Oldukça hastayım.
O yüzden de sersem sepelek, titrek ve mütereddit, enerjisiz ve durgun; güne (benim bugünüm, sizin dününüz, hepimizin pazartesi'si) başladım.
Yıldırım (Türker) çok sıkı bir "Kara Harekâtı" yazısı yazmış.
O, iyi geldi.
Komşum Esin'le buluştuk. O kahve içti, ben çay- temelde. Sinemadan ve siyasetten konuştuk. İlk kez şahane bir komşu- arkadaşım oluyor hayatta.
O, iyi geldi.
Medyanın internet siteleri de; özzz medyamız kadar sağcı, yanlı, yancı, milliyetçi, klişeci, siyaseten yanlışçı. Birkaç site Alaturka Star mıdır nedir, o yarışmada işte, Bülent Ersoy'un "korkunç" "gaflarını" duyurmuş.
O "gaflar" iyi geldi.
Hakikaten gazete(miz) Radikal de: Genelgeçer Medya'dan geri kalmama telaşesinde midir, neyin içindedir, bilemeyeceğim(iz) dinamikler (ya da dinamiksizlikler) leğeninde- acayip acayip manşetler köşecikler. Hepten savaş yanlısı. Kahramancı filan.
Ve fakat Bülent Ersoy'a dönersek; ki, kendisini "Hepimiz Ermeniyiz!" sloganına gösterdiği pseudo- ümmetçi reaksiyon numerolarından ötürü bir nevi Siyaseten Yanlışçılar Kraliçesi ilan etmişliğim mevcuttur-
Öncelikle, sapır sapır vatan evladlarını şehit verdiğimiz BU günlerde, nasıl olur da Şarkı Yarışmaları'na devam ederlermiş! (Ağız bu-Medya Leğeninde.)
Beyaz programını, yarıda mı/sona yakın mı ne keserek bir nevi Vatan Kahramanı ilan edildi biliyorsunuz. (Ya da öğrenmiş oldunuz.)
Tüm bu Medya BoyaBadanacıları hayatlarının "normal" akışında en ufak bir değişiklik vs. yapmamışlardır kesinlikle. Ama böyle asmalar/kesmeler/enkahramanRıdvan numaraları! Bunların bini bir para BU günlerde.
Neyse işte BU süper kritik/milli birlik beraberlik ve Ertuğrul Özkök aryalarına ennn muhtaç olduğumuz günlerde; programlarını kesmedikleri GİBİ-
Bülent Ersoy "Doğurgan olsaydım oğlumu ASKERE GÖNDERMEZDİM"- dememiş mi? Size? Bize? Türkler'e?
Buyrun işte (benim kronik yargılanma maddem olmuş bulunan) 318'den ve yani HALKI ASKERLİKTEN SOĞUTMAKtan yargılanmasını Ersoy'un gerektirecek buzzzlukta ifadeler!!
Yetmemiş, frenlerini tespit edememiş "Ben doğurduğum çocuğu TOPRAĞA VERMEM" lafını da etmemiş mi Ersoy?
Allahtan ve Kutsal'dan, tam oracıkta, Milliyetçi İlkokul Mezunu,
Bir Zamanların Palavralar Kraliçesi (hani babasının öldüğünü ilan edip
küçükken evlendiği "gerçeğini" vs.
gizlemişti), Nasyonalist Hissiyatlanmalarımızın Büyükelçisi Ebru Gündeş programın vatanseverliğini de kurtaracak müthiş bir manevrayla, bir trilyonluk "Allah bana asker anası olmayı nasip etsin. Şehitler ölmez, vatan bölünmez," doğru cevap kutusunu (içdüdüleriyle) bulmuş! İşaretlemiş!
Bu "muhteşem" ve hepimizin Özkök İnsanı önderliğinde/etrafında kenetlenmemizi gerektiren "şahana" cevaplamaya karşılık, Bülent Ersoy NE fışkırtsa beğenirsiniz?
"HEP AYNI KLİŞE LAFLAR!"
Buyrun bakalım! Karşımızda feci şekilde haklı bir Bülent Ersoy! Jüride "Eşlikçi Kız" rolünü oynamaktan iyice sincaplaşmış Ebru Gündeş'in, Nasyonel 1 Abide'ye dönüştüğü anların buzdan heykeller misali bu ultra gerçekçiliğin ısısı karşısında eriyip yok olduğunu ümid edeceğimiz anlar!
Dünyaca Tanınmış Sayılı 1 (Numerolu) Türk Transseksüeli olarak Bülent Ersoy HAKİKİ BİR ANANIN vereceği cevabı vermekten, söylenmesi mecburi olanı değil, içinden pek tabii olarak geçecek duyguları haykırmaktan (gözlerden on sekiz bininci kez düşmek pahasına) imtina etmiyor- Edemiyor.
Hakiki 1 Kadın+Potansiyel 1 Anne olduğunu varsaydığımız E.Gündeş ise klişe mi klişe/duygusuz mu hakikatlerden uzak bir amigoluğu yapı yapıvermekten
vazgeçmiyor. Tribünlere. Birkaç albüm satar bu sayede, dileriz ki.
OYSA Ebru Gündeş'in oğlu olsa, yurdumuzun yakasına kene gibi yapıştırılmış BU savaş, (Allah korusun ama) hâlâ bitirilememiş, tercihen bitirilmemiş olsa; çocuğunu kaplanlar gibi koruyacağına: diyelim Kentucky Fried Chicken Üniversitesi'ne mastır/kastır yapmaya, ya da Dubai'ye (d)işçilik kariyeri yapmaya filan, yollayacağına sular seller gibi eminim ama-
Hiçbir ünlümüzün, güçlümüzün, zenginimizin, pozisyon sahibimizin, medya badanacımızın, köşe tacirimizin evladı/yakını/akrabası vs. şehit düşmedi şimdiye kadar. HİÇ!
Orta ve üst orta sınıflar bir yolunu buluyor, evladlarının şehitlik "mertebesine" yükselmesine mutlaka mâni oluyor.Lar.
Bu yüzden ve her yüzden, boşşş laflar bunlar Ebru hanımkızım. Ve de içiboş mu, afâki, her yüzden de ayıplı, kusurlu laflar.
Saygın Başbakanımız Diyarbakır'da haklarını talep eden Kürtler'e "Bekâra karı boşamak kolaydır," demekten hicap duymadı.
Ben de savaş taciri Türkler'e aynı lafı etmek istiyorum. "El âlemin çocuğunun kanıyla, kahramanlık gerdeğine girmek kolaydır" lafını da. Yaratıklandırıyorum.
Savaş propagandası yaparken az biraz saygılı, edepli olun!!
Gidenlerin anaları, babaları, yakınları var.
Savaş makinesi değil; insan yavrusu, ANA kuzusu onlar. (PM/TK)
Perihan Mağden'in yazısı 26 Şubat 2008'de Radikal'de yayınlandı.