Çizelge-1: Türkiye Yerel Yönetimlerinde Kadınların Temsil Düzeyi (1999 ve 2004 Yerel Seçimleri)
|
Uluslararası karşılaştırma için, kadınların ulusal parlamentolarda temsilini yansıtan verilere ulaşmak görece kolayken, yerel düzeyle ilgili olarak aynı şey söylenemez. Nedenleri basit:
Dünyada yüz binlerce yerel yönetim birimi var ve çok farklı yerel yönetim sistemleri uygulanıyor. Bununla birlikte, sınırlı verilerin sunduğu göstergelerin yanı sıra, birçok araştırmacının da vurguladığı ortak nokta, kadınların yerel düzeyde temsilinin parlamenter temsile göre genellikle daha yüksek olduğu yönündedir (karşılaştırınız Çizelge-2).
Makamın iktidarı azaldıkça
Ulusalla yerel arasındaki bu hiyerarşiyi açıklamak için öne sürülen, her biri de belli ölçüde geçerlilik taşıyan türlü iddialar var: "Makamın iktidarı azaldıkça kadınların oradaki varlığı artar", bunların başında geliyor. Bu sav, Türkiye'de eksik temsilin yerel içi karşılaştırmasını (başkanlar-meclis üyeleri) açıklayabilse de ulusal-yerel karşılaştırmasını açıklayabilmekten yoksun.
Çizelge-2: Kimi Ülkeler ve Bölgelerde Kadın Milletvekili ve Yerel Temsilci Oranları (%)
|
Temsil hiyerarşisinde ulusal-yerel karşılaştırmasını açıklamak için bir diğer yaklaşım, yerel düzeyin iktidardan çok hizmetle, dolayısıyla kadınların geleneksel rolleriyle daha kolay ilişkilendirilebilmesi, bir başka deyişle "kadınlara daha çok yakıştırılması"yla ilgili. Nitekim Fransa'da yüzyılın ilk yarısında belediye yönetimlerinde görev almak isteyen kadınlar, "evi temizledikleri gibi kenti de temizleyebilecekleri" sloganıyla hareket ediyorlardı. 1930 belediye seçimlerinde İstanbul Şehir Meclisi üyeliğini kazanan Latife Bekir de "belediyecilik her şeyden önce büyütülmüş bir ev idaresi demektir" açıklamasında bulunuyordu.
Hizmet yerine rant
Ne var ki, özellikle 1980 sonrası dönem, kentsel topraklar kadar kentsel mal ve hizmet üretiminin de metalaştığı, bu alanlar üzerinden elde edilen kazançların ciddi bir paylaşım alanına dönüştüğü yıllar.
Dolayısıyla, yerel siyasetle yerel yönetimler, bir hizmet alanı olmaktan çok rantın paylaşıldığı bir alan olarak görülmeye başladı ülkemizde. "Belediye meclislerinde esnaflaşma" ya da "yerel siyasetin ticarileşmesi" gibi olgulardan bu dönemde söz edilmeye başlandı.
Kadınlarınsa hem üzerinden haksız kazanç elde edebileceği bireysel mülk sahipliği hem de rantın üretilip dağıtıldığı meslek gruplarıyla ilişki ağlarındaki varlıkları son derece sınırlı. Fakat bu saptama da tam anlamıyla açıklayıcı değil; çünkü kadınların yerel düzeyde eksik temsili (Şirin Tekeli'den ödünç alınmış bir anlatımla "yokluk sendromu" demek daha doğru belki...) yalnızca 1980 sonrası dönem için söz konusu değildir.
Simgesellik, hareketsizlik, ilgisizlik
Türkiye'deki durumu açıklamak için üç unsur üzerinde daha durulabilir: Bunlardan birincisi, kadınların siyasetteki "simgeselliği", ikincisi kadınların yerel topluluk düzeyinde toplumsal hareketliliğinin son derece sınırlı olması, üçüncüsü de kadın örgütlenmesinin yakın düönemlere değin yerel'i ilgi alanı dışında bırakmış olması.
Tek parti döneminden bu yana kadınların siyasetteki varlığının ana eksenini oluşturan şey, simgeselliktir (bilindik tabiriyle "vitrin oluşturma") çok büyük ölçüde ulusal siyaset düzleminde geçerlidir. Dolayısıyla, kadınların yerel siyasette göreli yokluğunun önemsenmeyişi bu unsura da bağlanabilir.
Geleneksel baskının somut yaşanması
"Kadınların yerel topluluk düzeyinde toplumsal hareketliliğinin son derece sınırlı olması"ndan kastımızsa, özellikle küçük yerleşimlerde kadınlar üzerindeki geleneksel-ataerkil-muhafazakar baskının daha yoğun ve daha somut olarak yaşanması. Büyük kentlerde kadınların yerel yönetim organlarında daha yüksek oranlarda yer almasıyla sol partilerin göreli olarak daha fazla yerel kadın temsilcisinin bulunması da bu unsurun etkililiğini kanıtlıyor.
Yerel siyaset çalışma grubu
Son olarak, büyük ölçüde kadınların çok temel bazı sorunlarının ancak merkezi düzeyde gerçekleştirilecek makro düzeltimlerle olanaklı olmasıyla da bağlantılı olarak, çok yakın zamanlara değin Türkiye kadın hareketi yerel düzeyi gözardı edegeldi.
Toplumsal amaçlarla yerel düzeyde örgütlenen kadın kuruluşlarının etkinlik alanıysa büyük ölçüde topluluğa hizmet ve yardımla sınırlı oldu. Bu çerçevede, Ka-der Ankara Şubesi'nin, bünyesinde oluşturduğu Yerel Siyaset Çalışma Grubu aracılığıyla 2003 ilkbaharından bu yana yerel siyasette kadın temsilinin ve katılımının güçlendirilmesine yönelik olarak çok katmanlı ve çok bileşenli bir kampanya yürütüyor olması umut verici... (AA/FK)