Uluslararası Af Örgütü, 160 ülke ve bölgede insan hakları ihlalini mercek altına aldığı 2014 raporunu bugün yayınladı.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü Murat Çekiç ile Kampanyalar ve Savunuculuk Direktörü Ruhat Sena Akşener basın toplantısında 34 sayfalık raporu paylaştı.
Rapor Avrupa ve Orta Asya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Suriye ve Türkiye başlıklarından oluşuyor.
Çalışmada ifade özgürlüğü, işkence ve diğer kötü muameleler, aşırı güç kullanımı, cezasızlık, adil olmayan yargılamalar, barınma hakları, kadına yönelik şiddet, mülteci ve sığınmacılar, vicdani retçiler ile LGBTİ hakları temelinde yaşanan ihlaller ve eleştiriler yer alıyor.
"Çatışma ve şiddet yılı"
Ruhat Sena Akşener, 2014 yılının çatışma ve şiddet yılı olarak adlandırılabileceğini söylerken en çok sivillerin zarar gördüğü bu duruma uluslarası toplumun müdahalede sınıfta kaldığını söyledi.
Akşener'in paylaştığı verilere göre; 160 ülkeden 62'sinde hükümetler sadece ifade özgürlüğü hakkını kullandığı için vatandaşları tutukladı. 119 ülke, yani her dört ülkeden üçünde ise ifade özgürlüğü keyfi olarak sınırlandırıldı. 93 ülkede adil olmayan yargılamalar yapılıyor.
Raporun Türkiye bölümüyle ilgili konuşan Murat Çekiç de en kronik meselenin yargı bağımsızlığının giderek zedelenmesi olduğunu söyledi. İfade özgürlüğü ihlalleri başta olmak üzere pek çok konunun 2014’te de yaşandığına dikkat çekti.
Rapordan öne çıkan veriler şöyle:
Avrupa ve Orta Asya |
* Eski Sovyetler Birliği'nin tamamında otokratik hükümetler iktidardaki hakimiyetlerini ya sürdürdü ya daha da pekiştirdi. * Dünyada yerinden edilmiş insanların sayısı İkinci Dünya Savaşı'nın sonundan bu yana ilk kez 50 milyonu aştı. * Yılsonunda yaklaşık dört milyon Suriyeli mültecinin sadece 150 bin kadarı ABD'de yaşıyordu. * Mülteci ve göçmenlerin Avrupa'ya ulaşabileceği güvenli yasal yolların olmaması ve Avrupa Birliği'nin kara sınırlarından geçişe izin vermemesi sonucu Birleşmiş Milletler'in mülteci ajansı verilerine göre 3 bin 400 mülteci ve göçmen Akdeniz'de hayatını kaybetti. * Artan sayıda ül eşcinsel çiftlere eşit haklar tanımaya başladı (ama genelde evlenme konusu hariç). Sırbistan ve Karadağ'da ilk kez güvenli Onur Yürüyüşleri düzenlendi. * Cinsiyet temelli ve aile içi şiddet bölgenin tamamında yaygın olmaya devam etti. Ceza yargılanması ve koruma sistemleri aile içi ve cinsel şiddet mağdurlarına hizmet vermede yetersiz kalmayı sürdürdü. * Kürtaja erişişm Malta'da her şartta yasak olmaya devam etti. İrlanda ve Polonya AİHM'in belli koşullar altında kadınlara kürtaja erişim hakkı tanınmasını şart koşan kararlarını tam olarak uygulamadı. |
Orta Doğu ve Kuzey Afrika |
* Bölgenin tamamında güvenlik güçleri, gözetimleri altındaki tutuklulara bazen çok büyük ölçekte olmak üzere işkence ve kötü muamelede bulundu. * Hükümet güçleri ve silahlı grupların sivillere yönelik büyük tehdidi görüldü. IŞİD yargısız infazlar, insanları yurtların etme, kadın ve kız çocuklarını alıkoyma gibi uygulamalar gerçekleştirdi. * Bölgenin tamamında hükümetler serbest konuşma ve sosyal medya dahil başka mecralarda ifade özgürlüğünü kısıtlayarak muhalefeti bastırmaya devam etti. * BMMYK’ye göre yaklaşık dört milyon mülteci Suriye’deki çatışmadan kaçtı. Yüzde 95 civarı komşu ülkelerde barındı. Suriye içinde de 7,6 milyon kişi ülke içinde yerinden edildi. * Bölgenin tamamında kadınlar ve kız çocukları hem yasalar karşısında ve resmi politikalar sonucunda ayrımcılığa uğradı, hem de cinsel ve diğer şiddet türlerine karşı yeterli şekilde korunamadı. |
ABD |
* Başkan Obama, selefinin yetkilendirdiği Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA) yürüttüğü gizli bir gözaltı programı çerçevesinde 11 Eylül sonrasında işkence yapıldığını kabul etti. Ancak bu programda uluslararası hukuk uyarınca işlenen suçlar için ne hesap verildi ne de suçların telefisi sağlandı. *Senato'nun programlar ilgili raporunun özeti açıklandı. Çok sayıda Küba'da Guantanamo'daki süresiz tutukluluğu değişmedi. * Yıl boyunca ölüm cezasıyla 33 erkek ve iki kadın infaz edildi. |
Suriye |
* Suriye'deki silahlı çatışma yıl boyunca devam etti. Hem hükümet güçleri hem de devlet dışı silahlı gruplar geniş çaplı savaş suçları işleyip, vahim insan hakları ihlalleri gerçekleştirdiğine tanık oldu. * hükümet ve devlet dışı silahlı gruplar arasındaki çatışmada yıl sonunda 200 bin kişi öldü. 7,6 milyon kişi ülkesinden edildi, dört milyon civarında kişi başka ülkelerde mülteci durumuna düştü. * Hedef ayrımı gözetmeyen ve yasaklanmış silahların kullanımı, kuşatmalara ve insani yardımın engellenmesi, sağlık merkezlerine ve görevlilerine saldırılar hükümet güçlerinin gerçekleştirdiği ihlallerdendi. |
Türkiye |
* Yargının bağımsızlığı zayıflatıldı. * İnternet özgürlüğüne yeni kısıtlamalar getirildi ve ülkenin istihbarat teşkilatı hiç görülmemiş yetkilerle donatıldı. * Barışçıl göstericilerin hakları ihlal edilirken, polisin aşırı güç kullanımı neredeyse her seferinde cezasız kaldı. * Resmi gözaltı yerlerinde işkence yapıldığına dair bildirimler önceki yıllara göre çok daha azdı. İşkenceye karşı BM Sözleşmesi Seçmeli Protokolü'nün onaylanmasından bu yana iki yılı aşkın zaman geçmiş olsa da, gerekli ulusal uygulama mekanizması daha oluşturulmadı. Yetkililerin bu amaçla görevlendirdiği Türkiye İnsan Hakları Kurumu da bunu gerçekleştirecek yetkinliğe, kaynağa ve bağımsızlık güvencelerine sahip değildi. * Özellikle terörle mücadele kanunları kapsamında adil olmayan yargılamalar devam etti ama yargılama öncesi tutukluluğun aşırı kullanımı ve süreleri azaldı. * Yetkililer vicdani retçilerin ve lezbiyen, gey, biseksüel, translar ve intersekslerin haklarını dikkate almazken, kadına yönelik şiddeti önlemek için gereken adımları atmadı. * Yılsonunda Türkiye'de, çoğu muhtaç durumda, 1,6 milyon Suriyeli yaşıyordu. (BK) |