Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Maraş merkezli 6 Şubat depreminin Türkiye ve Suriye’de toplam 23 milyona yakın insanı etkilemesi bekleniyor. Koordine ve hızlı bir yardım eksikliği, tüm Türkiye'yi enkazda kalanlara ve enkazdan kurtarılanlara yardım etmek için tam anlamıyla bir araya getirdi ve seferber etti.
Herkesin elinden geleni yapmaya çalıştığı böylesi bir ortamda, yapılan yardımların ihtiyaç sahiplerine gidebilmesi; her ihtiyacı olanın bu yardımlara eşit olarak erişebilmesi; yardımlara erişmeye çalisan depremzedelerin bu süreçte daha fazla zarar görmemesi ve temel ihtiyaçların doğru şekilde karşılanabilmesi için tüm süreç boyunca toplumsal cinsiyet dinamiklerinin ve dezavantajlı grupların ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerekir.
Deprem gibi doğal afetler var olan tüm eşitsizlikleri daha da derinleştirir. Doğal afetler, herkesi farklı şekillerde etkiler. Böylesi insani krizlerde kadın ve kız çocukları başta olmak üzere, dezavantajlı ve savunmasız gruplar; yaş, engellilik hali, cinsel yönelim, etnik köken ya da din gibi faktörlerden dolayi farklı risklere veya yardıma erişimde sıkıntı çekebilir.
Türkiye'de deprem öncesi de çeşitli haklara erişimde güçlük çeken LGTBI bireyler veya sığınmacılar deprem ile birlikte farklı risk ve zorluklarla karşılaşabilirler.
Toplumsal cinsiyet perspektifinin, dezavantajlı ve risk altındaki gruplar da analiz edilerek yapılan yardımlara dahil edilmesi ise bu risklerin azaltılmasına ve yapılan yardımların etkili ve etkin bir sekilde ve kapsayıcı olarak dağıtılmasına olanak sağlar.
Bu ayrıca, yapılan yardımların kadınları ve kız çocuklarını daha fazla fiziksel, duygusal veya cinsel şiddet riskine tabi bırakmaması için de önemli bir aracı olur.
Son olarak, doğal afet öncesi kadın hakları konusunda yapılmış kazanımların korunması için de toplumsal cinsiyet odaklı yardımlar önemli rol oynar. Çünkü yapılan yardımlar var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini güçlendirebileceği gibi onlara karşı durulmasında da yardımcı olabilir.
Doğrudan insani yardım sektöründe çalışan kurum ve kuruluşların yardımları organize ederken Kuruluşlararası Daimi Komite’nin İnsani Yardım Faaliyetleri için Toplumsal Cinsiyet Kılavuzu’nu göz önünde bulundurması gerekir. An itibariyle sahada çalışan ve ‘’ bunu nasıl yapacağız?’’ diyenler içinse birkaç pratik öneri:
- İmkanınız varsa, dezavantajlı gruplarla çalışan veya kadınlar tarafından kurulmuş veya kadın hakları üzerine çalışan kurumlara bağış yapabilirsiniz.
- Sahada koordine olan ve organize şekilde yardım sağlayan ve bu konuda uzmanlaşan platformlarla, gruplarla, derneklerle veya oluşumlarla iletişime geçin.
- Enkazdan çıkarılan depremzedelerin fotoğraflarını veya videolarını, onlardan o an anlamlı bir onay alamayacagınız için, paylaşmayın. Buna fotoğraflarını veya isimlerini paylaşırsanız, kaçırılma veya istismar riskine tabii olacak çocuklar da dahil.
- Yaşanan stres ve şok sonrası, aile içi şiddet olayları artabiliyor. Ayrıca OXFAM’a göre mülteci kadınlar ve kız çocuklarının cinsel şiddete uğrama ihtimali iki kat artıyor. Çevredeki kadın örgütleri veya bulunduğunuz ildeki barolarla iletişime geçin ve nasıl yardım edebileceğinizi ve sizden yardım istenmesi durumunda hayatta kalanları nasıl yönlendirebileceğinizi öğrenin. Doğrudan kimseye şiddetle ilgili soru sormayın veya şiddet sonrası hayatta kalanları yardım etmek amacıyla aramayın. Bu onlara yardım etmekten çok zarar vermenize sebep olabilir.
- Refakatsiz çocukların aileleriyle birleştirilmesi önceliklidir. Bunu sağlamak için yapmanız gerekenleri buradan okuyabilirsiniz.
- İhtiyaç listelerinin farklı gruplara (kadın, kız çocuklari, erkek çocukları ve erkeklere, farklı yaş grupları, engellilik halleri, cinsel yönelimler, etnik kökenler ya da dinler göz önünde bulundurularak) danışarak ve onların ihtiyaçları ve erişimleri göz önünde bulundurularak hazırlandığından emin olun. Örneğin, regl bakım ihtiyacı afetle beraber kaybolmuyor, tam tersi o materyallere erişim zorlaşıyor. Aynı sey ihtiyaç duyulan veya doğum kontrol hapı gibi duzenli kullanılan doğum kontrol yöntemleri için de geçerli.
- Yaşanan doğal afet insanlarda yoğun stres, depresyon, anksiyete veya travma sonrası stres bozukluğuna sebep olabilir. Tüm bunlar bireylerin günlük hayatını doğrudan etkileyeceği gibi şiddet vakalarinin artmasına da sebep olabilir. Psikolojik ve psikososyal desteğin hem kadın hem de erkek personel tarafından sağlanması bu dönemde oldukça önemlidir.
- Temel ihtiyaçların karşılanmasına ve anlık psikolojik sıkıntıların azalmasına yardımcı olan psikolojik ilk yardımı öğrenebilirsiniz. Sağlamak için psikolog veya ruh sağlığı uzmanı olmanın gerekmediği psikolojik ilk yardım hayat kurtarabilir. Psikolojik ilk yardım ile ilgili daha fazla bilgi için Dünya Sağlık Örgütü’nün Psikolojik Ilk Yardım Rehberi’ne bakabilirsiniz.
- UNFPA’in verilerine göre deprem bölgesinde 214 bin 325 hamile var, bu kadınların 23 bin 814'ünün bir ay içinde doğum yapması bekleniyor. Doğrudan yiyecek yardımı yaparken, gebelerin ve emziren annelerin durumlarını özellikle göz önünde bulundurmak gerekir.
- Yardım dağıtım noktalarının karanlık veya kuytuda olmaması ve herkes (kadın, erkek, kız ve erkek çocuğu, yaşlı ve engelliler dahil) tarafından erişilebilir ve güvenli kabul edilen yerlerde olması gerekir.
- Salgın hastalıkların önlenmesi ve regl donemi gerekli bakımın sağlanması için kritik olan seyyar tuvalet ve hijyen tesislerinin, kadın ve erkekler için ayrılarak, acilen kurulması gerekir. Ayrıca, tüm tuvaletlerin içerden kilitlenebiliyor olması güvenlik ve rahatlık açısından kadınlar ve kız çocukları için elzemdir.
- Kadınların ve kız çocuklarının özel ihtiyaçlarını rahatça söyleyebilmesi için kadın gönüllü sayısının artırılması gerekir. Ayrıca, bölgedeki etnik dinamikler göz önünde bulundurularak tüm grupların kendi anadillerinde bilgiye ulaşabilmesi veya ihtiyaçlarını anlatabilmesi için farklı dillerde konuşan gönüllülerin veya çevirmenlerin de bölgede bulunmasi gerekir. Bilgi doğal afetlerde hayat kurtarır ve herkesin o bilgiye erişim hakkı vardır.
- KADAV’a göre, deprem sonrası kadınların hayatın yeniden yoluna girmesi ve genel hane ihtiyaçlarının karşılanması için yüklendiği sorumluluklar arttığı gibi, bunun üstüne aile üyelerinin duygusal ihtiyaçlarını karşılama rolü de ekleniyor. Ayrıca, depremden etkilenen aile üyelerinin bakım ihtiyaçları da kadınlara düşüyor, ve gerektiğinde yardıma kız çocukları getiriliyor. Tüm bunlar kadın ve kız çocuklarının gerekli hizmetlerden ve haklarından yararlanmak için daha az zamana sahip olmasina ve kendi iyileşme süreçlerine daha az zaman kalmasına sebep oluyor. Yapılan yardımların bu tarz toplumsal cinsiyet rollerini göz önünde bulundurarak, ve bu yükleri mümkün olduğunca azaltmaya çalışarak yapılması gerekiyor.
(CA/EMK)