Daha önce resmi stajımı yapmıştım.
Ama bianet’te staj yapmayı çok istiyordum. İlk başvuru yaptığım günü hatırlıyorum, oldukça umutsuzdum. Tabii sadece bir defa başvurmadım formu defalarca doldurdum. Her seferinde aklıma başka bir şey geliyordu.
bianet’in haber atölyelerini de kaçırmazdım. Atölyeler benim için çok verimli geçiyordu. "Staj yaparsam nasıl olur diye?" düşünürdüm. Yani muhteşem olurdu.
Çünkü iyi bir gazeteci olmaktan önce gazeteci olmak için çevreme karşı hayli zorlu bir mücadele verdim ve kazandım. Sırada iyi bir gazeteci olmak var. Ve bianet’in bana bu konuda katacağı çok şey olacağını biliyordum.
Staja kabul edildiğimi belirten e-postayı aldığım zaman çok sevinmiş ve aynı zamanda çok heyecanlanmıştım.
bianet ve filtre kahve sevinci
Sonunda, staj günü geldi çattı. Arkadaşlarla tanıştım. Daha önceden bazılarını haberlerinden tanıyordum. İlk gün durgundu benim için ama diğerleri harıl harıl çalışıyor.
Dört hafta geçirdim bianet’te ve çok güzeldi. Birçok eksiğimi gördüm, kendimi geliştirdim bazı konularda. Buradaki arkadaşlar çok yardımcı oldular bana en çok Tuğçe hem enerjisiyle hem de bana katıklarıyla.
Ve bianet’in olmazsa olmazı filtre kahve. Bir kahvekolik olarak her kahve yaptığımda "millet kahve var" dedikten sonra herkesin sevinmesi.
Hak odaklı haberciliğin temelini bianet atölyelerinde attım ve stajımda temelimi sağlamlaştırıp ördüm. Yaşadığımız ülkede gazetecilere yönelik tutumlara rağmen, hak ihlallerine uğramış her canlının sesi olduğunu hissetmek çok güzel bir duygu ve mesleğimi daha çok sevmeme neden oluyor.
Haberde kullandığımız dilin ne kadar önemli olduğunu doğru kelimeyi bulmak için iyi bir çabanın gerektiği öğrendiğim şeylerden biri. Ve daha neler neler.
Dolu dolu 4 hafta geçti, bitmiş olduğu gerçeği beni hüzünlendirdi. Yine de bianet’te staj yapmanın mutluluğuyla ve kendimi mesleki açıdan geliştirdiğimi hissederek ayrılıyorum.
Haksızlığa uğrayan her canlının sesi olan meslektaşlarım, bianet ekibi, iyi ki varlar...
(FT/EMK)