"FETÖ medya yapılanması" davasında tahliye edilldikleri gün gözaltına alınan 13 kişi hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması bugün görüldü.
Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tutuklu yargılanan 12 ve tutuksuz yargılanan bir sanık hazır bulundu.
Davanın dün görülen ilk duruşmasında Cihan Acar, Abdullah Kılıç, Bünyamin Köseli ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu savunma yapmıştı.
Bugün, Hüseyin Aydın, Murat Aksoy, Mustafa Erkan, Oğuz Usluer, Atilla Taş, Seyit Kılıç, Yakup Çetin savunma yaptı.
Davada Atilla Taş (kapatılan Meydan gazetesi yazarı), Gökçe Fırat Çulhaoğlu (Türk Solu Gazetesi başyazarı), Yakup Çetin (kapatılan Zaman gazetesi muhabiri), Bünyamin Köseli (kapatılan Zaman gazetesi muhabiri), Cihan Acar (kapatılan Bugün gazetesi muhabiri), Abdullah Kılıç (Habertürktv yayın yönetmeni), Oğuz Usluer (Habertürk TV Eski Haber Koordinatörü), Hüseyin Aydın (kapatılan Cihan Haber Ajansı muhabiri), Murat Aksoy (Yeni Şafak, Taraf eski yazarı), Mustafa Erkan (kapatılan Bugün gazetesi haber müdürü), Seyit Kılıç (TRT muhabiri), Yetkin Yıldız (Aktif Haber genel yayın yönetmeni) tutuklu ve Ali Akkuş (Kapatılan Zaman gazetesi genel yayınlar editörü) tutuksuz sanık olarak yer alıyor.
Savunmalardan öne çıkan ifadeleri paylaşıyoruz:
Hüseyin Aygün: Sokaktaki muhabirim ben
“Ben Cihan Haber ajansında çalıştım ama muhabir olarak. Muhabirin görev tanımı, sokakta çalışmaktır. Tankta mı görüntülendim, silahlı mı görüntülendim? Nasıl darbeyle suçlanıyorum? Sokaktaki muhabirim ben.”
“Zaman Gazetesi’nde Ekrem Dumanlı ve yöneticilerle ilişkimden bahsediliyor benim iddianamemde. Ben Zaman'da çalışmadım bile ilişkilerini bilmem. Ben aldığım iki bin lira için, ekmek parası için çalıştım bu kurumlarda. Bu ilişkileri bilsem kapısından girmezdim.”
Aksoy: İddianamede “Nasıl” sorusu yok
“Eleştirel yazılarımı ve görüşlerimi Yeni Şafak’tan İMC TV’ye geniş bir yelpaze ile paylaştım. Yazmış olduğum binlerce yazı, 300’den fazla televizyon programı ve sosyal medya paylaşımlarından hiçbiri nedeniyle hakkımda dava açılmamıştı.
“[Darbe girişimi suçlamasına dair] Elime silah mı aldım? Birine emir mi verdim, birinden emir mi aldım? Tank mı kullandım, F16 mı, helikopter mi kullandım?”
“Her mecrada eleştirel oldum. Daha çok demokrasi, daha çok özgürlük, daha çok adaleti savundum. Şimdi de burada gazeteciliği savunuyoruz.
“Gazetecilikte 5N1K sorusu vardır. Bu iddianamede 'nasıl' sorusu yok. Siyaset demokrasi ve özgürlüğü sağlar, yargı adaleti sağlar. Adalet bekliyorum. Tahliyemi ve beraatımı istiyorum.”
Mustafa Erkan: Karar vericiler yargılanmıyor
“Karar vericilerin hiçbiri burada yargılanmıyor hepsi yurt dışında kaçtı. Karar vericiler olmayan, biz alt kadrolar burada aylardır yargılanıyor, savunma veriyoruz.”
Oğuz Usluer: Ben gazeteciyim
"Ben gazeteciyim. Önünde arkasında başka bir sıfat yok. İddia makamı bana 'darbeci' yaftasını yakıştırırken ortaya bir tane bile delil koymamıştır.
"Gazeteciler herkesle görüşür. Sorunlu alanlarda gezmek zorundayız. Bu sayede de toplum gerçekleri öğrenebilir. Gazeteci bir gün polisi bir gün hırsızı dinler. Gazeteciye 'Şununla niye konuştun, bununla niye görüştün' diye sorulmaz.”
Atilla Taş: Ben Zeus'un kulu muyum?
“Ben suçsuzum ve bir yıldır suçsuz yere hapis yatıyorum. Bir bakan diyor ki 'tweetten yatan bir Allah'ın kulu yok.' Ben Zeus'un kulu muyum? Ben tweetten yatıyorum. Adamların Fethullah ile fotoğrafları var. Bunlar bize televizyondan terörist diye bağırıyor.
“Mustafa Kemal'in askeriyim. Ben hacı hocanın peşinden koşmadım. Bilime mantığa inanırım. Yıllarca 'Ham çökelek' olarak tanındım, ama bu bana hiç şöhret getirmedi. Beni yıllarca salak bir adam olarak tanıdılar. Örgüt bana 'Komik komik şarkılar yapacaksın, milletin sinirlerini bozacaksın, bir süre ortadan kaybolacaksın, 'Yamyam Style' şarkısını yapacaksın, seni Atilla Tasus deyip Yunanistan'a iteleyecekler, sonra bir gazetede yazı yazacaksın' mı dedi? Aklımızla mı oynuyorsun derler. Çok yattım, beni bırakın, kaçmam. Bırakırsanız gelip buraları temizlerim.”
Seyit Kılıç: Demokrasiden yana oldum
"Bugüne kadar yaptığım hiçbir haber ya da eylemle herhangi bir soruşturmaya konu olmadım. Hep hukuktan, demokrasiden yana oldum."
Yakup Çetin: Bank Asya'ya yatırdığım para yok
"Zaman gazetesinde muhabirlik yaptım. Son maaşım 2300 lira. Bank Asya'ya yatırdığım para yok." (BK)
* Bu haberin hazırlanmasında Fatma Yörür'ün artıgerçek'teki ve Canan Coşkun'un cumhuriyet'teki haberlerinden ve P24'ten yararlandık.
Ne olmuştu?
31 Mart'ta İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen "FETÖ medya yapılanması davasında" Atilla Taş ve Murat Aksoy'un da aralarında bulunduğu 21 kişi tahliye edilmiş, duruşma savcısı 8'inin tahliyesine itiraz etmişti. Tıklayın - Tahliye Edilen Gazeteciler Serbest Kalamadı. Savcının tahliye talebinde bulunduğu ve mahkemenin de tahliye ettiği aralarında Atilla Taş ve Murat Aksoy'un da bulunduğu 13 kişi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aynı gün darbe soruşturması kapsamında gözaltı kararı vermiş, bu kişiler de cezaevinden çıktıktan sonra gözaltına alınarak emniyet müdürlüğüne götürülmüştü. Burada sorgulanan şüpheliler çıkarıldıkları sulh ceza hakimliği tarafından tutuklanarak yeniden cezaevine gönderilmişti. 21 kişi hakkında tahliye kararı veren 25. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İbrahim Lorasdağı, hakimler Barış Cömert ve Necla Yeşilyurt Gülbiçim 3 Nisan 2017'de açığa alınmıştı. Tıklayın - Atilla Taş ve Muammer Aksoy Dahil 13 Kişiyle 2'şer Kez Müebbet İstendi Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, 13 kişi hakkında 7 Haziran'da "darbe teşebbüsü" iddiasıyla ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle iddianame hazırlamıştı. İddialarİstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan tarafından hazırlanan iddianamede şüpheliler hakkında, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. İddianamede, şüphelilerin FETÖ'nün talimatının ardından Bank Asya'da hesap açtıkları veya var olan hesaba yüklü miktarda para yatırdıkları, bazılarının ByLock kullancısı oldukları, bazılarının FETÖ'nün üst düzey isimleri ile telefon irtibatının bulunduğu iddia ediliyor. Ayrıca şüphelilerin 17-25 Aralık sonrası Gülen Cemaati’ne yönelik operasyonlara karşı durdukları ve örgüte destek çıktıkları ileri sürülüyor. |