* Fotoğraf: Serkan Ocak.
Seyit, Mehmet, Nevzat, Hamza, Şervan, Cemal , Osman, Şıvan, Bilal, Mahsum, Salih, Haki, Serhat, Savaş, Çetin, Selahattin, Bedran, Hüseyin, Aslan, Cevat, Selman, Zeydin, Orhan, Fadıl, Vedat, Cihan, Fikret, Hüsnü, Erkan... Encü ailesinden 29 kişi ve Özcan Uysal, M. Ali Tosun, Nadir Alma, Adem Ant, Yüksel ve Salih Ürek...
Yaşları 12-37 arasında değişen köylüler, mazot almaya gittikleri Irak'tan dönerken hava bombardımanı altında kaldılar.
Şırnak'ın Uludere ilçesindeki hava saldırısında hayatını kaybeden Ortasu (Roboski) ve Gülyazı köylerinden 35 kişinin toprağa verilmesinin ardından yakınları neden mazot almaya gittiklerini anlattı: "Fakirlikten yapıyoruz, tek geçim kaynağımız bu."
Orhan (13) ve Zeydan'ı (22) ağabeyleri Bülent Encü, Radikal gazetesinden Serkan Ocak'a konuştu.
Bülent Encü, bombardımanda 13 yaşındaki kardeşi Orhan ile 22 yaşındaki Zeydan'ı kaybetti. Bülent Encü, "Fakirlikten yapıyoruz. Köyde yapmayan yok. Bu bir katliam ama ne olursa olsun tek arzum artık 'barış' olması" dedi. Babaları Halil Encü cenaze boyunca iki oğlunun fotoğrafını taşıdı.
Eşi Hüsnü Encü'nün mezarı başına ağıt yakan Semire Encü de "8 yıldır tedavi görüyordum. Sonunda istediğimiz oldu. Bebeğim karnımda 2 aylık. Kocamı hiç göndermedim ama bu kez bebeğimiz için gitti. İlk defa gitti. Onlar terörist değillerdi. Onu bizden aldılar, bizi sahipsiz bıraktılar..." diyor.
Ağabeyi Aslan Encü'yü kaybeden 14 yaşındaki Hakan Encü, "Protez parasını toplamak için gidiyordu" dedi. Aslan Encü, mayına basarak bacağını kaybeden ağabeyinin protez bacak parasını biriktirmek için mazot almaya gidiyordu.
Kuzenlerini kaybeden 18 yaşındaki Çetin Encü de "O gece gidenler normal zamana göre daha azdı, mazot olsaydı daha kalabalık olacaklardı" diyor.
Selman Öncü'nün kuzeni 15 yaşındaki Murat Encü, bazen kendisinin de mazot almaya gittiğini söylüyor.
Ümit Encü ise dersane parası için gitmeye mecbur olduğunu anlattı: "Ayda 150 TL dershane taksidim var. Mazotu TIR'lara satıyoruz. Benim de bir hayatım olsa, mesleğim olsa neden mazota gideyim."
22 yaşındaki Seyithan da sevgilisiyle konuşabilmek için telefonuna kontör almak istiyordu, bu parayı bulabilmek için mazota gitmişti...
13 yaşındaki Erkan'ın sıra arkadaşı Davut Encü Star gazetesine konuştu, "Erkan'ın en büyük hayali futbolcu olmaktı" dedi.
Davut Encü, "Erkan'la aynı yaştayız, Ortasu İlköğretim Okulu 7-A sınıfında okuyorduk. Erkan, ailesinin tek erkek çocuğu idi. Bana 'Ben de kaçakçılığa gideceğim, okul masraflarımı çıkarmam lazım' demişti. İlk seferinde yolda düşmüştü, kolu yaralandı. İkinci seferden de dönmedi zaten..."
Erkan'ın annesi Reyhan Öncü de oğluyla ilgili Milliyet gazetesine konuştu: "Henüz öğrenciydi. 7. sınıfa gidiyordu. Çocuklarımızın hayatı bu kadar ucuz muydu?"
Eski bir korucu olan ve 1998'de PKK'ye yönelik bir operasyonda mayına basarak iki gözünü kaybeden babası Mehmet Encü de şunları söyledi:
"Askerler bize göz yumuyordu. Ekmek mücadelesidir ne yapalım, biz de bu şekilde idaremizi yapıyorduk. Bu devlet için gözlerimi verdim, karşılığı bu mu olmalıydı? Tek çocuğumdu, göndermek istemiyordum. Bana 'Baba ben giderim belki 100 TL para kazanırım' dedi. Saat 20.30'da kaçakçılar sınıra geldiğinde komutanlar, askerleri kaçakçıların geçiş noktalarına gönderdi. Onların aşağı inmesini engellediler. Daha sonra F-16 'lar çocuklarımızın üzerine bomba yağdırdı. Kaçakçıların bu yolu kullandığını devlet biliyordu, 10 senedir bu yolu kullanıyorduk" dedi.
16 yaşındaki oğlu Bilal'i kaybeden Abdurrahman Encü ise, "Kendisine bilgisayar almıştı. Taksitlerini ödeyemiyordu, bilgisayarın taksitini ödemek için mazot işine gitti. Halen evde taksit senetleri duruyor. Köyde 130 hane var. 130 haneden 60 hane korucu. Dört gazi ailesi, bir şehit ailesi var. Üç de memur var. Diğerleri boşta ve kaçakçılık yapmak dışında başka seçenekleri yoktu" diye konuştu.
Lise 1. sınıf öğrencisi Savaş Encü'nün ağabeyi Vahit Encü de şöyle konuştu: "Kardeşim, 'Abi sen her gün gidiyorsun, yoruluyorsun, sen gitme ben gideceğim' diye ısrar etti. Lisede 100 TL kantin borcu vardı, 'Kaçağa gidip borcumu ödeyeyim' dedi. Biz 2003'ten beri kaçağa gidiyoruz. Her seferinde 50 kişi birlikte gidiyoruz, zaten kaçağa gidenlerin çoğunu gençler ve çocuklar oluşturuyor."
Özgür Gündem gazetesi, Adem Ant (18), Yüksel Ürek (17), Mehmet Encü (15), Serhat Encü (17), Şıvan Encü (14), Erkan Encü (13) ile Seyit Enç'in (22) bombardımandan kurtulmak için el ele tutuştuğunu yazdı. Cenazeleri toprak altından el ele çıkarıldı.
Adem Ant'ın ablası Narin Ant, kardeşinin nişanlı olduğunu söyledi: "Ekmek parasının peşindeydi, kardeşim nişanlıydı düğününü yapamadım. En yakın arkadaşı, halamın oğlu Yüksel'le yıllarca aynı sofrayı paylaştı, şimdi de aynı mezardalar."
Annesi Naime Ant da "Düğün masraflarını çıkarmak için Irak'a gitti. Nisan ayında evlenecekti" dedi.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun'a göre, terör eylemi veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle ölen kişilerin ailelerine 22 bin 500 lira ödeniyor. Bu ödeme, vatandaşların başvurusu üzerine valilikler tarafından yapılıyor.
Gazetelerdeki haberlere göre, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Merkez Yürütme Kurulu toplantısında, tazminatın 100 bin lira nakdi yardıma kadar yükseltilmesi tartışıldı. Konuyla ilgili kesin açıklama henüz yapılmadı. (AS)