyle açıklıyor: “Ben güncel bir kitapsa şu anki fiyatının yarısına satıyorum.”
Etiket fiyatı konusu açılınca biraz sıkıntı duyduğu biraz da eğlenceli bulduğu bir ayrıntıyı aktarıyor:
“Bu en sıkıntı yaşadığımız şeylerden biri, normalde bir etiket fiyatı vardır kitapların. Bu üzerindeki etiket fiyatını gerçek zannediyorlar. Halbuki bazı kitapların üzerinde 3 milyon yazıyor. Biz o kitabı da şimdi nasıl 3 milyona satalım?”
Bingöl: İmzalıysa değeri artar
Üç yıldır festivale katılan Sahaf Halil Bingöl, sattığı parçaların fiyatları ile ilgili olarak eski belgelerin fiyatlarının ortalama 1000-1500 TL iken imzalı olduğu takdirde fiyatın arttığını söylüyor.
Ellerine zaman zaman değişik parçaların da geçtiğini belirten Bingöl, elinde Bülent Ecevit, Aziz Nesin gibi yazarların imzaladığı kitapların bulunduğunu söylüyor.
Peki sahaf festivaline kimler geliyor? Bu sorumuza şöyle yanıt veriyor:
“Kitapseverlerin her zaman geliyorlar. Ama bizim her zaman yeni bir müşteri portföyüne ihtiyacımız var. Öğrenciler ve yeni koleksiyonerlere ulaşmamız gerekiyor.
“Çoğunluk zaten bir fikri olmadan geliyor, ama gelen her kişiye yardımcı oluyoruz. Bu şekilde müşteri pörtföyümüzü böyle genişletiyoruz.
“Yazılı ve görsel olarak her dönemden bir şey kalmıştır. Bizim görevimiz bunları ortaya çıkartmak ve alıcılarla buluşturmak. Ama bu ekonomik koşullarda insanların katılımı çok yoğun değil tabii.” (PD/HK)