Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 10 yıl hapisle cezalandırdıktan sonra cezasını 5 yıla düşürdüğü 14 yaşındaki C.E'nin avukatı Serkan Akbaş, "Mahkemede de görülse bu dava adil değil" diyerek temyize başvuracaklarını açıkladı.
"Çocuklar belli bir yaşa kadar kendilerine ve çevrelerine zarar verebilecek hareketleri tahmin ve takdir edemiyorlar" diyen Akbaş, şöyle konuştu:
"Çocuklar, hareketlerinin anlamını ve sonucunu öngöremedikleri için cezadan korkmuyor, ceza ile uslanmıyorlar. Oysa yargılama sırasında bu çocuklardan bir yetişkin gibi düzgün, makul, mantıklı cevaplar vermesi bekleniyor. C.E. mahkemeye geldiğinde ceza alabileceğinin bile farkında değildi. Doğru düzgün savunma bile yapmadı. Yani bu dava, mahkemede görülmüş olsa da hiç adil değil."
Mahkeme, ilk duruşmada karar açıkladı
Akbaş, mahkemenin davanın ilk duruşmasında karar verdiğini, "farik ve mümeyyizlik raporunun" ciddiyetsiz biçimde hazırlandığını, mahkemeye delil olarak sunulan fotoğrafların da C.E'nin suçlu olduğuna kanıt sayılamayacağını belirtti.
Yasaya göre, 15 yaşından küçük çocukların yargılaması sırasında "farik ve mümeyyizlik raporu" alınması gerekiyor. Çocuklar, ancak iyiyi kötüden, eğriyi doğrudan ayırt etme, görme ve seçme yeteneğini yani "farik ve mümeyyizlik" yeteneğini kazandıktan sonra işledikleri suç karşısında sorumlu tutulabiliyorlar.
Akbaş, "C.E'ye bu rapor çok ciddiyetsiz bir biçimde verilmiş. Savcılığın talep yazısı üzerine, devlet hastanesinden bir doktorun imzasıyla, el yazısıyla birkaç satırlık bir not şeklinde hazırlanmış. C.E. hastaneye götürüldüğünü doğruluyor ancak kendisini gören kişinin doktor olup olmadığını bilmiyor" dedi.
"Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek"
Şırnak'ın Cizre ilçesinde bir grup, geçtiğimiz yıl 9 Ekim'de Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkartılmasının yıldönümü nedeniyle ateş yakıp yollara barikat kurmuştu. Polisin biber gazı ve suyla müdahalesine göstericiler taşla karşılık vermiş; ara sokaklarda yaşanan kovalamaca sırasında polis, gösterilere katıldığını tahmin ettiği kişileri yakalamıştı. 14 yaşındaki C.E. bu sırada gözaltına alınmış, Emniyet'te bir gün tutulduktan sonra serbest bırakıldı.
C.E. hakkında "örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek", "2911 sayılı toplu gösteri ve yürüyüşleri kanununa muhalefet etmek" ve "örgüt propagandası yapmak" suçlamasıyla 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
Davanın ilk duruşması dündü. C.E'yi olay yerinde, tişörtünü yüzüne çekmiş halde görüntüleyen fotoğraflar suç delil olarak gösterildi. C.E. ise çalıştığı işyerini açmak için evden çıktığını, bu sırada göstericilerin arasında kaldığını, polisin sıktığı biber gazından korunmak için tişörtünü yüzüne çektiğini söyledi.
Mahkeme, C.E.'yi 10 yıl bir ay hapis cezasına çarptırdı; C.E'nin suç tarihinde 15 yaşından küçük olması nedeniyle cezayı 5 yıl 15 güne indirdi.
Yetkili ağır ceza mahkemeleri, DGM'lerden beter
Diyarbakır Barosu'nun yaptığı bir araştırma, izinsiz gösterilerde gözaltına alınıp yargılanan çocuk sayısının, DGM'ler döneminde bugünkünden çok daha az olduğunu ortaya koydu. Diyarbakır Söz gazetesinin haberine göre, Diyarbakır'da, 1984-1997 yıllarında 2 bin 601 çocuk yargılanırken, DGM'lerin yerine kurulan Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri'nde ise sadece son dört yılda 2 bin 400 çocuk yargılandı. Çocuklar İçin Adalet Girişimi'nin Diyarbakır için hazırladığı rapora göre de son iki yılda 78 çocuğa toplam 175 yıl hapis cezası verildi. Ceza alıp dosyası temyiz için Yargıtay'a giden çok sayıda çocuk da cezaevi için gün sayıyor. (BB)