Türkiye ve dünya ekonomisi için 2018 sarsıcı bir yıl oldu. Türkiye 24 Haziran seçimlerinin ardından etkisini daha da ağır hissettiği ekonomik krizle mücadele ederken, ABD Başkanı Donalt Trump'ın Çin ile yaşadığı tiracet restleşmesi ve İran'a uygulanan yaptırımlar tüm dünyanın gündemindeydi.
Türkiye'nin gündemi "ekonomik kriz"
Türkiye için 2018, ülkenin adının ekonomik krizle anıldığı bir yıl oldu. Yaşanan sadece bir döviz krizi değildi. Birçok iş yeri kapandı, birçok kişi işsiz kaldı. Ekonominin kötü gidişatı nedeniyle TL diğer para birimleri karşısında değer kaybetti.
Yıla 3,78 seviyelerinde başlayan dolar/TL paritesi Mart ayından itibaren yükselişe geçti. Mart ayının sonunda 4 TL'nin üzerine çıkan dolar dalgalı bir seyir izledi. Bu tarihten sonra da yükselişini sürdüren kur, 24 Haziran seçimlerinin ardından daha agresif bir tavır izledi ve Ağustos ayının hemen başında 5 TL'yi, Ağustos'un ikinci haftasında ise 6 TL'yi gördü ve hatta bu rakamın da üstüne çıktı.
Öyle ki 9 Ağustos'ta 5,28 TL'den açılan dolar/TL kuru 10 Ağustos'ta 6,80 TL'ye kadar çıktı. İlerleyen günlerde ise 7,23 TL'ye ulaştı. 14 Ağustos'tan itibaren düşüşe geçti. Ekim ayına kadar 6 lira seviyelerinde seyretti. Uzun bir aradan sonra 10 Ekim'de 5,98 lira seviyesine inerek tekrar 5 lira bandına geriledi. O tarihten sonra 5 lira bandında seyretti. 31 Aralık'ta 5,30 lira seviyesindeydi.
2018'in başından bugüne ise TL'deki değer kaybı dolar karşısında 31 Aralık itibariyle yüzde 39,75 seviyelerinde oldu.
TIKLAYIN - 21 Şubat 2001 ve 5 Nisan 1994 Sonrası TL'de En Büyük Değer Kaybı
TIKLAYIN - Yılbaşından Bugüne Yapılan Tüm Zamlar
Faiz ve enflasyon
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu ise dövizdeki artışı frenleyebilmek ve Eylül ayı itibariyle yıllık yüzde 24,50 olan enflasyonu düşürebilmek için agresif bir kararla haftalık repo faizini, yüzde 17,75'ten yüzde 24,00 seviyesine yükseltilmesine karar verdi. Ama Kasım'da da yükselişini sürdüren enflasyon bu ayda yıllık yüzde 25,24 olarak açıklandı.
TIKLAYIN - Enflasyon Yüzde 25,24 ile 15 Yılın Zirvesinde
TIKLAYIN - Merkez Bankası Faizi Değiştirmedi; Yüzde 24'te Tuttu
İşsizlik ve büyüme hızı
2018'in ilk işsizlik verisi Nisan ayında geldi. TUİK tarafından yayınlanan verilere göre Ocak 2018'de işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine oranla 2,2 puanlık azalış göstererek 10,8 oranında gerçekleşti. Fakat 17 Aralık'ta açıklanan Eylül 2018 istatistiklerine göre işsizlik yükselişteydi. İşsizlik bu ay 0.8 puanlık artış ile yüzde 11,4 olarak gerçekleşti.
İlk çeyrekte yüzde 7,4 büyüyen Türkiye ekonomisinin büyüme hızı yaşanan krizle yüzde 1,6'ya kadar düştü. Öyle gözüküyor ki Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve diğer veriler birlikte düşünüldüğünde içinde bulunduğu durumdan çıkması 2019'da pek mümkün görünmüyor.
TIKLAYIN - 2018 İkinci Çeyrek Büyüme Rakamı Yüzde 5,2
Konkordatolar
Konkordato ilan eden şirketlerin sayısı, TL'nin doları karşısında yüzde 40'a yakın değer kaybetmesine paralel artış gösterdi. Şirketlerin genellikle dövizle borçlanması ve şirketlerin borcunu ödeyemez hale gelmesi nedeniyle firmalar bir bir konkordato ilan etmeye başladılar.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 27 Aralık'ta yaptığı açıklamasında devlet kayıtlarına göre 979 firmanın konkordato ilan ettiğini belirtti. Pekcan, 13 Aralık'ta yaptığı açıklamada bu rakamın 846 olduğunu söylemişti.
TIKLAYIN - Konkordato İlan Eden Şirket Sayısı 846 Oldu
AKP Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ise 6 Aralık'ta yaptığı açıklamada son 8 ayda konkordato talep eden şirket sayısının 1401 olduğunu belirtmişti.
Amerika - Türkiye gümrük vergisi restleşmesi
ABD Başkanı Donald Trump 10 Ağustos'ta attığı bir tweet ile Türkiye'den çelik ve alüminyum tarifelerine zam yaptığını duyurdu. Karar 13 Ağustos'ta yürürlüğe girdi. Karar göre Türkiye'den alınan alüminyum vergisi yüzde 20 çelik vergisi yüzde 50 oldu.
Bu karar Türkiye'de dövizde zıplama yaratarak yaşanan ekonomik krizin daha da derinleşmesine neden oldu.
ABD'nin bu kararının ardından 15 Ağustos tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre Türkiye, ABD'den ithal edilen 22 ürün grubuna 300 milyon dolarlık ek mali yükümlülük getirerek, vergi oranlarının yüzde 100 artırılmasına karar verdi.
Karar göre ABD'den ithal edilen alkollü içkilerin vergi oranı yüzde 140, tütün ürünlerinde ve kozmetikte yüzde 60, motorlu taşıtlarda yüzde 120 olmasına karar verildi.
TIKLAYIN - ABD, Türkiye'den İthal Çeliğe Ek Vergiyi Pazartesi Başlatıyor
TIKLAYIN - Bazı ABD Ürünlerine %100 Ek Vergi
Amerika – Çin ticaret restleşmesi
ABD Başkanı Donald Trump'ın 1 Mart'ta ilan ettiği kararla birlikte ABD ile Çin ticaret restleşmesinin temeli atılmış oldu. Trump'ın aldığı kararla birlikte ABD diğer ülkelerden ithal edilen çeliğe yüzde 25, alüminyuma ise yüzde 10 gümrük vergisi uygulamaya başladı.
Trump'ın aldığı bu karardan yaklaşık dört ay sonra (6 Temmuz) Washington yönetimi bir karar daha alarak, Çin'den ithal edilen 34 milyar dolar değerindeki 818'den ürüne yüzde 25 ek gümrük vergisi alınmasını kararlaştırdı. Bu karar ile iki ülke arasında yaşanan ticari restleşmeler çok daha farklı bir boyut aldı.
Çin de, Washington'un çelik ve alüminyum ürünlerine yönelik ek gümrük vergilerine cevaben ilk olarak, ABD menşeli 128 ürüne yüzde 15 ila yüzde 25 tarife getirilmesi kararını aldı. Çin'in bir sonraki hamlesi ise Çin Ticaret Bakanlığı'nın, ABD'den ithal edilen 50 milyar dolar tutarındaki 659 ürüne yüzde 25 gümrük vergisi getirdiğini açıklaması oldu.
İki ülke arasındaki çekişme sürerken 30 Kasım'da Arjantin'de başlayan G20 zirvesinde görüşen Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping 2 Aralık'ta aldığı kararla ticari restleşmelerine 90 günlük ara verme konusunda anlaşmaya vardı.
Anlaşmaya göre ABD ile Çin, 90 gün yeni bir ticaret müzakerelerinde bulunacak ve bu süre içinde iki ülke de karşılıklı olarak herhangi bir yeni gümrük vergisi getirmeyecek.
TIKLAYIN - Ticaret Savaşı Resmen Başladı
TIKLAYIN - Amerika'yla Çin Arasındaki Ticaret Çekişmesine 90 Gün Ara
FED'in faiz kararları ve piyasadan para çekmesi
2007 yılında morgage krizi olarak başlayan ve Eylül 2008'de tüm dünyaya yayılarak birçok ülkeyi olumsuz etkileyen ekonomik krizde ABD Merkez Bankası (FED) piyasayı canlandırmak, bankacılık sektörünü kurtarabilmek ve krizden çıkabilmek için 3 trilyonun üzerinde dolar bastı.
Krizin ardından toparlanmaya başlayan ABD, 2016 yılıyla beraber ABD önce faizleri artırmaya başladı, ardından da piyasadan para çekmeye başladı.
TIKLAYIN - Amerika Dolar Yakıyor, Gelişmiş Ülkeler Piyasadan Para Çekiyor
FED, Ekim, Kasım ve Aralık 2017 tarihlerinde piyasadan her ay 10 milyar dolar geri çekti. 2018 ilk çeyreğinde, bu miktar aylık 20 milyar dolara, ikinci çeyrekte aylık 30 milyar dolara, üçüncü çeyrekte ise aylık 40 milyar dolara yükseltildi. Ekim ayında ise piyasadan çekilecek dolar miktarı aylık 50 milyar dolara çıkarıldı.
FED, yaptığı bir açıklamada, ABD Borsası çökmediği sürece piyasadan her ay 50 milyar dolar çekip yok etmeye devam edeceğini belirten bir açıklama yayınladı.
FED'in uyguladığı plana göre Ekim 2018'e kadar piyasadan 300 milyar dolar para çekildi ve bu paralar yakılarak imha edildi. Planda bir değişiklik olmaması durumunda FED'in 2019 yılı sonuna kadar 1 trilyon dolar parayı piyasadan çekip imha etmesi bekleniyor.
FED bir yandan piyasadan para çekerken diğer yandan da faiz oranlarını artırmaya devam ediyor. 2017'nin Aralık ayında faiz oranını 1,25'den 1,50'ye çıkartan FED Mart 2018'e 1,75'e Haziran 2018'de 2,00'ye Eylül'de 2,25'e ve 19 Aralık'ta da 2,50 seviyesine çıkardı.
TIKLAYIN - FED'in Faiz Kararı Sonrası Döviz Kurları Yatay
FED'in bu iki uygulaması gelişmekte olan para birimlerinin değer kaybetmesine yol açtı.
ABD'den İran'a ambargo
ABD Başkanı Donald Trump, Mayıs ayında İran'la yapılan nükleer anlaşmadan tek taraflı çekildiklerini açıkladı ve Ağustos ayında bu ülkeye karşı ilk yaptırım kararını uygulamaya başladı.
TIKLAYIN - Trump, İran'la İmzalanan Nükleer Anlaşmadan Çekildi
Yaptırım paketinin ilk bölümü, Tahran yönetiminin devlet tahvili satmasını, ABD Doları'na erişimini, altın ve değerli madenler ile çelik, alüminyum ticareti yapmasını engelledi.
İlk dalga yaptırımlar ayrıca İran'ın yolcu uçağı veya parçalarını ithal etmesini ve yabancı otomotiv şirketlerinin İran'da otomobil sektörüne girmesini önledi.
Kasım ayında yürürlüğe konulan ikinci dalga yaptırımlarda ise ABD İran ekonomisinin temel direkleri konumunda olan petrol ihracatı, deniz taşımacılığı ve bankacılık sektörü hedef alındı. ABD 700'den fazla İranlı şahıs, varlık, uçak ve gemiye yaptırım uygulamaya başladı.
TIKLAYIN - ABD, İran'a Yeni Yaptırımları Devreye Sokuyor
Kasım ayındaki bu ambargo kararından Türkiye'nin yanı sıra Çin, Hindistan, Güney Kore, İtalya, Yunanistan, Japonya ve Tayvan muaf tutuldu ancak karar uluslararası birçok şirketin İran'ı terk etmesine yol açtı. Airbus, Total, Renault, Peugeot, Siemens, BNP, CMA CMG gibi birçok şirket İran'ı terk etti.
ABD ise ülke ve şirketlerin kayıplarının tanzim edilmeyeceğini duyurdu. Ambargo kararıyla birlikte İran'da 1 milyona yakın kişinin işsiz kalacağı öngörülüyordu. (HA/HK)