Kurye Hakları Derneği’nin raporuna göre geçtiğimiz yıl en az 63 kurye, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
Rapor ölümleri, iş güvenliği eksiklikleri, yetersiz yasal düzenlemeler ve sektördeki yapısal sorunlarla ilişkilendiriliyor. Kuryelerin ölümlerinin sadece bireysel kazalar olmadığını, sektördeki sistemik eksikliklerin bir sonucu olduğunu belirtiyor.
İSİG Meclisi’ne göre 2024’te iş cinayetlerinde 1897 kişi hayatlarını kaybetmişti. Kurye ölümler iş cinayetlerinin yüzde 3,32’sini oluşturuyor.
Rapora göre 2024’te hayatını kaybeden kuryelerin 6’sı 16-18 yaş arasında çocuk/gençlerdi. 19-27 yaş aralığında 34, 28-50 yaş aralığında 17 ve 51-64 yaş aralığında 6 kişi yaşamlarını yitirdi. Ölümler 26 farklı ile yayıldı. En çok ölüm 19 kayıp ile İstanbul’da.
Kuryelerin 41’i pideci, dönerci, çiğköfteci, sucu gibi tekil işletmelerde çalışan kuryeler, 14’ü Trendyol, YemekSepeti, Paket Taksi gibi platform şirketlerinde çalışan esnaf kuryeler, 8’i de evrak kuryeleriydi.
İstatistiklere yansımayanlar acılar
Trafik Şube Müdürlüğü’nün Karayolu Trafik Kaza İstatistiklerine göre 2024’te 94 bin 95 motosiklet kazası yaşandı. Bu verilere göre aylık ortalama 7 bin 841, günlük ortalama da 261 motosiklet kazası gerçekleşiyor. Ancak Trafik Şube Müdürlüğü motosiklet kazaları içerisinde moto kurye kazalarını ayrı bir başlık olarak incelemiyor.
Sektördeki ana sorunlar
Kurye Hakları Derneği raporda ‘ölümden dönen’ moto kuryelerin anlatımlarına yer verdi. Kaza sonrası iyileşme süreci, maddi sorunlar ve psikolojik izlere ışık tuttu.
Raporda, hız baskısı, paket başı ödeme sistemi, uzun çalışma saatleri, eksik ekipman, zorlu hava koşulları, etkisiz denetim mekanizmalarının, kuryelerin yaşam hakkını tehdit eden temel unsurlar olduğu belirtiliyor.
Özellikle çocuk işçiliğinin yaygınlaşması ve yetersiz eğitim almış bireylerin sektöre dahil edilmesi büyük bir sorun olarak öne çıkıyor.
Kamuoyu ve sorumluluk çağrısı
Kurye Hakları Derneği, ölümlerin önlenebilir olduğunu belirterek, yasa yapıcılar, işverenler, müşteriler ve medya dahil olmak üzere tüm taraflara sorumluluk çağrısında bulundu. Sektördeki yapısal sorunların çözülmesi için çeşitli öneriler sundu:
Yasal düzenlemeler: Moto kuryelik, "Çok Tehlikeli Meslekler" sınıfına alınmalı ve mesleki yeterlilik belgeleri zorunlu hale getirilmeli.
Denetimler: Çalışma saatleri, kayıt dışı çalıştırma gibi uygulamalar, ekipmanlar ve işverenlerin sorumlulukları sıkı şekilde denetlenmeli.
Eğitim ve güvence: Kuryeler için trafik eğitimi, koruyucu ekipman ve sağlık sigortası sağlanmalı.
Altyapı: Motosiklet kullanıcılarına özel şeritler ve "motorcu dostu bariyerler" gibi altyapı düzenlemeleri yapılmalı.
Çocuk işçiliği: 18 yaş altındaki çocukların çalıştırılmasına yönelik denetimler artırılmalı ve bu durum tamamen önlenmeli.
"Kuryelerin ölümleri ulusal bir meseledir"
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF) İşin Geleceği Bölümü Yöneticisi Baker Khundakji raporda “Kuryelerin ölümleri küresel bir meseledir” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Çeşitli ülkelerden kurye ölümlerine dair veriler paylaşan Khundakji, kuryelerin dünyanın her yerinde ciddi iş güvenliği ve sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldığını belirtti. Kuryeliğin çok tehlikeli bir meslek olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi:
“Kuryelerin ve diğer platform çalışanlarının iş yerinde ciddi güvenlik ve sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldığı yaygın olarak kabul edilmektedir. Ancak karşılaştıkları sorunları tam olarak anlamak veri eksikliği nedeniyle zordur. Sahada, lokasyon bazlı çalışan platform çalışanlarının tam sayısı genellikle bilinmemektedir. Ayrıca genelde işçi olarak kabul edilmediklerinden sağlık ve iş güvenliği istatistikleri ya toplanmamakta ya da başka kategoriler altında gizlenmektedir. Bu durum ise platform ekonomisindeki kuryelerin ve sürücülerin dünya genelinde karşı karşıya kaldıkları acımasız gerçeklerin üzerini örtmektedir.
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF)’nun desteklediği kuryelerin iş güvenliği konusundaki çalışmalar ve kamuya açık veriler, kuryelerin her yerde güvencesiz çalışma koşullarıyla karşı karşıya olduğunu ve bu işin yüksek riskli bir meslek olarak değerlendirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Örneğin 2023 yılında yalnız 5 ülkede göçmen işçiler arasında kurye ölümleriyle ilgili yaptırdığımız bir araştırma, kazalar veya şiddet sonucu meydana gelen 26 ölümü ortaya koyarken araştırmacılar bu rakamın gerçek ölüm sayılarının çok altında olduğunu, yani aslında bu sayının ‘büyük bir eksik tahmin’ olduğunu belirtmiştir. Sektördeki işin tehlikelerini göstermek için mevcut verilerin kısa bir özeti bile yeterli olabilir:
ABD’de birçok kurye çalışırken öldürülüyor. 2023 yılında yayımlanan bir rapor, 2017’den bu yana 50’den fazla ölüm yaşandığını gösterirken 2024 yılına ait bir başka rapor, dijital uygulama çalışanlarına yönelik cinayetlerde en az 9 teslimat kuryesinin çalışırken öldürüldüğünü ortaya koymaktadır.
Ayrıca birçok kurye trafik kazalarında hayatını kaybetmektedir. Yalnızca New York şehrinde, 2024 yılında 10 kurye yaşamını yitirmiştir. Ulusal düzeyde bu rakamın daha yüksek olması muhtemeldir. Çünkü ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu, teslimat ve taşımacılığın ülkedeki en tehlikeli 6. meslek grubu olduğunu rapor etmektedir.
Benzer bir durum Çin’de de görülmektedir. 2019 yılında, Şanghay’daki Trafik Polis Merkezi 300’den fazla kurye yaralanması vakası bildirmiş ve her iki günde bir kuryenin öldüğünü veya yaralandığını hesaplamıştır. 2023 yılında, Avustralya Taşımacılık İşçileri Sendikası (TWU), son dört yıl boyunca yalnızca Victoria eyaletinde yılda 150 kuryenin yaralandığını ortaya koymuştur. TWU daha önce 2020 yılında da Victoria eyaletinde sadece iki ay içinde 5 kuryenin çalışırken öldüğünü rapor etmişti. Öte yandan, İspanya’daki ulusal trafik gözlemevi, kurye trafik kazalarının tüm trafik kazalarının neredeyse üçte birini oluşturduğunu ve bu kazalara karışan kuryelerin çoğunluğunun Uber veya Glovo platformları için çalıştığını bildirdi. Ayrıca bu oranın artmakta olduğunu da vurguladılar. Bu veriler, dijital platformlarda teslimat kuryesi olarak çalışmanın, dünyanın neresinde olursa olsun son derece tehlikeli bir meslek olduğunu açıkça göstermektedir.
Dünya genelinde kuryeleri kendileri de yüksek düzeyde kaza ve şiddet yaşadıklarını bildirmektedir:
ILO verilerine göre 2021 yılında, kuryelerin neredeyse %90’ı işte güvenlik kaygıları yaşadığını belirtmiştir. ABD’de 2021 yılında kuryelerin yaklaşık %22’si çalışırken bir kazaya ya da bir tür şiddete maruz kaldığını bildirmiştir. Yine Meksika’da, 2021 yılına ait bir araştırmaya göre, kuryelerin neredeyse %50’si kazaya ya da şiddete maruz kaldığını belirtmiştir. Brezilya’da ise 2023 yılında Bahia Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, kuryelerin neredeyse %60’ının iş yerinde kazaların ya da şiddetin kurbanı olduğunu ortaya koymaktadır. Bu konuda daha sistematik çalışmalar yapılması gerektiği açık olsa da, kuryelerin kendileri bu işi son derece tehlikeli olarak gördüklerini ifade etmektedir.
Tehlikenin bir kısmının yolda olmanın doğasında olduğu söylenebilecekse de, büyük bir kısmı da platform ekonomisinde çalışmanın belirli şekillerde kontrol edilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durum, sektörde yeni ortaya çıkmakta olan birçok düzenlemede de kabul edilmektedir. Aslında, özellikle kuryeler ve genel olarak platform çalışanları için güvenlik eksikliği, bu sektördeki işlerin düzenlenmesi yönünde başlıca itici etkenlerden biri olmaktadır İspanya’nın “Kurye Yasası,” Avrupa Birliği’nin “Platform Çalışma Direktifi,” Meksika’nın Çalışma Reformu Tasarısı ve Avustralya’nın “Yasal Boşlukları Kapatma” düzenlemeleri, bu savunmasız işçilerin sağlık ve güvenliğini iyileştirmenin yanı sıra diğer haklarını da güvence altına almayı amaçlamaktadır.
Bu konunun önemi, birçok önde gelen platform tarafından da dolaylı olarak kabul edilmiştir. Fairwork Foundation (Adil İş Vakfı)’ın 2024 yılında yaptığı araştırma; Hindistan’da 7 platformun, Şili’de bir platformun ve İtalya’da 5 platformdan 4’ünün artık koruyucu güvenlik ekipmanları sağladığını ve çalışanlara eğitim verdiğini göstermektedir. Bunlar, tıpkı Uber’in ITF ile imzaladığı ve sağlık ve güvenlik meselelerini işçilerle tartışmayı, onların güvenliğini artırmayı taahhüt eden mutabakat anlaşması gibi doğru yönde atılmış bir adımlardır.
Bu gerçekler, hem hükümetlerin hem de platform şirketlerinin platform teslimat sektöründe çalışmanın ne kadar tehlikeli olduğunu ve ek korumalar gerektirdiğini giderek daha fazla kabul ettiğini göstermektedir. Kurye Hakları Derneği’nin bu raporu, teslimat kuryelerinin yaşadığı tehlikelerle ilgili küresel kanıtlar bütününe önemli bir katkı sağlamaktadır. Türkiye’deki politika yapıcıları, kuryelerin maruz kaldığı yüksek riskleri gerçekçi bir şekilde değerlendirmeye ve sektörde iş güvenliği odaklı bir düzenleme üzerine düşünmeye davet ediyoruz.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
(HA)