Havaalanına ayak bastıktan çok kısa bir süre sonra soluğu Van Dengbej Evinde aldık.
Tanışma faslı tam bitmişti ki Dengbêj Apê Usiv'in sesi mekanı doldurmakla kalmadı, hazır bulunanları çok uzak diyarlara, adeta Orta Asya'nın bozkırlarına taşıdı. Dengbêj Bedir'in kendisine katılmasıyla ortalık iyice şenlendi; içime işleyen tınılar gözlerimi yaşartıyordu. Klamlar, atışmalar, emprovize yorumlar birbirini takip etti.
Müzik faslı bittiğinde memleket halleri de tartışıldı, sanatın evrensel değerlerinin ışığında aklıselim yorumlarda bulunuldu. Misafir edildiğimiz odada teşhir edilen Dengbej kadınlarına ait Jinên Serhedê "Komela" başlıklı CD'yi satın almak istedim, anında hediye edildi.
Van'a daha önce çok gelmişliğim vardı, ama öylesine bir karşılama bana kısmet olmamıştı.
TIKLAYIN - 3. VAN FİLM FESTİVALİ BAŞLIYOR
TIKLAYIN - VAN'DA SİNEMA ZAMANI
Rêger
3. Axtamara Wan Film Festivali kapsamında gösterilen 23 dakikalık Rêger adlı belgesel de seyircileri dengbejlik kültürünün kırsaldaki varlığına taşıdı.
Muş civarında çobanlık yapan 15 yaşındaki Fırat'ın koyunları, köpekleri ve meslektaşlarıyla geçirdiği uzun vakitlerde, sesi vadilerde, nehir yataklarında, dağlarda yankılanmakta.
Yönetmen Bulut Rênas Kaçan çekim için kullandıkları araç gereçlerin varlığı sebebiyle köylüler tarafından "defineci", güvenlik kuvvetleri tarafından "terörist" damgası yediklerini belirtiyor. Gergin bir coğrafyada film çekmenin zorluklarını birebir yaşamış olan genç sinemacı, işten alnının akıyla çıkmış. 5.Atıf Yılmaz Kısa Film Festivali’nde yarışmanın belgesel kategorisinde Kaçan'a birincilik ödülü verilmiş olması da bunun kanıtı olsa gerek.
Yönetmen ve senaryo yazarı Kaçan, pastoral estetiğin hakkını verip, doğanın her zaman elverişli olmayan ışığını beceriyle değerlendirmiş, açık havada ses kaydı almanın meşakkatli yanlarını elinden geldiğince bertaraf etmeye çalışmış.
Çobanlık mesleğinin insan ruhunu yücelten gücü bir kez daha ispat edilirken, filmin kahramanı şehirlerde çoktan yitirilmiş ahlaki değerlere sahip, mütevazı ve mert bir insan olarak hayranlık uyandırıyor.
Dağlardaki özgürlüğü hiç bir şeyle değişmeyecek gibi görünen Fırat, seçimlerinde gayet serbest olsa da klamlarında nedense tutsaklıktan bahsedebiliyor. Sevdiceğinin köyde kalmış olmasından dolayı üzgün olan kahramanımız çekingen bir doğaya sahip olsa da gönlünü samimiyetle bize açıyor, belgesel de bizi kahramanının bir nebze sekteye uğramış olsa da, geleneksel yaşamına zarafetle dahil ediyor.
Gönderen İlhan Sami Çomak
3.Axtamara Wan Film Festivalinde yer alan br diğer eser geçtiğimiz günlerde müebbet hapis cezası alan İlham Sami Çomak hakkında.
Yönetmenliğini Çiğdem Mazlum ve Sertaç Yıldız'ın yaptığı 68 dakikalık belgesel 21 yıldır cezaevinde bulunan Çomak'ın fiilen olmadığı, ancak merkezinde yer aldığı bir hikaye. Film İlhan'ın hapiste, ailesininse onsuz geçirdiği 21 yıla odaklanıyor. İlhan'ın yazdığı mektuplarla oluşturulan anlatı, O'nun hayatını, özlemlerini, hislerini kapsayacak şekilde betimleniyor, bilgi, belgeden ziyade hislerin baskın olduğu bir atmosferde.
İlhan'ın tarihini cezaevi üzerinden bir kronolojiyle kurarak; salt bir "makûmun adalet arayışı" ile sınırlamadan yıllara yayılan durumların ve hislerin hayattaki gerçek hikayelerin hikayesi.
Filmin festivaldeki ikinci gösterim tarihi 11 Ekim Salı, saati 16:00, mekanı ise Nuda Kültür Merkezi.
Festival tüm hızıyla devam ediyor. (MT/ÇT)