Farklılıklara önem vermek ya da evlilik kurumunun, köküne dinamit koyulmadan da dağılabileceğini kabul ederek yaşamayı nasıl öğrendik...
Akbank'ın son reklam kampanyası oldukça düşündürücü... Margarin ve deterjan reklamlarından aşina olduğumuz o özverili eş -anne portresi gitmiş, yerini özel/ kamusal/ her türlü yeşil alanı sonuna kadar eşit paylaşan şirin bir çift almış.
Bu çift her şeyden önce bize cinselliği özgürce yaşayan (her ikisi de özne konumundalar) minik kelebekler olarak sunuluyorlar.
Öykü planı:
Yıldırım aşkı
Yıldırım evliliği
Yağmur bitince yıldırımını da alıp giden "cicim ayları"
Yıldırım boşanma (anlaşarak ayrılma)
Veeeeeeeeeee.......
Yeniden karşılaşma
Reklamda bize şu söylenmektedir: Biri rock asit jazz dinler öbürü klasik müzikten hoşlanır.
En önemlisi de biri (kadın) hamburger sever -hatta hamburgerini o çocuksu neşeyle yerken ağzının her tarafı ketçap+mayonez olur- diğeri (erkek olan) patlıcan, hünkarbeğendi, kadın budu köfte. Ayrıca kadın, tüm bu özenli Türk mutfağı yemeklerini kocasına pişirmez, gider dışarıda yerler.
Artık Türkiye yüzünü Avrupa Birliği'ne dönmüş bir ülkedir. Acı Afyon Kaymağı reklamı izleyecek değiliz ya... Öteki olmayan Türkiye, artık aşklarını, evliliklerini, ayrılıklarını kahkahalar atarak yaşamaktadır.
Kadın ve erkeğin birbirinden ayrıldıkları noktalar vardır ; biri Adorno'nun karamsar ruhunu sever diğeri Benjamin gibi daha iyimserdir; biri Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini'ni romantik bir aşk filmi olarak görür ve hatta ağlar filmde diğeri Dalgaları Aşmak üstüne aşk filmi tanımaz... Ya da müzik ve yemek zevkleri ayrı olabilir kadın ve erkeğin.
Reklam, bir ülkenin siyasal ve iktisadi yapısını, sos yo-psikolojisini ortaya koyar (ya da ortadan kaldırır, aynı şey....) Türkiye'nin morali çok bozuktur. Siyaset ve ekonomi kırılmıştır. Topluma anksiyete hakimdir. Dokunsan ağlayacaktır birileri. Komünizm, feminizm, derken milenyum cadısı Satanizm tehlikesi baş göstermiştir. Yeni bir McCharty bulunmalıdır..Bir çıkış yolu olmalıdır.
Yadsımadır yok etmenin en sağlam yolu. O halde beyinlerine elektrik şoku uygulanan, süperman, örümcek adam gibi Süper sevimli kahramanlarla yetinemeyip "şeytana uyan" gençler, karnesindeki zayıflardan ötürü en zayıf halka olduğunu düşünerek hayatına son veren çocuklar "Friendly and Trendy" olmalıdırlar.
Artık tüketmek ve tükenmekten başka yol yoktur (Üçüncü yol yoktur). Var olan bir şey varsa o da Akbank ve Yataş reklamlarında gördüğümüz yeni yüzlerimizdir.
En azından artık kadın ve erkek için anlaşarak yol ayırma olağandır. Kimse "dul" olmak zorunda değildir. Büyük sarsıntılara, omuzlara bindirilen ağır yüklere gebe değildir "boşanmak". Simgesel Patlıcan ve hamburger çatışması başlı başına ayrılma sebebi olabilir.
Kadın, istediği margarini ya da deterjanı kullanabilir. Yuvayı kaliteli bir margarin, deterjan ya da dişi kuş yapmamaktadır.
Kendini genç hissedenlerin yegane tehlikesi Hiper ideolojik akım "satanizm" iyi bir dekorasyon, güzel yatak takımları ve oturma gruplarıyla savuşturulabilir.
Sonuçta Akbank "farklılıklarla yaşanabileceğini" söylemektedir. Şeytan deyip geçmemek gerekmektedir. Biraz anlayış, biraz özveri......Bırakın insanlar ayrılsınlar dağılmadan, parça olmadan.
Yataş der ki... Gençler sadece odalarında değil, evin her yerinde özgürdür. Özgürlük evdedir. Çirkin ev yoktur, yataşsız ev vardır.
Bu noktalardan hareketle, kendini "farklı" hisseden herkesi bir Akbank şubesinin önünde buluşmaya davet ediyorum!
Akbank'ın kapısından girince biz kendini farklı hissedenlere "işte burası beni anlayanlarin dünyası" dedirtecek bir cemaat beklemektedir. Akbank cemaati hepimize kapılarını açtı, sonuna kadar.
Orada buluşalım friendly ve trendly. (EÇ/NU)