Kaos GL Derneği, “2014 Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Temelli İnsan Hakları İhlalleri İzleme Raporu”nu yayınladı.
Rapora göre, 2014’te 5 nefret cinayeti, 11 nefret saldırısı ve 5 ayrımcılık vakası basına yansıdı.
Dernek, eşcinsel ve biseksüel kadınların sorunları ve trans erkeklerin maruz kaldığı ayrımcılık ve insan hakları ihlallerine ulaşma noktasında yaşanan sıkıntının devam ettiğini de kaydederek, “2014 yılı LGBT hakları açısından olumlu gelişmelerin yanı sıra genel olarak ‘ezberin bozulmadığı’ bir yıl oldu” dedi.
“Nefret suçları”, “Nefret söylemi ve ayrımcılık” ve “Devam eden ve sonuçlanan davalar”ı ayrı ayrı inceleyen Kaos GL, raporda vakaları tek tek sıralarken nefret ve ayrımcılığa karşı önerilerini de paylaştı.
2014'te nefret ve ayrımcılık vakaları
Raporda yer alan ayrımcılık vakalarının biri kamuya açık alanda yaşandı. Üç vakada kamu görevlileri tarafından, bir vaka da ise Baro tarafından ayrımcılık yapıldı.
11 nefret saldırısının biri ateşli silahla, biri doğrudan kolluk tarafından, ikisi kesici aletle, üçü birden fazla kişi tarafından gerçekleştirildi.
Ayrıca Mardin Artuklu Üniversitesi Mimarlık Bölümü yüksek lisans dersinde “Queer ve Mimarlık” kapsamında yapılacak söyleşi kampüs dışından gelen tehditler sonucu iptal edildi.
Anayasa, Ayrımcılık Yasağı, İnsan Hakları Kurumu
KaosGL, yapılması gereken acil düzenlemeler şöyle sıraladı:
• Anayasa’nın kanun önünde eşitliği düzenleyen maddesine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibareleri eklenmelidir.
• Ayrımcılık Yasağı ve Eşitlik Kanun Tasarısı Taslağı Meclis gündemine alınmalı ve taslağın ayrımcılığı yasaklayan maddesine “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” ibareleri eklenmeli ve bu ibareler yasada tanımlanmalıdır.
• Türkiye İnsan Hakları Kurumu ve Kamu Denetçiliği Kurumu görev ve yükümlülük alanlarına giren her türlü insan hakkı, demokrasi ve hukuk ihlallerini cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli yaklaşımı gözeterek ele almalıdır. Bu iki kurum, görevleri gereği gündemdeki yasama etkinlikleri hakkında görüş verebilirler, rapor hazırlayabilirler ve kamuoyu açıklamaları yapabilirler.
Yargıda düzenlemeler
* Hukuk sisteminde ayrımcılık yasağını düzenleyen maddelere cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibareleri eklenmelidir.
* Nefret Suçları ile ilgili düzenleme yaşam hakkı, beden bütünlüğü, eğitim, barınma gibi temel haklar ile nefret söylemini de kapsayacak şekilde genişletilmeli, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibareleri nefret suçları düzenlemesinde yer almalıdır. LGBT’lere (lezbiyen, gey, biseksüel ve trans) yönelik nefret suçlarına karşı gerekli cezai önlemler alınmalı; “ağır tahrik” indirimlerinin nefret suçları sonrası uygulanamayacağına dair düzenleme yasada yapılmalıdır.
* T.C. Anayasası, Türk Ceza Kanunu, Medeni Kanun, Kabahatler Kanunu gibi kanunlar ile çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanan yönetmeliklere dâhil olan “genel ahlak”, “kamu ahlakı”, “müstehcenlik”, “iffetsizlik” ve “yüz kızartıcı suçlar” gibi muğlâk ifadeler mevzuattan çıkarılmalı ya da LGBT’lerin (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) aleyhine yorumlanamayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
* Türkiye, kurucu olduğu Avrupa Konseyi’nin, 2010 yılında yayınladığı Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Ayrımcılığıyla Mücadele Bakanlar Kurulu Tavsiye Kararı’na tam uyum için gereken tüm yasal ve politik adımları derhal yerine getirmelidir.
TSK’da damgalama
* LGBT’lerin maruz kaldıkları nefret suçları, ayrımcılık, polis şiddeti gibi hak ihlalleri sonrası soruşturma ve kovuşturma evresinde mağdurların mağduriyetlerini artıran kolluk kuvvetlerinin ve adli birimlerin ayırımcı ve/veya önyargılı tutumlarını bertaraf edecek önlemler alınmalıdır.
* TSK’nın Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nde eşcinsellik ya da transseksüelliğin “cinsel kimlik ve davranış bozuklukları” olarak nitelendirilmesinin ve askerlikten muaf tutulma sürecinde eşcinsel, biseksüel ya da trans bireylerin maruz kaldıkları onur ve haysiyet kırıcı uygulamalar bertaraf edilmelidir.
* Eşcinselliği “gayri tabii mukarenet” şeklinde damgalayarak cezalandıran, cezalandırmakla kalmayıp söz konusu suçlama ile eşcinsel subayları çalışma hayatında cinsel yönelim ayrımcılığına maruz bırakarak işten atılmasını düzenleyen Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu değişmeli ve eşcinsellik suç olmaktan çıkartılmalıdır.
Eğitim, istihdam
* Hükümet çalışma hayatında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığını düzenlemelidir. İş duyurularında, işe alınmada, iş ilişkisinin devamında ve işe son verme süreçlerinde LGBT çalışanlara yönelik ayrımcılığı yasaklayan düzenlemeler yapılmalıdır. İş Kanunu’nda “cinsiyet” eşitliğinin ardından “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” de kayda geçirilerek LGBT çalışanlar güvence altına alınmalıdır.
* Eğitim, istihdam ve sağlık kamu ve özel kurum ve kuruluşları ile hizmetlere erişim alanlarında LGBT’lerin yaşadıkları hak ihlallerini bertaraf edecek toplumsal ve kurumsal eğitim programları devletin pozitif yükümlülüğü olarak uygulanmalı ve takip edilmelidir.
Adil yargılama, cezaevleri
* İnsan haklarını ilgilendiren her konuda ve bilhassa ayrımcılığın önlenmesini konu alan düzenlemeleri yaparken, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği’nin ilgili birimlerinden görüş alınmalıdır. Tüm bu çalışmaları insan hakları örgütleri, kadınların insan hakları alanında çalışan örgütler ve LGBT örgütleri ile işbirliği içinde hareket ederek gerçekleştirmelidir.
* Ayrımcılığın ortaya çıkarılmasına yardımcı olacak istatistiksel çalışmalar yapılmalıdır.
* Adil yargılanma sürecinin gerçekleşmesi için, kolluk kuvvetlerine ve yargı organlarının mensuplarına yönelik homofobi, transfobi, ayrımcılık temalı insan hakları eğitimleri düzenlenmelidir. Bu eğitimler için sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde hareket edilmelidir.
* Cezaevi rejimi cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği itibariyle düzenlenmeli, izolasyon sona erdirilmelidir.
Raporun tamamı için tıklayın. (ÇT)