Ayşe Yılbaş cinayeti davası bugün (28 Temmuz) yapılan sekinci duruşmada karara bağlandı.
Bir yılı aşkın süredir Sultanahmet 4. ağır ceza mahkemesinde görülen davada Yılbaş'ı öldürmekten yargılanan Astsubay Kıdemli Çavuş Hüseyin Güneş Özmen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Mahkeme başkanı Özdemir Akon, sanık hakkında haksız tahrik nedenleri bulunmadığından Özmen'in cezasına indirim uygulanmamasına karar verdi.
Duruşmaya Yılbaş'ın yakınları Mahmut Atilla Yılbaş, Zekiye Yılbaş ve Kürşat Yılbaş, Yılbaş'ın avukatları olarak Alican Bilir, Meriç Eyüpoğlu, Hülya Gülbahar, Özlem Özkan, Filiz Çiler, Ayşe Akkaya, Gülizar Tuncer, Çiğden Hacısoftaoğlu, Selin Nakıpoğlu, Funda Ekin, Deniz Tuna Oya Öznur, Özmen'in avukatları olarak da Bahri Bayram Belen ve Ali Pehlivan ve mahkeme başkanı Akon dışında üyeler Seyithan Güneş, Fatih Kapan katıldı.
Sanık: Kendimi kaybettim
Davada sanık avukatı Belen bir saat kadar süren savunma metnini mahkeme heyetine okudu.
Yılbaş'ın avukatlarının sanığın, maktulu tasarlayarak ve canice duygularla öldürdüğünü ileri sürdüklerini ancak beyanatlarının hiçbir bilimsel veri içermediğini öne süren Belen, "sanığın cinayeti bir anda duyulan şiddetli azap ve elemin sebep olduğu buhran ile işlediğini" iddia etti ve bunun haksız tahrik koşulu oluşturarak ceza indirimi uygulanması gerekliliği doğurduğunu söyleyerek Özmen'in cezasına haksız tahrik uygulanmasını talep etti.
Hakimin son sözlerini sorması üzerine sanık Özmen " Ayşe'nin ailesinin baskısıyla benden ayrılmasını kabullenmiştim. Ama çocuğumu görmemeyi hiç göze alamadım. 'Çocuğu göstermeyeceğim' deyince kendimi kaybettim ve olay vukuu buldu. Eşimi ve çocuğumu kaybettim, takdir mahkemenin" dedi.
Savunmayı dinledikten sonra duruşmaya 10 dakikalık bir ara veren mahkeme başkanı Akon, sanık Özmen'i tasarlayarak ve kasten öldürmekten TCK 82/1-a-d maddesi gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmasına ve sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranmışları ve birden çok ağırlaştırıcı neden bulunması nedeniyle cezadan indirim yapılmaması gerektiğine hükmetti.
İki şarjör mermiyle öldürdü
Özmen, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde Nöroloji servisinde stajyer doktor olan kendisinden ayrılmak isteyen eşi Yılbaş'ı 22 Şubat 2008'de staj yaptığı hastanede üzerine iki şarjör mermi boşaltarak öldürmüştü.
Adli Tıp Raporu beş ayda geldi
Yılbaş cinayetinin davası geçen yıl 7 Mayıs'ta başlamıştı. Avukatları sanığın akli dengesinin yerinde olmadığını söylemiş, ancak Mahkeme'nin Adli Tıp Kurumu'ndan sanığın cezai ehliyetinin yerinde olup olmadığına dair rapor beş ayı aşkın süre boyunca gelmemişti.
Ayrıca kadın çevreleri davaya müdahil olmak istemiş ancak Hakim her duruşmada "suçtan doğrudan etkilenmediklerini" gerekçe ederek taleplerini reddetmişti.
Yine bir yılı aşkın süre boyunca her duruşmayı izleyen kadınlar Ayşe'nin kadın olduğunu için öldürüldüğünü, kadın katlinin politik cinayet olduğunu dolayısıyla tüm kadınların yaşam tehlikesini olduğunu savunmaya devam etmişlerdi.
Ayşe Yılbaş Davası
Ayşe Yılbaş davası kronolojik olarak şöyle gelişti:
22 Temmuz: Duruşma savcısı, sanık Özmen'in eşinin çalıştığı okula Yılbaş'ı öldürme niyetiyle gelerek cinayeti tasarlayarak işlediğine kanaat getirerek, sanığın Ceza Yasası'nın (TCK) 82/1-a maddesi uyarınca ve "kasten ve tasarlayarak insan öldürmek" gerekçesiyle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme, Özmen'in avukatı Bahri Bayram Belen'in duruşmaya katılmaması nedeniyle vekaleten sanığı temsil eden avukatın talebiyle savunma yapılması için ek süre tanıdı.
2 Temmuz 2009: Savcı Kadir Nazmi Yelkenci, sanığın okula şarjör götürmesi ve maktulün çıkmasını beklemesi ve olayın okulda gerçekleşmesinin cinayetin tasarlanarak işlenmiş olduğu sonucunu doğurmadığını söyledi ve sanığın TCK 82/1-d maddelerinden yani kasten insan öldürme kapsamında "eşe ve yakınlarına işlenmiş suç"tan cezalandırılmasını talep etti. Kadınlar ise bu duruma tepkili. "Sanığın 82/1-a'dan yani tasarlayarak insan öldürmekten cezalandırılmasını talep ediyoruz" diyen kadınlar sanığın müebbetle değil ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istiyorlar.
13 Mayıs 2008: İlk duruşmada Mahkeme heyeti sanık ve Yılbaş'ın ailesi adına babasını dinledi. Sanık "olay anında kendisinde olmadığını, şuurunu kaybettiğini" söyledi. İlk duruşmayı takip eden avukat Hülya Gülbahar'ın verdiği bilgiye göre Yılbaş'ın okula devam etmek istiyordu, sanık hem Yılbaş'ı hem de aileyi tehdit ediyordu. Anne ve kızı "can güvenliğimiz yok" diyerek defalarca şikayetçi oldular. Sanık, Yılbaş'a "seni bir Cuma günü öldüreceğim" diyordu.
12 Haziran 2008: Dava ertelendi. Kadınlar duruşma çıkışı kadın katlini protesto ederek müdahillikj taleplerini yinelediler.
10 Temmuz 2008: Avukatı sanık Özmen'in cinayeti işlediği sırada akli dengesinin yerinde olmadığını öne sürdü. Yılbaş'ın avukatları karşı çıkarak "Akli dengesi yerinde olmayan biri askerlik görevini nasıl sürdürür?" diye sordular. Mahkeme heyeti "Akli dengesi yerinde değildi" iddiası nedeniyle Özmen'i Adli Tıp Kurumu'na sevk etti.
12 Eylül 2008: Sanığın akli dengesinin yerinde olup olmadığına dair istenen Adli Tıp Kurumu raporu gelmediğinden dava ertelendi.
7 Kasım 2008: İki önceki duruşmada istenen Adli Tıp Kurumu yine gelmediği için dava yine ertelendi. Kadın örgütlerinin tepkisi çocuğa cinsel istismardan yargılanan Vakit yazarı Hüseyin Üzmez'in yargılandığı davada hızla hazırlanan raporun Yılbaş davasında aylarca hazırlanmamış olmasına oldu.
23 Aralık 2008: Adli Tıp Raporu yine gelmedi. Ancak bu kez sanığın tutuklu bulunduğu Kasımpaşa Askeri Cezaevi'nden gelen zarf açıldı. Cezaevi disiplin kurulu raporunda özetle "sanığın etrafındakilere cezai ehliyeti olmadığına dair rapor almak için çabaladığını söylediği, bunun için 'şizofreni' kitabı temin ettiği ve bu yönde çeşitli başvurularda bulunduğu anlatılıyor. Raporu "Sanığın aklı başındadır. Her şeyi anlamaktadır" deniyordu.
16 Mart 2008: Adli Tıp Kurumu raporu yine gelmedi. Dava yine ertelendi.
13 Nisan 2008: Dört duruşma boyunca beklenen Adli Tıp Kurumu raporu çıktı. Rapora göre kendisinden ayrılmak istediği eşi Yılbaş'ı öldüren astsubay Özmen'in cezai ehliyeti tam, yani akli dengesi yerinde.
7 Mayıs 2008: Ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle yargılanan sanık Özmen'in avukatları, sanığın cezai ehliyetinin yerinde olduğuna dair Adli Tıp Raporunu değerlendirmek için ek süre talep ettiler. Yılbaş'ın avukatları ise sanık müdafilerinin görüşlerini bir dahaki duruşmaya kadar açıklamalarını talep ettiler. Talep kabul edildi. (EG/EZÖ)