Papadopulos, Kıbrıs gazetesi ile röportajında, "iki toplumun da yanlış bir milliyetçilikle motive edildiğini" belirtti.
Çalışan Halkın İlerici Partisi'nin (AKEL) resmen destekleme kararı aldığı DİKO Başkanı Tasos Papadopulos, kamuoyu yoklamalarında ilk sırada görünüyor.
Kendinizi Glafkos Klerides'in yerine koyarsanız, Kıbrıs sorununu çözmek için hangi yolu takip ederdiniz?
Toplumlararası görüşmelerde Başkan Klerides'in savunduğu pozisyonları, Kıbrıs Rum toplumundaki hemen tüm siyasi partiler destekliyor. Klerides, bu temel konulardaki tutumunu sürdürdüğü sürece, devletin gelişimi ile ortaya çıkacak iki bölgeli ve iki toplumlu federasyona ulaşma çabalarında partilerimizin desteği devam edecektir. İnanıyorum ki, bu şartlar altında Klerides'in yerine kim geçse aynı politikayı sürdürecektir. Tek egemenliği olan bir devletin güçlü bir savunucusuyum.
Siz 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti'nde en genç bakandınız. Geçmişten bugüne baktığınızda politikanızda ne değişti?
Şunu hatırlatmak isterim ki, iki bölgeli ve iki toplumlu Kıbrıs Federasyonu'nun formüle edilmesinde önemli rol oynadım. Ben, Enosis veya ayrılma veya adanın herhangi bir parçasının ayrılmasını dışlayan, uluslararası tek vatandaşlığa sahip, vatandaşlarının eşit haklarını, insan haklarını ve temel özgürlüklerini güvence altına alan, çalışan anayasası ile Avrupa Birliği (AB) mevzuatını uygulayan, iki eşit kurucu parçadan oluşan ve vatandaşları AB'ye girmenin faydalarından yararlanan, tek egemenliği olan bir devletin güçlü bir savunucusuyum.
Ayrıca, iki toplum arasındaki ekonomik dengenin sağlanması için büyük çaba harcanması gerektiğine inanıyorum. Ben, bir ülkenin büyük bir parçasını kapsayan nüfusunun yoksulluk, mahrumiyet ve düşük milli gelir içinde olmasıyla o devletin uzun süre barış ve refahın tadını çıkaramayacağına kesinlikle inanıyorum.İngiliz yönetimine karşı keşke güçlerimizi birleştirebilseydik
Kıbrıs Ulusal Mücadele Örgütü (EOKA) hakkındaki düşünceleriniz ve sizin hayatınızdaki etkileri nelerdir?
EOKA koloni yönetimine karşı bir özgürlük mücadelesiydi. Hiçbir zaman Türklere karşı bir hareket olmadı. Bazen biz Kıbrıslıların, İngiliz koloni yönetimine karşı bağımsızlık talebimizde güçlerimizi birleştirseydik daha etkili olabileceğimizi düşünüyorum. Bunun yerine Kıbrıslı Rumlar koloni karşıtı olan mücadelelerini Enosis'le birleştirdi; Kıbrıslı Türkler de İngilizlerin cesaretlendirmesiyle "Kıbrıs Türktür" veya "Taksim" sloganıyla pozisyonunu belirledi. Her iki toplum, yanlış milliyetçilik düşünceleriyle motive edildi. Tabii bir olay olduktan sonra konuşmak kolaydır. Ancak o dönemin şartlarını ve insanlarımızın tutumlarını da unutmamalıyız. Belki de gelecekte tarihçiler milliyetçilik kıvılcımı olmasaydı, koloni karşıtı mücadelenin olmasının imkansız olacağını iddia edecekler.
Geriye dönüp geçmiş politik yaşantınıza baktığınızda, bugün neleri yapmazdınız?
Her zaman kendi kendimi eleştiriyorum. Farklı değerlendirmiş olmayı istediğim çok şey var. Örneğin, Kıbrıslı Türk vatandaşların bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ekonomik gelişmesinde daha etkili olmasını ve bu gelişmeden daha çok yararlanmasını sağlamak için daha fazla çaba harcamış olmayı isterdim. Ayrıca, 1963'te daha etkili bir hükümet ve güvenlik gücüne sahip olsaydık, toplumlararası krizde bölgesel çete reislerinin hükümetin kontrolü dışında yaptıklarını belki önleyebilirdik. Eğer, Kıbrıslı Türk dostlarımız da özeleştiri yaparlarsa, taksimi gerçekleştirme ve nüfusa zorla yer değiştirme amacıyla, 1959- 1963 döneminde hükümetin ve güvenlik güçlerinin etkinliğini baltalamak için ellerinden geleni yaptıklarını itiraf ederler.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adaylardan birisiniz. Bazı söylentilere göre ABD sizin seçimlere katılmanızdan dolayı rahatsızlık duyuyor. Bu seçime katılacağınız kesin mi? Seçimi kazanma şansınız hakkında ne düşünüyorsunuz?
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hangi adayların katılacağı netlik kazanmadı. Bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Eğer aday olursam Kıbrıs'ın insanları tarafından seçilmek ve onaylanmak isterim. Kendi milli çıkarlarına hizmet edeceği düşüncesiyle tercihini ortaya koyup dikte etmeye çalışan bir yabancı ülke tarafından değil. Seçmenlerin, öncelikle kimlerin çıkarlarına hizmet edeceklerine karar vermeleri gerekir. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), diğer tüm ciddi ve saygın devletler gibi politikasını, diğer devletlerde kişisel olarak beğendikleri veya beğenmedikleri üzerine belirleyemez ve ABD'nin başka bir ülkenin içişlerine karışma suçlamasıyla karşılaşmak istediğini sanmıyorum.
Kıbrıslı Türklerin oy verme hakları olduğunu varsayarsak, onların oylarını almak için neler söylerdiniz?
Kıbrıslı Türk vatandaşların beni, Kıbrıs Rum gazetelerindeki bazı yazarların düşmanca ve çarpıtılmış yazılarıyla değil, gerçek düşüncelerimle değerlendirmesini isterim.
Ben, Kıbrıslı Türk ve Rumların yasalar önünde tam eşit olmalarını, eşit haklarına saygı gösterilmesini ve tek egemenliği olan tek devlette eşit üye olmalarını destekliyorum. Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin bir üyesi olarak 1959-1963 dönemindeki sicilim, devletin tüm vatandaşlara eşit davranması konusundaki tutumumu kanıtlar. Kıbrıslı Türk vatandaşlara, kendi yükümlülüklerini yerine getirmekten vazgeçmelerinden sonra bile Sosyal Sigortadan emeklilik ödenmesini sağlayan bendim. Kıbrıslı Türklerin yeni bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti'nde, yüksek refah düzeyinden yararlanmaları gerektiğini bir kez daha belirtmek isterim.
Kıbrıs'ın yakın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kıbrıs'ın geleceği hakkında çok umutluyum. Kıbrıs Cumhuriyeti 2004'e kadar AB'nin tam üyesi olacak. 2002 yılı sonunda Kıbrıs Cumhuriyeti'nin AB' ye katılımıyla ilgili karar alınacak ve katılım Türkiye'nin yaklaşımına bakılmaksızın değiştirilmez bir karar olacak.
Kapı, bu yeni oluşuma Kıbrıslı Türk vatandaşların katılması için her zaman açık olacak. Umuyoruz ki, zaman ilerlerken Kıbrıslı Türk vatandaşlar bu oluşum dışında kalmak istemeyecekler ve AB'ye girişle birlikte sosyal ve ekonomik açıdan ilerleme, yeni refah ve yeni fırsatlar kazanma açısından kendilerini bunun dışında bırakmayacaklar. Eğer demokrasi varsa, Kıbrıslı Türklerin AB'ye Kıbrıs Cumhuriyeti çatısı altında girme yolundaki seslerini iktidardakiler duyacak ve ciddiye alacaktır. (NK/BB)